Paylaş
Seyahat yasağının kalkmasıyla 34 başta olmak üzere yabancı plakalı araçların istilasına uğramıştı ilçe. Kafeler dolmuş, maskelerin altından içecekler yudumlanmaya çalışılıyordu. Yeni normal bir görüntü vardı.
Ancak hizmet sektöründeki maskeli yaşam ve sosyal mesafe titizliği inşaat başta olmak üzere diğer iş kollarında pek görülmüyordu. İnşaatlarda ya da örneğin bahçe yapımında çalışanlar bırakın maske takmayı, sosyal mesafeye bile uyamıyor ya da işleri gereği bunu yapamıyordu.
Bu çalışanlar virüs kaparsa ailelerine ve birlikte çalıştıkları arkadaşlarına da taşıyacaklar. Gittikleri market, lokanta gibi yerlerde bulunan diğer müşteriler ve oraların çalışanları için de aynı tehlike mevcut.
Artık yeni normal gerçeğini kabul etmek gerek. Harvard Üniversitesi akademisyenlerinin çalışmasına göre maske ve sosyal mesafeli yaşam tarzı 2022 sonuna kadar sürebilecek. Araştırma eski normal yaşama dönebilmek için bazı soruların cevabının bulunması gerektiğini söylüyor. Bunlardan bazıları şöyle:
Virüsün yayılma hızı mevsimlerle değişecek mi? Hastalığa yakalananlarda ne kadar bağışıklık olacak? Çeşitli koronavirüslerine maruz kalıp hafif atlatanların geçirdikleri hastalık Kovid-19’a karşı koruma sağlayacak mı?
Araştırmacıların bilgisayarlarda yaptıkları modellemelere göre yeni vakalara karşı hastane kapasitelerinin artırılması gerekiyor. Hem hastanelerin hazırlanması, hem de aşı bulunsa bile herkese ulaştırılıncaya kadar geçecek süre hesaplandığında 2022 boyunca da maskeleri takıp, sosyal mesafeyi korumak gerekecek. Bir başka deyişle daha iki yıldan daha fazla sevdiklerimizle, dostlarımızla kucaklaşmaya hasret kalacağız.
Krizden çıkışa bir formül
GEÇEN hafta TÜBİTAK’ın desteklediği bir çalışma ile Bilkent’ten Prof. Erinç Yeldan ve ODTÜ’den Prof. Ebru Voyvoda, salgının sosyal ve ekonomik etkilerine karşı çözümler öneren bir araştırma yayınladı. Araştırmanın özellikle çözüm önerileri bölümü ilgimi çekti. Bu yıl milli gelirde yüzde 26.7 kayıp, işsiz sayısında 7 milyon kişi artış öngören araştırma hane halkı gelirlerinin ise yüzde 46.3 düşeceğini tahmin ediyor.
Çözüm olarak ise ücretlilerin, ortalama ücretin yüzde 50’sine denk gelecek sürekli gelir transferi ile desteklenmesi, küçük ve orta boy şirketlerin ve kendi hesabına çalışan kesimin desteklenmesi, kamunun tüketim harcamalarının yüzde 20 artırılması şeklinde bir model öneriliyor.
Böyle bir paket uygulanırsa hane halkları kullanılabilir ücret geliri kayıplarının yüzde 85’i telafi ediliyor, yurtiçi gayrı safi hasıla salgının yaratması muhtemel düzeye görece yüzde 60 kazanım sağlıyor, olası Kovid-19 altındaki bütçe açığı yarı yarıya azalıyor, özellikle ara ve yatırım malları üreten sektörler canlanıyor.
Virüsün ekonomideki etkilerinin yoğun hissedildiği şu günlerde kanımca tartışılması gereken bir öneri.
Paylaş