Prensesin sırrı dünyaya miras kalacak

Haberin Devamı

“ŞEHRİN en güzel yerinde sekizgen görünümlü bir mezar vardı. Bu alışılmadık bir şeydi, çünkü asıl mezarlık şehrin dışındaydı. Kentin ortasına gömüldüğüne göre özel bir insan olmalı diye düşündüm. Mezarın, İskenderiye’deki Faros Feneri’ni anımsatarak sekizgen şeklinde olması aklıma Kleopatra’nın, Efes’e sürgüne gönderilen kız kardeşi Arsinoe’yi getirdi. Bunun üzerine ilk kez 1926 yılında açılan mezara yeniden girmeye karar verdim.”
Bunları bana Avusturya Bilim Akademisi Üyesi Arkeolog Dr. Hilke Thür anlatmıştı. Efes’te 35 yıl çalışıp antik kenti gün yüzüne çıkaran Avusturyalı ekibin en önemli isimlerinden biri olan Dr. Thür şimdi emekli, ama hala Selçuk’a gidip geliyor.
Hikayenin devamında Dr. Thür 90’lı yılların başında yeniden mezara girer ve kafası olmayan bir kadın iskeleti bulur. Başsız iskelet ona, geçmişte Efes’te çıkarılıp önce Almanya’ya ardından Avusturya’ya götürülen, sonra da İkinci Dünya Savaşı kargaşasında ortadan yok olan bir kadın başını hatırlatır.
Thür, o olayla bağlantı kurarak araştırmalara başlar. İncelemelerde iskeletin 15 ile 18 yaşları arasında bir kadına ait olduğu kesinleşir. Kleopatra o çağlarda 27 yaşında olduğuna göre kız kardeşi olması muhtemeldi. İskeletin hastalık olmadan aniden ölmüş Kuzey Afrikalı bir kadına ait olması, Arsinoe ihtimalini iyice güçlendirir. Çünkü Prenses Arsinoe, ablası Kleopatra’nın Romalılarla işbirliğine karşı çıktığı için ülkesi Mısır’dan Efes’e sürülmüş, orada da komutan Antonius’un emriyle öldürülmüştü.
Bu konu o kadar ilgi çeker ki ‘Bir katilin portresi’ adıyla BBC’de bir belgesele konu bile olur.

Haberin Devamı

Henüz 10’da biri çıkarıldı
İşte binlerce yıllık tarihi boyunca böylesine ilgi çekici hikayelerle dolu, üzerinden onlarca medeniyet geçen Efes, Dünya Kültür Mirası listesine alındı. 8.000 yıllık geçmişi olan Efes’in bugün gezdiğimiz bölümü ise M.Ö. 300 yılında Büyük İskender’in generallerinden biri tarafından kurulmuş.
Dr. Hilke Tühr bana bugün gördüğümüz Efes’in gerçek Efes’in sadece 10’da biri kadarı olduğunu söylemişti. İşte şimdi Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girdiği için gerçek Efes’in ortaya çıkmasıyla çok daha hızlanacak. Çünkü;
Dünya Kültür Mirası Listesi’ne girmek demek insanlığın ortak mirası olarak kabul edilen üstün evrensel değerlere sahip kültürel ve doğal sitleri dünyaya tanıtmak, toplumda söz konusu evrensel mirasa sahip çıkacak bilinci oluşturmak, bozulan, yok olan kültürel ve doğal değerlerin yaşatılması için gerekli uluslararası işbirliğinin sağlanması demek. Sözleşme ile taraf devletlere ellerindeki değerleri en iyi şekilde gelecek nesillere aktarmaları için sorumluluklar yükleniliyor. Dünyada bu sözleşmeye imza atan 175 ülke var ve bunların oluşturduğu Dünya Miras Fonu var.

Yazarın Tüm Yazıları