Paylaş
Sonunda oldu Güner Ümit de siyahları giydi. Ben tam, bir o kalmıştı giymeyen dediğim anda çıktı karşıma. Ama pek de yakışmış hani. Siyah ceket, koyu gri gömlek, siyah kravat, siyah pantolon ve siyah ayakkabı... Bugünlerde erkek TV sunucularımızın, showmanlerin yanı sıra programa katılan konuklara da aynı renk hakim. Salı akşamı Ümit'i siyahlar içinde görünce, kurtuluş yok galiba diye düşünmeye başladım. Önümde tek seçenek kaldı. Siyah bir takım edinmek. Güner Ümit kadar yakışır mı bilemem.
Bir TV izleyicisi aradı. Aslında TV izleyicisi yerine bir sinema tutkunu desek daha doğru olur. Çünkü yaşadıklarını ancak bir sinema aşığı göze alabilir. İzleyicimiz, pazartesi akşamı Kanal 6'da ‘‘Vertigo’’ adlı film için ekran başına geçmiş. Günlük gazetelerden öğrendiğine göre film 00.30'da başlayacakmış. Geç bir saat olmasına rağmen, sinema eleştirmenleri tarafından Hitchcock'un başyapıtı olarak değerlendirilen bu filmiin seyretmeyi aklına koyan izleyicimiz, amacına ulaşmak için 02.20'ye kadar beklemiş. Tek bir şey söylemek yeter herhalde; olur ama bu kadarı olmaz ki.
Uğur Dündar, hep mafya, çete, politikacıların ikiyüzü, rüşvet, kara para haberleri yapacak değil ya! ‘‘Magazin’’ de yapar. Hem de Türkiye'nin çgündemindeki Tarkan'ı konuşturmak için Fransa'ya kadar giderek. Fransa belki kilometre olarak bize çok uzak değil ama, üzerinde bunca spekülasyon yapılan Tarkan bize çok uzaktı. Çünkü hep gıyabında konuşulmuştu. TV'deki haberlerde Tarkan'ın konser görüntüleriyle bezeli, uzattıkça uzatılan haberler vardı da bir tek Tarkan yoktu. Acaba ne diyordu? Onu da Dündar sayesinde öğrendik. Bir yandan da Fransa'da gerçekten ‘‘Tarkan fırtınası var mı’’yı da aydınlatacak biçimde. Dündar'ı Amerika'da Halil Bezmen'in peşindeyken izlemek nasıl heyecanlıysa Fransa'da Tarkan'ın albümlerini incelerken görmek de öyle keyifliydi.
Paylaş