Paylaş
Dış mihraklar edebiyatının kimseye bir faydası yok!
Eğer Ortadoğu’da olup biten her kötülüğün arkasında dış bir mihrak var demek sizi tatmin ediyorsa bu yazının devamını okumanıza gerek yok. Fazla düşünmenize de gerek yok. Topu dış mihraklara atıp kenara çekilebilirsiniz. Elbette dış güçler dünyada özellikle enerji yataklarının olduğu yerde ciddi bir istikrarsızlık kaynağı. Ama bölgede kötü giden her şeyi dış mihraklara havale etmek içerideki sorumluları aklamak demek. Zira hiçbir yerde Ortadoğu’da olduğu kadar ölümcül bir bataklık yok. Çocuk, yaşlı demeden, bayram, kutsal mekan demeden hergün yüzlerce insan bu bölgede vahşice katlediliyor.
Şimdi içeriye bakmanın zamanı.
Eğer bir bölgede çatışma ortamı kronikleşmiş ise bakmamız gereken tek bir soru var. Devlet savaşa mı, barışa mı yatırım yapıyor? Bütçede öncelik silaha mı, insana mı? Ortadoğu ülkelerinin bilançosuna bu mercekle baktığımızda bataklığın finansal dayanağı gün gibi ortaya çıkıyor.
Ortadoğu’da silaha yatırım çeyrek yüzyılda 3 kat artmış!
Ortadoğu ülkeleri üzerine pek çok alanda güvenilir veri bulmak mümkün değil, ama silaha ne kadar para harcanıyor sorusuna yanıt vermek için elimizde güvenilir bir veri kaynağı var. Aşağıdaki grafikteStockholm International Peace Research Intstıtute verileriyle Ortadoğu’da askeri harcamaların yıllar itibarıyla akışını paylaşıyorum. Ortadoğu ülkeleri 1988’de 40 milyar doları silaha yatırırken geçtiğimiz yıl bu miktar 120 milyar dolara çıkmış. Yani, Ortadoğu ülkelerinin askeri harcaması çeyrek asırda üç kat artmış!
Askeri Harcama Yarışında Ortadoğu öne geçiyor!
Ortadoğu ülkeleri silaha bu kadar yatırım yaparken diğer ülkeler ne harcadı diye merak ediyor olabilirsiniz. Ben merak ettim doğrusu. Öyle ya eğer tüm dünya silahlanıyorsa o zaman Ortadoğu’nun silahlanması bir nebze açıklanabilir. Ama aşağıdaki grafik durumun bu olmadığını gösteriyor. Ortadoğu ülkeleri silaha yatırımı üç kat artırırken aralarında Türkiye’nin de yer aldığı demokratik ülkeler ya harcamaları kısmış ya da sabit tutmuş.
İnsana yatırım bir öncelik değil!
Bir devletin bütçesinde barışa yatırımı göreceğimiz temel kalemlerden biri eğitim harcamaları. Ortadoğu ülkelerinin eğitime, ya da herhangi başka bir alana, ne kadar para harcadığını bilmek mümkün değil. Eğitim alanında geniş istatistiğe sahip Dünya Bankası bile sözkonusu Ortadoğu olunca eksik veriyle karşımıza çıkıyor. Bunun temel nedeni demokrasi eksikliği. Demokratik baskı olmayınca devletler çiftlik gibi kapalı kapılar arkasında yönetiliyor bütçeyi.
Her ne kadar yıllar itibarıyla eğitime yapılan harcamaların düzenli bir trendini çıkarmak sorunlu ise de elimizdeki sınırlı veriler bize bir fikir veriyor. Aşağıdaki tabloda yer alan Ortadoğu ülkelerinin eğitim harcamalarına baktığımızda genel resmi görebiliyoruz. Fransa ve İngiltere yüzde 6, Almanya da yüzde 5 dolayında bir bütçe dilimini eğitime harcarken Umman ve İran yüzde 3 sınırını zor geçiyor. Ancak bu oran Bahreyn’de yüzde 2,5, Lübnan’da yüzde 2,2’ye kadar düşüyor. Irak, Suriye ve Filistin verilerini hesaba kattığımızda bu oranın çok daha düşük olacağını varsaymak gerekiyor.
Ülkeler | Milli Gelirden Eğitime Ayrılan Pay (%) |
Dünya Ortalaması | 5 |
Avrupa Ortalaması | 5,5 |
İngiltere | 6,1 |
Fransa | 5,9 |
Almanya | 5,1 |
Türkiye | 4,2 |
İran | 3,6 |
Bahreyn | 2,6 |
Lübnan | 2,2 |
Umman | 4,3 |
Mısır | 3,8 |
Kaynak: Dünya Bankası ve OECD verileri.
Eğitimden esirgenen para silaha gidiyor!
Dünyada yüzde 5, Avrupa'da yüzde 5,5 seviyesinde olan eğitimin bütçedeki payı Ortadoğu’da bu oranın yarısını zor buluyor!Özetle, Ortadoğu ülkeleri silahlanmayı bir öncelik olarak görürken eğitimi bir öncelik saymıyor. Ortadoğu’da eğitimden esirgenen para silaha harcanmakta. "Ortadoğu bataklığı" dediğimiz ortam işte bu finansal önceliklerin sonucu.
Vergisiz devlet!
Burada asıl soru şu: Ortadoğu ülkeleri diyelim zengin petrol yataklarını korumak için bir şekilde silahlanma yarışına girdiler. Peki neden bu zengin ülkeler gelirlerinin önemli bir kısmını çocuklarının geleceğine yatırmıyor? Bu noktada siyaset bilimci arkadaşım Yeliz Düşkün bana "rentier state" yani rantiyeci devlet kavramını hatırlattı. Devletin geliri halktan toplanan vergiden değil petrolden geldiğinde devletin de halka bir diyet borcu olmuyor ve yöneticiler otoriterleşme yolunu seçiyor. Bir başka ifadeyle vergi olmayınca ne halkın temsili ne de demokratik baskı oluşuyor. Koca Ortadoğu coğrafyasında tek bir demokrasinin olmaması bu durumu doğruluyor.
Türkiye’nin Ortadoğu’daki rolü!
Ortadoğu tarihten gelen ayrılıklar, dışarıdan gelen müdahaleler ve İslamı kullanan terörist örgütleriyle uzun süre kurumayacak bir bataklığa dönüşmüş durumda. Türkiye ya bu çatışmalarda taraf olarak bataklığa dalacak, ya da silah yerine insana yatırımın tek çıkar yol olduğunu bütün bölgeye bir demokratik model olarak sunacak. Tercih hala bizim!
Paylaş