Nerede o eski balıklar

BALIK severlerin merakla beklediği çipura göçü “Ne oluyor?” demeye kalmadan bitiverdi.

Haberin Devamı

Her yıl yumurta bırakmak için Ege’nin kuzeyinden Didim’e doğru göçe başlayan çipura sürüleri ekim ayının son haftası ile kasımın ilk haftasında İzmir çevresinden geçerken balıkçılara bayram ettiriyordu. Geçen yıl 10 ile 15 gün balık mezatlarında kiloluk çipuralar normal fiyatlarının yarısına hatta üçte birine kadar daha ucuza satılmıştı.
Ama bu yıl küresel ısınmadan balıkçılar da nasibini aldı. Havalar bu mevsimde hala sıcak ve sakin olduğu için çipura sürüleri açıklardan oltalara, ağlara takılmadan geçip gitti. Birkaç gün balık mezatlarında boy gösterip 1.5 kilosu 70 TL’den satıldı, ama çok kısa sürdü.
Aslında denizleri kirletip atmosfere gazları saldıkça dünyanın geldiği hali en güzel eski fotoğraflar anlatıyor. Geçen ay kaybettiğimiz usta fotoğrafçı Ara Güler’in dediği gibi “Zamanı durduran” bu fotoğraflardan birini bir balıkçı tezgahının arkasında gördüm. Belki de ustanın çektiği karelerden biriydi. Bir hamalın oflaya, puflaya sırtında taşıdığı en az 50 – 60 kiloluk bir balık irisi. Şimdi nerede, pazarda bile satılabilen orkinos bolluğu. Palamut familyasının irilerinden torik bile mumla bulunuyor.
Ne yazık ki, insanoğlu olarak el birliğiyle yaşanamaz hale getirdiğimiz dünyamızda, 50 - 60 yıl önce İstanbul sokaklarında sıkça görülen bu görüntüleri artık görmek mucize...

Haberin Devamı

 
İzmir’in Fazıl Say şansı

PİYANONUN tuşları Körfez’in suları gibi dalgalanırken, “İzmir ne şanslı bir kent. Dahi bir müzisyen tarafından adına beste yapılan dünyada kaç kent vardır” diye düşündüm.
‘İzmir Süiti’nde ilk bölümün adı ‘Körfezin Dalgaları’. Fazıl Say, bir yıl önce Büyükşehir Belediyesi’nden gelen teklif üzerine besteyi yaparken her bölüme İzmir’in ruhunu yansıtmaya büyük bir özen göstermiş. Mesela Kordon’da Sessiz Sabah ve son bölümde caz ritmleriyle süslü Zeybek’i dinlerken, dünyanın neresinde olursanız olun kendinizi İzmir’de bulursunuz.
Chopin, Brams ve Rahmaninov, İzmir’e gelseydi düşüncesiyle yaptığı uyarlamalar “İzmir’in Dağlarında Çiçekler Açar” melodileriyle öylesine zenginleşmiş ki, insan dinlemeye doyamıyor.

Haberin Devamı


O DA URLALI OLDU
Bu arada Fazıl Say’ın artık Urlalı hemşehrimiz olduğunu da öğrendik. O nedenle toplam 7 bölümden oluşan eserdeki ‘Urla Şiiri’ adlı bölümün ‘İzmir Süiti’ içerisinde bence özel bir yeri var.
Yılda 120 konseri olduğunu belirten Say, ‘İzmir Süiti’ni dünyanın her yerindeki bu performanslarında seslendireceğini söyledi. Öyle şehirler vardır ki, tek bir müzik parçasıyla akıllara gelip insanlarda gidip, görme arzusu uyandırır. Say’ın dünyanın dört bir yanında seslendireceği ‘İzmir Süiti’nin klasik müzik severler için böyle duygular yaratacağından eminim. Teşekkürler Fazıl Say. Teşekkürler İzmir’e böyle bir eser kazandırtan Büyükşehir Belediyesi.
AMA...
Fazıl Say’ın sadece adı için bile saatlerce kapılarda beklemeye hazır on binlerce İzmirli var. Geçmiş konserlerde bunu gördük. Keşke ‘İzmir Süiti’nin davet organizasyonu daha iyi yapılıp, salon boş kalmasaydı. Böylesine bir eser, salonlara sığmayan bir kalabalıkla, çok daha coşkulu bir ‘dünya prömiyeri’ni hak ediyordu.

Yazarın Tüm Yazıları