Paylaş
Rakamdan çok öte, her biri birer hayat olan bu kayıplara korucular, darbe girişimi ve Fırat Kalkanı’nda yaşamını kaybedenler de eklendiğinde toplam sayı 1.798’e ulaşıyor. Bütün bunlar din ya da özgürlük maskesi altında yürütülen terör denilen kalleş bir savaşın sonuçları. Bırakın İstanbul’daki orman kanunlarını, insanların çevrelerine rahatsızlık vermemek için yüksek sesle bile konuşmaya çekindikleri İzmir’e de terör sonunda bulaştı. Çocukları artık İzmirlilere emanet, kahraman polis Fethi Sekin sayesinde büyük bir facia önlendi. Ama şimdi yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Artık Türkiye’nin doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi yok. Terör her an herhangi birimizi vurabilir.
Ben kendi payıma Bayraklı’daki çatışmadan bir saat kadar önce Adliye’nin çok yakınından geçmiştim. Patlamadan bir saat sonra ise benzin istasyonunda bir kadın heyecan içinde, “Arabamla çatışmanın tam ortasında kaldım. Adliye’nin önündeydim, önce bir patlama oldu. Sonra silah sesleri gelmeye başladı. Oradan nasıl uzaklaştığımı hatırlamıyorum” diye anlatıyordu.
Görüldüğü gibi artık tesadüfen yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz. Yarın PKK’ya da IŞİD terörünün kimi vuracağı belli değil.
YENİ BİR ŞEYLER LAZIM
Peki, böyle yaşamaya mecbur muyuz? Dört bir koldan ve değişik örgütlerden gelen terör saldırılarını bataklıkları kurutmadan durdurmak mümkün mü? Bataklıkları sadece topla tüfekle kurutmak mümkün mü? Türkiye Suriye gibi olur mu?
Bu ve benzer soruların daha fazla artmaması gerek. Artık her şehit cenazesinin ardından yapılan birbirine benzer açıklamalar toplumu tatmin etmiyor. Teröre ilaç olacak yeni bir şeyler lazım.
Aslında geçmişte büyük bir terör dalgası altında inleyen İngiltere, Kuzey İrlanda örgütü IRA, İspanya ise bağımsız bir devlet için terör estiren ETA örgütünün üstesinden gelmeyi başarmıştı.
İspanya’da yüzbinler sokağa dökülmüştü
İspanya’da ETA, 43 yıllık kavga sonunda 2011’de silahlara veda etti. Dönüm noktası ise Bask bölgesinin bağımsızlığı için şiddet uygulayan terör örgütünü, Bilbao ve Sebastian kentlerinde yaşayan yüzbinlerce Basklı’nın sokaklara dökülüp lanetlemesi olmuştu. Tabandan desteğini kaybeden örgütün sonu kolay geldi.
İngiltere’de ise dönemin Başbakanı Tony Blair’in masaya oturma kararlılığı IRA’nın sonunu getiren etkenlerden oldu. Şiddetle sonuç alınamayacağı anlayan IRA üyelerinin bir bölümü siyasi mücadeleye girdi. Kendi içlerindeki şiddet yanlılarına karşı direndiler ve sonunda İngiltere de terör belasından kurtuldu.
İzmir, şehit polisin cenazesinde, sokaktaki vatandaştan sivil toplum örgütlerine, her kesimin büyük bir kitlesel katılımıyla teröre karşı çok önemli bir birlik mesajı verdi. Şiddet yanlıları yalnız bırakılınca sonlarının gelmesi çok daha kolay oluyor.
Paylaş