Havaya temel atıyorlar

İNŞAATLAR temel kazılıp binanın kaymayacağı sağlam zemine ulaşıldıktan sonra başlar. Bunun için çeşitli teknik yönetmelikler vs vardır. İnşaat yapılacak yerin adeta gökyüzüne doğru temel atar gibi önce toprakla doldurulup sonra üzerine binaların kondurulduğunu ben hiç duymamıştım. Meğer öyle yapanlar da varmış. Amaç, araziyi deniz görecek seviyeye kadar toprakla yükseltip sonra üzerine deniz manzaralı konutlar kondurup satmak.

Haberin Devamı


Biliyorum buralarda yazılanlar bazı kurumlar için buzun üzerine yazılmış yazıdan farksız. Ama yine de kayıtlara geçsin diye yazmadan edemeyeceğim. Nedeni ise Urla’da doğa harikası bir vadiye doldurulan hafriyatın ağaç yüksekliğine erişmesi. Sonra bu dolgu zemin üzerine inşaat yapılacak mı, dehşetle merak ediyorum.
Benzer durum yine Urla Sefaköy’de bir süre önce dere yatağının da bulunduğu bölgeye binlerce ton hafriyat dökülünce de yaşanmış. Doğal yapı bozulup, su baskını tehlikesi yaşandığında yapılan şikayetlere Büyükşehir Belediyesi’nin cevabı, “İnceleme yapılmış. Yerel belediyeden dolgu için izin alındığı tespit edilmiştir” şeklinde olmuş. Yani yapacak bir şey yokmuş.
Bu durumda dolgu zemin üzerine inşaatlara izin veriliyorsa, eğer teknolojide de çok büyük yenilikler olmadıysa, o konutlarda oturacaklara şans dilemekten başka yapacak bir şey yok demektir.

Haberin Devamı

Havaya temel atıyorlar

 

Zeytinyağlı ye, tok hisset

BEYİNDE anıların işlediği, korku gibi duyguların kaydedilip yer aldığı, vücut sıcaklığını, açlığı, susuzluğu kontrol eden farklı bölgelerin bulunduğu malum. Geçen hafta zeytin, zeytinyağı, şarap ve organik ürünlerin sergilendiği Olivetech Fuarı’nda yine ilginç bilgilere sahip olduk. Bence fuarın en ilgi çekici bölümlerinden biri, günlük yaşamda gerekli bilgilerin bilimsel temelle uzmanlar tarafından anlatıldığı Gurme Sohbetleri...
Bu sohbetlerden birinde Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Ümmühan Tibet’in açıklamaları dikkatimi çekti. Tibet, şişmanlık ile zeytinyağı arasındaki bağlantıyı gösteren bilimsel çalışmalardan örnek verirken, “Tabii ki, zeytinyağında bütün yağlar gibi kalori var. Ancak son araştırmalarda, zeytinyağı tüketildiği zaman beyindeki doyma fonksiyonunu belirleyen bölgenin harekete geçtiği ve tokluk hissi yarattığı anlaşıldı” bilgisini verdi. Bu duruma kendisi ve diğer tadım uzmanlarını örnek gösteren Tibet, işi gereği bazı günler 250–300 gram zeytinyağı tadımı yaptığını, ancak kendini hep tok hissettiği için kilo problemi yaşamadığını söyledi.
Tabii, bu bilgiler kızartmada da kullanılan riviera değil, naturel sızma zeytinyağları için geçerli. Zaten konuşmacılardan Prof. Sedef Nehir El, naturel sızma zeytinyağını salatalarda ve soğuk yemeklerde ilaç niyetine kullanılmasını tavsiye ediyordu. Zeytinyağının antioksidan özelliğine dikkat çeken Prof. El, “Biz insan yaşamında oksijensiz yaşayamıyoruz. Fakat bizi yaşlandıran şey de oksijen. Dokularımıza zarar veriyor. Böyle bir paradoksun içindeyiz. Doğal olarak antioksidan maddeler, oksijenin dokularımıza verdiği zararı onararak hücrelerimizde yarattığı yaşlanma etkilerini geciktirip azaltıyor” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları