Traktör zenginiyiz

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü’nde Türk Traktör Genel Müdürü Marco Votta ile sohbet ettik.

Haberin Devamı

Bay Votta, İtalyan ama 18 yıldan beri Türkiye’de yaşıyor. Artık bizden sayılır. Sohbet sırasında Türk Traktör’ün Avrupa’nın en büyük traktör fabrikası olduğunu öğrenince doğrusu biraz şaşırdım. Aslında biraz araştırınca şaşılacak çok şey olduğunu gördüm. Önce yakından başlayayım. Manisa 80 bin 500 adetle Türkiye’de en fazla traktöre sahip kentimizmiş. İkinci sırada yine 80 binin üzerinde traktörle Konya, üçüncü sırada 59 binle Balıkesir ve dördüncü sırada da yine 59 bin civarında traktörle İzmir geliyor.

 

DÜNYANIN DÖRDÜNCÜ BÜYÜK PAZARI
Türkiye’de toplam 1.6 milyon civarında traktör var. Çin, Hindistan, ABD’den sonra dünyanın dördüncü büyük pazarı. Brezilya yüzölçümü çok daha büyük bir ülke olmasına rağmen Türkiye’de oradan iki kat daha fazla traktör satılıyor. Afrika kıtasının tamamında yılda toplam 25 bin traktör satılıyor, Türkiye’de ise geçen yıl satılan traktör sayısı 69 bine yaklaştı. Türk Traktör’ün sadece Ege Bölgesi’nde sattığı 5 ile 6 bin civarındaki traktör Portekiz’de bir yılda satılan traktör sayısına eşit.
Votta’ya Türkiye’nin neden böylesine traktör zengini bir ülke olduğunu sorduğumda tarımda izlenen politikalardaki istikrara dikkat çekti. İnişli çıkışlı değil düzenli destek politikaları olunca, Ziraat Bankası’nı arkasında görünce çiftçinin yarından endişe etmeden yeni traktör aldığını ya da eskisini değiştirdiğini söyledi. Ayrıca, giderek azalsa da hala tarım kesiminde 20 milyon kişinin yaşadığını ve Türkiye’de köyden kente göçün yavaş yavaş gerçekleştiğine dikkat çekiyor.
Traktör sanayinin gelişimi Türkiye’yi sadece üretim değil teknolojide de dünyanın önde gelen merkezlerinden birisi yapmış. Örneğin, Türk Traktör’ün şu anda en fazla ihracat yaptığı ülke ABD... Japonya gibi teknolojik üstünlüğü olan bir ülkeye bile 2013’ten bu yana ihracat yapan şirket dünyada 130’dan fazla ülkeye traktör veriyor.

Haberin Devamı


AVRUPA’NIN TEKNOLOJİ MERKEZİ
Votta, artık New Holland ve CNH gibi yabancı ortaklarının yeni traktör ve zirai ekipman teknolojilerinin tasarımı için kendilerine geldiğini ve AR-GE konusunda Türkiye’nin önemli bir merkez olduğunu söylüyor. Koç Grubu bünyesinde bir şirket olmalarını ise Otosan, Otokar gibi şirketlerin AR-GE çalışmalarıyla birleştirilince kendilerine avantaj sağladığını belirtiyor.
Ayrıca, Türk çiftçisinin teknolojik yenilikleri ve konforu yakından takip edip, Alman çiftçisiyle aynı kalitede ürünleri tercih ettiğine dikkat çekiyor. Türkiye’de tarım arazilerinin birleşip ölçek ekonomisini hedefleyen düzenlemelerin ise beygir gücü yüksek daha büyük traktörlere talebi artıracak.
Yeni teknolojilerle tarımda verimi artıracak donanımlar geliştirdiklerini çok basit gibi görünse de traktörün arazide sağa sola kaymadan düz bir çizgide gitmesini sağlayacak aletlerle tarlada ekilmeyen hemen hemen hiçbir yer kalmamasının mümkün olduğunu söylüyor. Ya da ilaçlama sırasında dönüşlerde spreyi otomatik olarak kesen sensörler ile önemli miktarda tasarruf yapmak mümkün oluyor. Birbiriyle konuşan makineler sayesinde ise doldurma boşaltma arası vermeden kesintisiz hasat mümkün.
Artık Almanya’da sebze toplamak için bile robotların kullanılmaya başladığı bir çağda tarım teknolojisinin gelişiminde Türkiye’nin öncü rol üstlenmesi çok önemli. Türk mühendislerin çok kaliteli olduğunu söyleyen Votta, “Bu ülkede güzel şeyler de oluyor” diye düşündüren bir pencere açıp nefes almamızı sağladı.

Yazarın Tüm Yazıları