Paylaş
Sinan Kozanoğlu İngiltere’de Leeds Üniversitesi’nde elektronik eğitimi aldıktan sonra dünyaca ünlü elektronik tasarım firmalarında deneyim kazanmış. Sonra da İngiliz eşiyle birlikte Türkiye’ye dönüp İzmir’e yerleşmiş. Aslında Türkiye’ye geldiği yıllar, araştırma, geliştirme ve inovasyona önem verilmeyen, malzeme, araç gerecin bile bulunamadığı 1980’lerin başı. Ama Kozanoğlu öyle işler yapmış ki, geliştirdiği ürünlerin patent hakkı için dünya devleri peşinde koşmaya başlamış. Bir zamanlar yürüyen çamaşır makinelerinde titreşimi yok etme, Savunma Bakanlığı için uzaktan kontrollü insansız mayın arama tanklarının elektronik sistemleri, yemek pişirirken tencerenin sadece altını ısıtıp yan yüzeylerin soğuk kalmasını sağlayarak mutfağa büyük kolaylık getiren ocak sistemleri, elektrikli otoların akülerini kendi içinde şarj etmesini sağlayan jeneratörler bunlardan bazıları.
Çok özel bir ürün
Ama Sinan Kozanoğlu’nun tasarımlarıyla son dönemde yapılan öyle bir ürün var ki yakın bir gelecekte dünya pazarlarının yüzde 10’una hakim olacak. Özellikle çalışan anneler için hayatı kolaylaştıran göğüsten süt çekme pompası bu ürün. Aslında benzerleri var, ama amaç en iyisini geliştirmek olunca, AR-GE ve inovasyondaki başarılar önemli oluyor. Pompa deyip geçmemek gerek. Annenin memesinden süt çekebilmek çok özel bir bilgi birikimi. Öyle bir alet olmalı ki, bebeğin ağız hareketlerini taklit ederek ve negatif basınç yaparak annenin göğsündeki sütü çekebilsin. Bunun için bebeğin ağız hareketinin yapılmasını sağlayacak bilgisayar programının yazılımından, emme görevini üstlenecek mekanik bölüme kadar bir çok bileşenin bir araya getirilmesi gerekiyor.
Halen dünyanın en büyük market zinciri Amerikan Walt Mart’ın raflarında satılan Lansinoh marka anne sütü pompaları, İzmir’de Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılmış ürünler. Önümüzdeki beş yıl içerisinde Japonya’dan Çin’e kadar dünyanın en büyük pazarlarında satılacak olan milyonlarca ürün de, yine İzmir’de yapılıp bu ülkelere gidecek. İşte ENKO Elekronik’in sahibi Sinan Kozanoğlu ve Lansinoh Türkiye Genel Müdürü Cahit Üstündağ ile yaptığımız sohbetten ilginç bölümler.
AR-GE NEDİR VE BİR ÖNERİ
Sinan Kozanoğlu’na günlük hayatta çok sıkıntı çekilen bir konuyu dile getirdim ve bir çözüm önerdim. Teknik olabilirliğini sordum. Kozanoğlu kendisinin de aynı sıkıntıyı yaşadığını söyleyerek, “Çok iyi fikir. Bunu hayata geçirelim. Elektronik tasarımı kolay ” dedi. Sonra da anlatmaya başladı:
“İşte AR-GE böyle bir şey. Önce fikirle yola çıkılıyor. Sonra pazar araştırması yapılıyor. Kimler neler üretiyor inceleniyor. Firma ‘Ben bunu istiyorum’ dediğinde tasarıma başlanıyor. Bir ürün ortaya çıkıyor, sonra prototipi yapılıyıp testlere geçiliyor.
Yürüyen çamaşır makinesi
Sanayi tipi büyük çamaşır makinelerdeki titreşimi azaltmak için 1986 yılında yaptığımız çalışma böyle oldu. Bu makineler 200 – 300 kilo çamaşırı 600- 700 devirle sıkmaya başladığı zaman çok tehlikeli bir hale geliyordu. Eski ortağımla kazan dönerken ön ve arka düzlemine su püskürterek bu dengeyi sağlayabileceğimizi düşündük. Fikir olarak yola çıktık ama pratiğe geçirmek için 4 ile 5 yıl AR-GE süreci geçirdik. Dünyada ünlü firmalar makinenin ağırlığını artırarak sorunu çözmeye çalışıyordu. Ama 15 ton makine yapmanın bedeli de ağır oluyordu. Biz makinenin ağırlığını 4.5 tonda tuttuk. Fizik kurallarına göre vektörün karşısına 180 derece açıdan aynı ağırlık konursa eşitlenir, denge olur. Biz de bir tarafa doğru dengesizliği olan makinenin tam zıt tarafına, dengeyi sağlayacak şekilde su püskürterek titreşimi sıfırlıyorduk. Çamaşır hareket ettikçe dönme anında bunu devamlı hesaplayıp, dengesizlik nerede ise o yöne su atarak dengeye getiren bir ürün geliştirdik. Bu öyle bir inovasyon oldu ki bütün büyük firmalar peşimize düştü. Sonunda patenti Alman Miele satın aldı.
