Paylaş
Türkiye artık nüfusunun % 3’ü Suriyeli olan bir ülke. Mülteciler ortalama olarak gittikleri ülkede 17 yıl kalacak. Bu yeni demografik realiteye hazır mıyız?
Okula gitmeyen 1 milyon Suriyeli çocuk gelecekte ne yapacak?
Amerikan Bilimler Akademisi'nden bir heyetle Suriye savaşının 5. yılında Türkiye ve Ürdün’ü kapsayan bir gezi yapıyoruz. Geziden taze verilerle demografik birkaç veri paylaşayım önce. Suriye’den bize gelen mültecilerin sayısı resmi rakamlara göre 2.7 milyon. Bu sayının gayri resmi olarak 3 milyonu bulduğu söyleniyor. Suriyeli mültecilerin yarıdan fazlası çocuk. Peki bu çocuklar şu an okula devam ediyor mu? Maalesef hayır. Bu çocukların ezici bir çoğunluğu şu an hiçbir okula gitmiyor. İşte beni en çok bu endişelendiren veri bu. Bu çocuklar gelecekte ne yapacak?
Bu çocuklar yaralı!
İç savaş anlaşılması en zor şiddet olaylarından biri. Yıllardır birlikte yaşadığınız komşunuz bir sabah size düşman oluyor. Koruyup kollaması için vergi verdiğiniz devlet, silahı size doğrultuyor. Bu korkunç savrulmayı yetişkinler idrak etmekte zorlanırken çocukların kavraması neredeyse imkansız. İşte bu nedenle biz çocukların gözünden olup biteni anlamak ve belki oradan yola çıkarak neler yapılması gerektiğine ışık tutmak için Suriyeli çocuklar üzerinde ilk saha araştırmasını gerçekleştirmiştik. Toplam 500’ü aşkın çocuktan toplanan verilerin detayına şu linkten ulaşabilirsiniz http://www.bahcesehir.edu.tr/icerik/1769-suriyeli-multeci-cocuklar-ve-aileleri-arastirma-sonuclari
Her 2 Suriyeli çocuktan biri depresyonda!
Ne zaman Suriyeli çocuklar gündeme gelse ben bu verilere dönüyorum. Savaşın gerçek mağduru bu çocuklar demem boşuna değil: Her 4 Suriyeli çocuktan 3’ü ailesinden yakın birini savaşta kaybetmiş, Daha da vahimi. Her 3 Suriyeli çocuktan 1’i fiziksel şiddete uğramış, Bu denli yoğun travma yaşamış çocukların ruh sağlığı ise asıl sorunun düğümlendiği yer. Çünkü bizim araştırmamıza göre Her 3 Suriyeli çocuktan 1’i (% 35) klinik manada post travmatik stres bozukluğu yani PTSD belirtisi gösteriyor. Normal nüfusun 10 katından daha yüksek bir oran bu. Aynı şekilde her 2 Suriyeli çocuktan 1’i klinik manada depresyonda. Bu da son derece anormal bir rakam.
Ve son bir veri: Dünyadaki örneklerden biliyoruz ki Suriye’deki çatışmalar bugün bitse dahi bize sığınan mültecilerin önemli bir kısmı geri dönmeyecek. Suriyeli mülteciler sorununu çözmenin "Yarın geri gidecekler" fantezisinden ibaret olmadığı ortada. Bu verilerden yola çıkarak gelenlerin önemli bir kısmı geri gitmeyecekler. Şimdi önümüzde iki seçenek var: Ya Suriyeli sığınmacıları toplumsal ve ekonomik hayata katacağız ya da içeride huzursuzluk, dışarıda istikrarsızlık kaynağı olacak yeni bir alt sınıf oluşmasına sebep olacağız.
Yakarsa dünyayı garipler yakar!
Suriyelilelere aş ve barınma vermek bir başlangıç: Bu işin en kolay tarafı. Zor olan bu 1 milyonu aşkın çocuğa daha iyi bir hayat yaşayacaklarına dair umut vermek. Bunun yolu da eğitim ve sağlık hizmetlerinden geçiyor. Bu çok zahmetli ve çok pahalı bir yatırım. Peki bu yatırımı yapmazsak ne olur? Yanıtı anlamak için Pakistan’daki Afgan mültecilerine bakın. Çünkü Müslüm Baba’nın dediği gibi: Yakarsa dünyayı garipler yakar!
http://www.bahcesehir.edu.tr/icerik/1769-suriyeli-multeci-cocuklar-ve-aileleri-arastirma-sonuclari
Paylaş