Paylaş
Hattın öbür ucunda o güne kadar adını çok duyduğum ama hiç tanışmadığım Güngör Uras vardı. Bir gazetenin yeni kurulmakta olan ekonomi servisinde görev alıp alamayacağımı soruyordu. Sonra bizim kuşağın ekonomi gazetecileri gibi benim de Güngör abim oldu.
İzmir’e çok sık gelen Güngör Uras, Ayvalık Zeytin Hasat Günleri’nin de müdavimlerinden biriydi. Ama herkes zeytin toplamada en son geliştirilen makineleri incelerken, ben onu zeytin işçileriyle sohbet ederken görürdüm. Uzun zamandır gidemediğim bu hasatlardan birinde İvrindi’den gelen işçi kadınlar, Güngör abiye yevmiyelerinin günlük 25 TL olduğunu, bir bölümünü de onları Ayvalık’a getiren tayfa başına verdiklerini anlatmışlardı. Daha sonra elinden hiç düşmeyen defterine aldığı notlarla işçilik ücretleri ve zeytinyağı fiyatlarını analiz eden güzel bir yazı kaleme almıştı.
Ben Güngör abiye ‘istatistiklerin efendisi’ derdim. Devlet Planlama Teşkilatı’nda çalıştığı yıllarda haşır neşir olduğu sektörel üretim, tüketim rakamlarının Ayşe Hanım teyzenin günlük hayatına etkisi yazılarında görülürdü. Hiç akla gelmeyecek veriler, örneğin Türkiye’nin yıllık polietilen üretimi ve bunun hazır giyim fiyatlarını ne yönde etkileyebileceği gibi analizleri Güngör Uras’ın gazetedeki sütunlarında yakalamak mümkündü. Ya da arabanızda giderken bir radyo programında yıllık çimento üretim rakamlarını vererek inşaat sektörünü yorumlarken karşınıza çıkması mümkündü.
AYŞE HANIM TEYZENİN DOLARI
Mesela, uzun tatilin ardından gerçek hayata döndüğümüz bugün gözler ekonomiye çevrilmişken, “Ayağını yorganına göre uzatacaksın. Kazandığından fazla harcamayacaksın” diye olan biteni özetleyebilirdi. Ayşe Hanım teyzenin cebinde dolar olmasa bile dövizdeki dalgalanmaların mutfağını nasıl yaktığını da sokak diliyle çok güzel anlatırdı.
Ekonomi gazeteciliğine rehber olmuş, hep üreten hayat dolu bir insanı kaybettik.
Gelecek nesillere örnek olması dileğiyle hep hatırlayacağız.
Paylaş