KOYUN KIRPARKEN DOĞAN İMPARATORLUK
Japon Pigeon dünyanın en büyük biberon üreticisi. Bebek ürünlerinde bir başka dünya markası ise Amerikan Lansinoh. Geçmiş yıllarda adı (Piegeon) güvercin anlamına gelen Japon firması Lansinoh’u satın alarak kanatlarının altına sokmuş. Böylece bebek ürünlerinde Uzakdoğu’dan, Amerika ve Avrupa’ya kadar uzanan bir dünya imparatorluğu doğmuş.
Aslında Lansinoh’un doğuşunun da ilginç bir hikayesi var. Avustralya ve Yeni Zelanda’da koyun kırpan erkeklerin ellerinin, eziyetli ve zor bir işle uğraşmalarına rağmen, pamuk gibi bembeyaz oluşu dikkat çeker. Lansinoh’un kurucusu Reshade Hagen isimli yahudi bir kadın bebeğini emzirirken koyun derisinin köklerindeki Lanson adlı maddenin meme başarına da iyi geldiğini görür. Böylece özellikle emziren annelerin derdine deva olan Lanonin adlı kremin yolculuğu başlar. Zamanla bu krem bebek ürünlerinde dünya markası Amerikan Lansinoh’u yaratır.
Hedef 1 milyon adet
? Lansinoh Türkiye’ye ilk kez 2002 yılında geldi. Cahit Üstündağ, temsilciliğini yaptığı Lansinoh’un çalışan anneler için hayati önem taşıyan anne sütü pompasının Türkiye’de üretilebileceğini düşünür. Çalışan anneler pompa kullanarak hem sütten kesilmiyor, hem de sütünü günde üç dört kez küçük şişelere biriktirerek yavrularının sağlıklı beslenmesini sağlayabiliyor. O nedenle 2009 yılında dünyada satışları 7 milyon adet olan anne sütü pompasının 2015 yılında 15 milyonu bulması bekleniyor. Üstündağ sonraki gelişmeleri şöyle anlatıyor:
“Türkiye’de üretim fikri 2008’de başladı. Tesadüf sonucu Sinan Kozanoğlu beyle tanıştık. Kendisini ikna etmem bir yılımı aldı. 2010 yılında hem AR-GE’sini yaptı, hem pompayı tasarladı. Proje için İzmir’e 10 milyon lira kadar yatırım yapıldı. İlk üründen yüzde 95’i ABD’de olmak üzere 200 bin kadar ürün satıldı. Şimdi mekanik üretimi biz, elektronik üretimi ENKO yapıyor. Ekim ayında ABD’ye üstün nitelikli yeni bir ürün daha vereceğiz. İlk yıl 100 bin adet üretim olacak. Yeni geliştireceğimiz iki yeni ürünle daha 2013 sonunda Asya, Çin, Japonya’da da bizim ürünlerimiz satılmaya başlanacak. Hedefimiz dünya pazarının en az yüzde 10’una sahip olmak. Bu da şu an 100 bin adet olan üretimimizin 1 milyon adedin üzerine çıkması demek.
KENDİNİ SARJEDEN ELEKTRİKLİ OTOMOBİL
Çamaşır makineleriyle Hindistan’a da giren Kozanoğlu’nun firması ENKO, bu ülkedeki jeneratör pazarı ile tanışmış. Hindistan Telekom’un jeneratörleri ve yakıt tasarrufu için yaptığı değişken hızlı jeneratör tasarımı büyük ilgi görmüş. Tasarımlarıyla Hindistan pazarında yüzde 10 daha az yakıt yakıt kullanılacağını belirten Kozanoğlu, bunun milyarlarca dolarlık tasarruf anlamına geldiğini söylüyor. Ama Hindistan için geliştirdikleri elektrikli ve dizel jeneratörlü hibrit araç en önemli çalışmalardan birisi. Hibrit araçlarda motoru hareket ettiren sistemlerin kontrol devrelerini geliştiren ENKO’nun bu sistemiyle araçlar kendi akülerini şarj edebiecek. Araca konacak küçük bir jeneratör, akü bitmek üzereyken otomatik olarak devreye girip şarj yapabilecek. Böylece sık sık
priz arayıp, elektrik şarj etmesine gerek kalmayacak. Böyle hibrit araçlarda petrole göre yüzde 30- 40 yakıt tasarrufu sağlanıyor. Hibrit motorların yat ve yelkenlilerin motorunda da kullanılabilecek.
Paylaş