Paylaş
Önümde 2014 DHL Global Connectedness Index (Küresel Bağlanmışlık Endeksi) var. New York Üniversitesi'nden meslektaşlarımın hazırladığı oldukça kapsamlı bir global ekonomi veri bankası. Sermaye, ticaret, bilgi ve insan hareketlerinden oluşan 12 ayrı faktörün ölçümü ile ortaya çıkan bir ölçek. Önce dünya nereye gidiyor ona bakalım sonra da Türkiye’ye.
Dünya nereye gidiyor?
Bu yüzyılın başında ekonomik krizle birlikte bir duraksamanın ardından dünya yeni bir globalleşme evresine girmiş görünüyor. Ülke içi ve ülkeler arası hareketlere baktığımız zaman global etkinliğin vardığı noktayı daha net görebiliyoruz. Bugün dünyada tüm sermaye hareketlerinin yüzde 40’ı, tüm ticaretin yüzde 30’u tüm turizm ve internet trafiğinin yüzde 17’si ülkeler arasında gerçekleşiyor.
Avrupa en global kıta ama globalleşme artık sadece gelişmiş ülkelerin değil, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin de varolduğu bir yarış. Son 10 yıldır gelişmekte olan dinamik ekonomiler (emerging markets) gelişmiş ülkelerden daha hızlı bir şekilde global dünyaya entegre olmuş. Bu dönemde en hızlı globalleşen ülkelerin tamamı gelişmekte olan ülkeler. Bölgesel bazda baktığımızda Orta ve Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin diğer bölgelere göre daha hızla bir şekilde global dünyaya katıldığını görüyoruz.
Global dünyaya en sıkı bağlı 10 ülkeden 9’u Avrupa’da!
İndeksi ülke bazında global dünyaya katılımı da detaylıca ölçmüş. Hollanda, İrlanda ve Singapur global ekonomiye en bağlı ülkeler. İngiltere ve Almanya dahil ilk 10 ülkenin 9’u Avrupa’da! Kore 13., İsrail 16., Malezya 22., Bulgaristan 36. sırada.
Ya Türkiye?
Global ekonomiye entegre olma bakımından ölçülen 140 ülke arasında Türkiye 59. sırada yer alıyor!
Dünyanın en büyük 20 ekonomisinden biri olan Türkiye dünyaya entegrasyon bakımından ilk 50 ülke arasında yok. !
AB mi, Şangay Beşlisi mi?
Global ekonomiye katılım verileri Türkiye’nin gelecekte alacağı istikamete dair de ipucu veriyor. Örneğin Orta ve Güney Asya’ya bakınca Türkiye’nin durumunun görece iyi olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye kendisinin doğusundaki bölgede global ekonomiye en sıkı bağı olan ülke! Ama Avrupa kıtasına bakarsak orada ancak 29. sıradayız.
Daha önce not ettiğim gibi Avrupa dünyada global ekonomiden en fazla nasiplenen kıta. O halde ekonomiye entegre olmak isteyen Türkiye’nin doğuya giderek elde edeceği büyük bir avantaj yok. Doğuyu ihmal etmeden batıya yönelerek elde edeceği çok şey var. Özetle, eğer dünya ekonomisi ile entegre olmak istiyorsak AB’ye katılmakta ısrarcı olmalıyız.
Global ekonominin coğrafi merkezi neresi?
Raporda beni en çok şaşırtan verilerden biri global ekonominin coğrafi merkezinin neresi olduğu sorusuna verilen yanıt. Yıllar itibarıyla global hareketliliğe bakıldığı zaman ortaya şu ilginç sonuç çıkıyor. 1980'lerde dünyanın ekonomik merkezi coğrafi olarak Atlantik Okyanusu ortasında bir noktayken, aynı analizi 2014 verileriyle yaptığımız zaman karşımıza neresi çıkıyor dersiniz? Evet, Türkiye dünya global ekonomisinin coğrafi merkezinde bir ülke! Peki bu coğrafi avantaja rağmen nasıl oluyor da global ekonomiye entegre olan ilk 50 ekonomi arasında yer almıyoruz?
Türkiye bu yüzyılda da treni kaçıracak mı?
Genç nüfusu, coğrafi konumu ile pek çok "doğal" avantajı olan Türkiye, global ekonominin önemli bir oyuncusu olmayı çoktan hak ediyor. Eğer Türkiye bu yüzyılda dünyada ilk 10 ekonomi arasına girmek istiyorsa bunun tek yolu dünya ekonomisiyle entegrasyon. O nedenle,yapay sorunlarla uğraşmaktan vazgeçip bir an önce yapısal sorunlarımızla uğraşmaya koyulmalıyız.
Türkiye eğer önümüzdeki dönemde kendisine açılan bu doğal krediyi kullanamaz ise, tıpkı sanayi devrimini kaçırdığı gibi global yeni ekonomi trenini de kaçıracak. Tercih zamanı.
Paylaş