Paylaş
Aylan bebeğin sahile vurmuş cansız bedeni bizi uykumuzdan uyandırdı. Gözümüzün önünde duran mülteci gerçeğini sadece bize değil tüm dünyanın gündemine soktu. Peki kim bu mülteciler? Nerden gelip nereye gidiyorlar? Neden?
Büyük yürüyüş
Önce sınır illerine geldiklerini duyduk. "Geri giderler!" dedik. Sonra kentlere doğru yürüyüşe başladılar. Ankara, İstanbul, İzmir derken hayatımızın görünmez bir parçası oldular. Yalın ayak gezmelerine de sokaklarda evsiz yaşamalarına da alıştık. Tatil yapmak için güneye indiğimizde tekrar görünür oldular bize. Ayvalık’tan Antalya’ya uzanan sahiller boyunca umutla ve çaresizlik içinde denize bakarken gördük onları. Sonra derme çatma botlara binip uzaklaştılar kıyılarımızdan. Ancak öldüklerinde haberimiz oldu. Aylan bebeğin cansız bedeni kıyıya vurduğunda gördük. Yunan adalarına çıktıklarında unuttuk. Taa ki yeniden Viyana kapılarını zorlarken ortaya çıkıncaya kadar. Peki kim bu mülteciler? Nereye yürüyorlar? Niçin? 2014 UNCHR resmi veriyle bakalım.
Güney'den ve Doğu’dan geliyorlar!
Aşağıda en fazla mülteci gönderen 10 ülkeyi sıraladım. 2014’de Suriye en fazla mülteci gönderen ülke. Afganistan ve Somali uzak arayla ikinci ve üçüncü ülke. Bu listede dikkati çeken ne var? Evet, ilk beş ülke Müslüman. Ya iç savaş, ya dış müdahale ya da mezhep kavgası. Adına ne derseniz deyin sonuç değişmiyor. Müslümanlar birbirini öldürüyor ve kaçabilen mülteci olarak başka bir ülkeye yerleşiyor.
İstikamet Batı!
Mülteci olmanın ilk adımı iltica için başvurmak. Bürokratik olarak stresli bu süreçte "Mülteciler acaba hangi ülkelere gitmek istiyor?" diye baktığımızda karşımıza yukarıdakinden bambaşka bir tablo çıkıyor doğal olarak. Aşağıdaki tabloda görebileceğiniz gibi Almanya ve ABD açık arayla mülteci adaylarının en fazla yerleşmek istediği iki ülke. Teknik bir not: Güney Afrika Cumhuriyeti’ni bu listeden çıkarttım zira 2014 yılında o ülkeye özel bir artış söz konusu.
Yukarıdaki iki tabloya baktığımızda şunu görüyoruz. Güneyden ve Doğu’dan gelenler daha ziyade Avrupa ve Amerika’ya yerleşmek istiyor. Aynı trendi tek tek ülkelere yapılan iltica başvurularında da görmek mümkün. En fazla talep edilen ülkeye, Almanya’ya bakalım. Suriye listenin başına geçmiş durumda 2014 itibarıyla ancak bu rakamın 2015’te dramatik olarak artacağı kesin.
Yukarıdaki grafikte de görüleceği gibi Almanya’da daha iyi bir yaşam için iltica talebinde bulunanların neredeyse tamamı Müslüman nüfusun yoğun olduğu ülkelerden geliyor. Rusya rakamını okurken Kafkaslardaki çatışmalardan kaçan Müslüman azınlığı da hesaba katarsanız tablo daha da netleşmiş olur. Peki neden?
Müslümanlar niçin Hristiyan Batı’yı tercih ediyor?
O halde burada durup kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor. Neden Müslümanlar çok eleştirdikleri, İslamofobya ile tanınan Hristiyan Batı’ya sığınmak için başvuruyorlar? Eğer söz konusu olan ekonomik olanaklar ise dünyanın en zengin ülkelerinin çoğu Ortadoğu’daki Müslüman ülkelerinin çoğu kişi başı milli gelirde en başta geliyor. Mesela Kuveyt ya da Birleşik Arap Emirlikleri neden Müslümanlar için en fazla tercih edilen ülkeler listesinde yer almıyor? Eğer konfor ise aranan o halde Suudi Arabistan neden tercih edilmiyor? Yüz binlerce klimalı çadırı senede sadece birkaç gün hacıların kullanımına sunan bir ülke neden mülteciler için bir çekim merkezi olmuyor?
Huzur ve güven arayışı!
Mültecilerin dini kökeninin aslında hiç bir önemi yok. İster Müslüman ister Hristiyan ister dinsiz olsun herkes kendisi ve çocukları için daha huzurlu bir yer arıyor. Daha özgür bir yaşam için hayatlarını bu yüzden riske atıyor. Huzuru Batı’da buldukları için oraya gidiyor. Tıpkı bizim atalarımızın geçen yüzyıl boyunca Balkanlardan, Kafkaslardan yürüyüşe geçip Anadolu’da huzur arayışına giriştiği gibi.
Bu çağda hiç bir kriz başladığı yerde durmuyor!
Uluslararası mülteci hareketliliğine bakınca ortaya çıkan şu somut derse de sanırım özellikle bizim ihtiyacımız var: Orada uzakta bir yerde çıkan bir çatışma hiç bir zaman orada uzakta bir yerde çakılı kalkmıyor. Eninde sonunda o çatışma sizin de kapınıza gelip dayanıyor.
Paylaş