Paylaş
URLA dünyanın en eski şarap üretim yerlerinden biri. Yıllık üretim 1800’lü yıllarda 70 milyon litreymiş. Bugün ise bütün Türkiye’nin yıllık şarap üretimi 54 milyon litre. Geçen hafta Urla Bağcılık ve Şarapçılık Festivali’ndeki panelde bilgiye doyduk. Urla’ya hanım elinin değdiği hemen anlaşılan bir mekanda, panelin açılış konuşmasını yapan Belediye Başkanı Sibel Uyar, “Yüzyıllardır var olan bu verimli bağcılık bölgesinin köklerini yeniden yeşerteceğiz” diyerek, Urla’yı dünya markası yapacak üzüm ve şaraba sahip çıkılacağı mesajını verdi.
Konuşmacılar ise Urla’nın binlerce yıllık birikimiyle şarap ve yiyecekte İtalya’daki Toscana, Kaliforniya’daki Napa Valley veya İspanya’daki St. Sabestian olabileceğini vurguladı. Şarap teknolojilerinde akla gelen ilk isim Prof. Nihat Aktan, şarabın Türk ekonomisini kurtarabilecek güce sahip olduğunu söyleyerek, “Üzüm şaraba dönüştürüldüğü zaman müthiş bir katma değer yaratıyor. Şişesi 350-400 dolara, 1000 dolara satılan şaraplar var. Türkiye’de Emir, Narince, Bornova Misketi şarap üretiminde kullanılabilen üzüm türleri var. Bunlardan yararlanılmalı” dedi.
Üzüm üretiminde dünya beşincisi, ihracatta ise birinci olduğumuzu söyleyen Prof. Ahmet Altındişli ise Türkiye’de yetişen üzümün sadece yüzde 3’ünün şarap üretiminde kullanıldığına dikkat çekti. Tam 1600 çeşitle dünyada en fazla üzüm çeşidine sahip ülke olduğumuzu belirten Altındiş, üzüm üretiminin yüzde 52’sinin Ege’de yapıldığını vurguladı.
Ve gelelim şarabın Urla’ya katkılarına... Bölgede 5 butik şarap üreticisi var. Bu üreticilerden Can Ortabaş, ilk yıl tesislerine 3 bin ziyaret yapılırken bu sene sayının 20 bine dayandığını söyledi. Her grup 2 ile 3 kişi geldiği için yaklaşık 50 bin kişi Urla’daki şarap vadisini ziyaret etmiş. Ortabaş, şarap turlarına gelenlerin Urla’daki restoran ve dükkanlarla yeni bir ekonomi yarattığına dikkat çekti.
Turizm istatistikleri “Bir turist 6 kişiyi etkiler” der. Bu hesaba göre şarap için Urla’ya gelen 50 bin kişiyi aslında 300 bin kişi olarak düşünmek gerek. Zaten konuşmacılardan Eray Gürler de gastronomi turizmiyle Urla’nın yıldızının kolayca parlayacağı görüşünde.
Üzüm mü, şarap mı?
SON olarak Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Hatice Kalkan Yıldırım şarabın sağlığa yararlarını anlatırken, kanserle savaşta etkili antisiyonin gibi maddelerin üzümü şaraba dönüştüren fermantasyon sırasında oluştuğunu anlattı. Yani şarap içmeyip üzüm yemekle sorun çözülmüyor.
Doç. Yıldırım bunun yanında aşırı içilirse şarabın vücuda zarar verdiğini, kadınların günde 2 kadehi, erkeklerin ise 3 kadehi aşmaması gerektiğini söyledi. Doç. Yıldırım şarabın kanserle savaştan kolay öğrenme ve cilt güzelliğine kadar pek çok yararını anlattı. Keşke her şarap içene alkolik muamelesi yapılmadan makul vergi oranlarıyla elimizin altındaki değerlerden yararlanabilsek.
Paylaş