Paylaş
HAYATLARININ baharlarında gencecik öğrencileri töhmet altında bırakan, dünyada sadece diktatörlükte yönetilen birkaç ülkede uygulamalarına rastlanan öğrenci evleri tartışmasının doruk noktasına ulaştığı bir günde yolum Seferihisar tarafına düştü.
Otomobilin radyosunda Manisalı üniversite öğrencilerinin evlerine yapılan baskınla ilgili haberleri dinlerken aklıma yıllar önce yine Manisa’da liseli çocukların çektikleri eziyetler geldi. Türkiye’de insan haklarının simgesi haline gelen bir davaydı o. Örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle 1995’te gözaltına alınıp işkence gören gençler, en güzel yıllarını hapishanelerde, mahkemelerde geçirdikten sonra beraat etmişti. Bunları düşünürken son zamanların deyimiyle acı acı, “Ne çekti Manisa’lı gençler” demekten kendimi alamadım.
İşte böyle bozguna uğramış bir ruh haliyle Seferihisar’da Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi’nin kapısını çaldığımda bir anda kendimi bambaşka bir dünyada buldum. Başkan Neptün Soyer ve kooperatif üyesi arkadaşları hummalı bir çalışmayla taze kesilmiş Ege otları paketlemekle meşguldü. İstanbul’da iki ünlü lokantanın hindiba, ısırgan, turp otu, arap saçı gibi ot siparişlerini akşam kargosuna yetiştirmeye çalışıyorlarmış.
Ben gidince nefeslenmek için biraz ara verip bahçeye çıktılar. Sonra kahveler geldi. Sakızlı kahveyi çok severim de mandalinli kahveyi hiç içmemiştim. Ağzınıza nefis Seferihisar mandalinasının tadı, burnunuza mis gibi kokusu geliyor. Meğer kooperatif üyelerinden biri geliştirmiş mandalinalı kahveyi. Kurutulmuş mandalinayı un haline getirip kahveye katıp nefis bir ürün geliştirmiş.
Seferihisar’da turistlere ot kursu
NEPTÜN Hanım ve arkadaşları, www.seferipazar.com adlı web siteleriyle internet üzerinden e-ticaretle sattıkları ottan bala, reçelden yumurta, zeytinyağı ve köy ekmeğine kadar Seferihisarlı kadınların ürettiği 100’den fazla ürünün hikayesini anlattı. Birçok yeni projenin de haberlerini verdi. Bunların başında bir süre önce yaklaşık 100 bin liralık fon alma hakkı kazandıkları Anadolu Efes’in “Gelecek Turizm”de adlı projesi geliyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Fonu’nun da ortaklar arasında yer aldığı programa, “Seferihisar’ın Geleneksel Mutfağı Projesi” ile katılıp desteklenmeye hak kazanan üç projeden biri olmuşlar.
Proje, kooperatif üyelerine sık sık labada veya arapsaçı gibi otların nasıl tanınıp iyisinin nasıl anlaşılacağı, Seferihisar’ın özel yemeklerinin nasıl yapıldığı, zeytinyağlı sabunun nasıl yapıldığı gibi sorular gelmesi üzerine ortaya çıkmış. Bu alandaki bilgi ve becerilerini bir okula çevirme kararı alan kooperatif, hazırladığı projeyle üyelerine ders verdirecek. Üyeler bunun için önce İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları Bölümü’nden eğitim alacak. Daha sonra reçelden tarhanaya, Arap saçından şevketi bostana yöresel yemeklerini bölgeye gelecek yerli ve yabancı turistlere kurslar düzenleyerek öğretecek. Böylece yeni bir turizm türü geliştirecek. Proje için kurulacak mutfağın restorasyon çalışmaları da fondan sağlanan kaynaklarla sürdürülüyormuş.
İç ve dış siyasetin her gün başka bir olayla Türkiye’yi gerdiği şu günlerde geleceğe ışık tutan böyle projeler hala güzel bir şeyler olduğu için kararan ruhlarımıza umut oluyor.
Teşekkürler Seferihisarlı kadınlar.
Paylaş