Canımızı sokakta bulmadık

ELAZIĞ, Manisa ve Kırkağaç deprem gerçeğini bir kez daha tokat gibi suratımıza çarptı. İzmir İnşaat Mühendisleri Odası’nın (İMO) açıkladığı veriler korkunç... İzmir’de 7 büyüklüğünde bir depremde en az 70 bin bina yıkılacak, 30 bin kişi hayatını kaybedecekmiş.

Haberin Devamı

 


Deprem birgün İzmir’i de vuracak. İMO deprem tahminleriyle vakit kaybetme yerine binaların sağlamlaştırılması uyarısı yapıyor. Ama önlemleri alacak kurumlar sınıfta kalmış. 10 yıl önce İzmir’in yapı stoklarını 2017 yılına kadar çıkarıp, risklileri belirleme kararı alınmış. Ancak henüz hiç bir çalışma yapılmamış. İMO’nun bu açıklaması çok vahim. Sorumlular mutlaka hesap vermeli...
Kimse kusura bakmasın. İzmirlilerin canı, ilgililerin beceriksizliklerine bırakılamayacak kadar kıymetli.

 
Gödence’den Londra’ya
bir katma değer hikayesi

ÜZÜM kilosu 1 dolardan ihraç ediliyor. Aynı üzümü şarap haline getirerek katma değer yarattığınızda, şişesi 50 dolardan 50 kat fazlasıyla yurtdışında satmanız mümkün.
Dünyada yıllık 75 milyon ton üzümün yüzde 7’si Türkiye’de üretiliyor. Ancak, Türkiye’deki üzümün yüzde 52’si sofralık, yüzde 36’sı kurutmalık. Şaraplık üzümün payı ise sadece yüzde 4...
Geçen hafta 40 yıllık arkadaşım ürettiği butik şarapları İngiltere’ye ihraç etmeye başlayınca bu rakamları hatırladım. Ayda Bağları’nın sosyal medya hesaplarında Londra için yüklenen ilk partinin sevinci paylaşılıyordu. Bu paylaşımla ilgili yorumlardan biri dikkatimi çekti. Zeytinyağı üreticisi Hiçoliveoil şunları yazmıştı:
“Yarımadamızın şarap markalarından biri olan Aydawinery ilk ihracatını yaptığını duyuruyor. Ne mutlu bize ki, tarihte tüm Akdeniz havzasına şarap ve zeytinyağı gönderen bu topraklardan yeniden dünyaya bizim ürünlerimiz dağılıyor. İhracat yolunun ne kadar meşakkatli ve sabır gerektiren bir yol olduğunu bilen bizim için sevgili üreticimize çok içten alkışlar.”

Haberin Devamı


BİR BAŞARI HİKAYESİ
Seferihisar’ın dağ köylerinden Gödence’de yabani otlar ve çalılarla kaplı bir tepeden, şişelerinin Londra yolculuğuna kadar Ayda Bağları’nın gelişimini yakından bilirim. Asıl mesleği diş hekimliği olan Ayda Kalelioğlu ve büyük destekçisi eşinin başarı hikayesi var bu yolculukta.
Kalelioğlu önce Fransa’da şarap yapımının önde gelen üniversitelerinden birinde iki yıl eğitim aldı. Böylece topraktan, bağ kurmaya, üzüm hasadından şarap yapmaya, şişelemeden pazarlamaya her aşamayı teori ve uygulamada öğrenerek Türkiye’deki az sayıdaki önologdan biri oldu.
Sonrasında Gödence’de 32 dönüm üzerine kurulan yeni bir bağ, şarap üretim tesisleri, tadım yeri ve restoranla bölgeye renk kattı Ayda Bağları. Tesislerde traktör gibi motorlu araçlar yerine toprağın atla sürüldüğü biodinamik metotlarla ve organik olarak üretim yapılıyor. Tesislere ziyaretçi akını başlayınca Gölcük gibi çevre köylerde de butik şarap ve zeytinyağı üretimi için yeni yatırımlar başladı.
Kuruluşunun üçüncü yılında Vinayda’nın Londra’daki restoran ve satış noktalarına ihracat yolculuğu başladı. Böylece 1 dolara ihraç edilen üzümün değerine defalarca değer katmanın başarılı örneklerinden biri oldu. Her yıl şaraptan Fransa 10, İtalya 6, İspanya 3, Şili 2 milyar euro kazanıyor. Keşke binden fazla çeşitle üzüm cenneti olan Türkiye’de Vinayda gibi örnekler çoğalsa...

Yazarın Tüm Yazıları