Teslim olmak

Selim AKÇİN
Haberin Devamı

Cuma akşamımızı tartışarak geçirdik. Yok canım aile içi tartışmalarla değil. Atv'de ‘‘Siyaset Meydanı’’, Star'da da ‘‘Aslında Ne Oldu’’ sayesinde. Önce her ikisinin ortak paydasıyla başlayalım. İkisi de gündemde olmayan konulara başvurmuştu. Benim bildiğim ne magazin bu hafta patladı, ne de eski yeni kuşak çatışması vardı sinemacılar arasında. Her iki programda ‘‘madem gündem yok, sen yarat’’ havasındaydı.

Aslında Ne Oldu, bu hafta geçen haftaya oranla daha oturmuş bir görüntü çizdi. Ama Hakan Aygün, aynı ‘‘Gece Hattı’’ndaki üslup ve davranış içinde. Yavuz Özkan örneğinde olduğu gibi, eller kollar oynayınca, numaradan sinirlenince, tartışma zemini kayıyor ister istemez. Mehmet Tezkan ve Hakan Aygün ikilisi, bende konuya çok uzaklar hissi uyandırdı. Belki de Ali Kırca ile karşılaştırdığım için. Çok klasik bir ifadeye başvurmak zorundayım: Derslerine iyi çalışmamışlar.

Siyaset Meydanı'nda Kırca, çok tartışmada olduğu gibi magazin konusuna da hakimdi. Sorduğu sorular, toparlama cümleleri ve yönlendirmesi bir bütün içindeydi. Ama o da eskimiş konuyu, en eskimiş haliyle tartıştırdı, konukların seçimi anlamında. Yalnızca öğrencileri, yalnızca teorisyenleri, yalnızca mağdurları ya da yalnızca magazincileri konuk etse hiç değilse bir yenilik gerçekleştirmiş olurdu. Çünkü zaten magazin, Ali Kırca'nın yaptığı gibi hemen her kanalda tartışıldı.

‘‘Siyaset Meydanı’’nda beni en çok şaşırtan Prof. Gürsel Öngören oldu. Profesörümüz, doğru şeyler de söyledi. Ama, ‘‘bazı şeyleri mecburen, işimiz icabı yapıyoruz’’ diyen magazincilere, ‘‘teslim olmayın kardeşim, gazetecilik etiği diye bir şey var’’ türünden yanıtlar verdi. Hocaya, alternatifsizliklerden, işsizlikten, geçim derdinden bahsetmeyeceğim, bir gazeteci olarak. Kendisi bir hukuk profesörü. Bu ülkede bu kadar hukuğa aykırı uygulama var. Cinsiyetçi yasalar var, işkence var, idam cezası var, var, var. Neden hukuk etiğini hiç düşünmüyorsunuz hocam ve neden teslim oluyorsunuz.



Yazarın Tüm Yazıları