2015’te “yüzde 0 büyüme” tehlikesi

Haberin Devamı

Geçen yıl İzmir’de Ege Serbest Bölgesi’nde (ESBAŞ), Türk ekonomisinin kaderini değiştirecek bir gelişme üzerine toplantı düzenlenmişti. Avrupa ve ABD arasında yeni ticari köprülerin kurulacağı Transatlantik Ticaret Anlaşması üzerineydi bu toplantı. Türkiye AB üyesi olmadığı için bu anlaşmanın dışında kalacağı ve çok şey kaybedeceği, yerli ve yabancı katılımcıların konuşmalarından anlaşılmıştı. Türkiye’nin gelişmiş ülkelerden iyice kopup, giderek yoksullaşarak üçüncü dünya bataklığına yuvarlanmasına yol açacak derecede hayati önem taşıyan bu konu, ne yazık ki Türkiye’nin kendi iç kavgalarından fırsat bulup önlem alınamıyor.
Son dönemde bir çok Avrupa şirketinin yeni yatırımlarını enerjinin ve yatırımın çok daha ucuz olduğu ABD’ye yöneltmesine dikkat çekiliyor. Yatırımların hızla ABD’ye kaçtığını gören Avrupalıların en büyük umudu ise Transatlantik Ticaret anlaşmasındaymış.
Görüldüğü gibi yeni bir dünya kuruluyor ve Türkiye bu dünyanın dışında kalıyor. Daha da kötüsü 2008 yılından bu yana kişi başına 10 bin dolar milli gelire çakılıp kalarak orta gelir tuzağına düşen Türkiye’nin bu umutsuz durumdan çıkması giderek zorlaşıyor.
Sanayi üretim verilerine göz attığımızda ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. Geçen yılın son çeyreğinden beri sanayi üretim düşüyor. Bu yılın Ocak ve Şubat ayında ise kapasite kullanım oranları düştü. Üstelik şubatta daha da fazla düştü. Bu, sanayi üretiminin daha da düşeceğini gösteriyor.
Dahası var. İhracat rakamları da keskin bir düşüş içerisinde. Ocak ayında yüzde 9.8, şubat ayında yüzde 13 azalmış. İşin uzmanları bir süre sonra açıklanacak olan 2014 yılının büyüme hızı eğer yüzde 2.8 çıkarsa sevinileceğini ama esas vahim tablonun 2015’te yaşanacağı görüşünde. Hele, hele ihracat böyle giderse 2015 büyüme oranın yüzde 0’da kalmasından bile endişe ediliyor.
Faiz kavgası tersten vurdu
Tam seçim yılında bu gerçekleri Cumhurbaşkanı da gördüğü için sabah, akşam Merkez Bankası’na faizleri düşür diye baskı yapıyor. Ama keşke hayat o kadar kolay olsa, faizler düşünce Türk ekonomisi zincirlerinden boşanmış bir at gibi şahlanabilse. Büyümek için dışarıdan kaynak girişine muhtaç Türkiye’de faizler emirle düşürülmeye çalışılınca ekonomi değil dolar şahlanıyor.
Dövizdeki tırmanışı işportacılar bile fiyatlarına yansıtmaya başladı. Bir ay önceye göre sattığı mala yüzde 50 zam yapan satıcıların “Abi döviz arttı. Zam yapmak zorunda kaldık” sözleri hemen her yerde karşımıza çıkmaya başladı. Fiyatlardaki artış ve güven eksikliğinin tüketimi azaltacağı ve ekonomik büyümeye iyice fren koyacağı ortada. Bir başka deyişle ekonomi büyüsün diye Merkez Bankası’yla faiz tartışmasına girenler, dövizdeki tırmanışla ekonominin daralmasına neden olup kendi ayaklarına çelme takabilir.
Para piyasalarında ve üretim merkezlerinde yaşanan bu gelişmelerin bir süre sonra yeni işsiz orduları ve fiyat artışı şeklinde sokaktaki vatandaşın hayatına yansıması kaçınılmaz. Bu durum oy kullanmadan önce vatandaşa tam olarak hissettirilmese bile seçimlerden sonra çok acı bir ilaç içileceği kesin. Bir daha ki seçimlere daha dört yıl olacağı için “vatandaş nasıl olsa unutur” diye düşünenler ise çok da haksız değil.



Yazarın Tüm Yazıları