Paylaş
Petrol, turizm ya da jeopolitik avantajı yok. Bizim kış onların yazı sayılır. Onlar da bizim gibi yeni kentli. 1970’lere kadar bizimle aynı kaderi paylaşan Finlandiya nasıl oldu da bugün bizimkinin 4 katı milli gelir seviyesine ulaştı?
Yeni ekonominin yıldızı!
Finlandiya mucizesini anlamak için çok geçmişe gitmeye gerek yok. 1970’lerde ülke teknolojik altyapıya büyük bir yatırım yapma kararı alıyor. İşe üniversite kurarak başlıyorlar. Sadece bir bina iki sıra değil, gerçek manada bilgiye ulaşma özgürlüğü olan ve araştırma yapan üniversite.
Eğitim ve ARGE olmadan kalkınmayı unutun!
Finlandiya mucizesinin ikinci etabında eğitim ve ARGE’ye büyük bir kaynak aktarılıyor. Bu etabın bir krizle başlaması bize bir umut vermeli. Finlandiya ekonomisi 1990’ların başında her yıl yüzde 10 küçülürken işsizlik yüzde 20’lere çıkıyor. Krizi Finlandiya tarihinin en genç başbakanı Esko Aho bir fırsata çeviriyor. Benim gibi bir köy çocuğu olan Aho ile İstanbul’da buluştuğumda iki aşamalı bir reform formülü olduğunu anlatmıştı. Tüm bakanlıkların bütçesini keserek devleti küçült. Elde edilen tasarrufu eğitim ve ARGE’ye yatır.
1970’lerde üniversite ve teknolojiye, 1990’larda eğitim ve ARGE’ye bütçeden aktarılan kaynaklar bakımından Finlandiya dünyada ilk sıralarda yer alıyor. Ülke milli gelirinin yüzde 3,5’i ARGE’ye harcanıyor (Türkiye’de bu oran yüzde 1’in altında). Sonuç?2000’lerde ülke tüm uluslararası eğitim ölçeklerinde zirveye çıkıyor. Bugün Finlandiya dünyaya eğitim reformu ihraç ediyor.
ARGE yatırımları da kısa sürede etkisini gösteriyor. 1991’de1000 kişiden sadece 5’i ARGE ‘de çalışırken bu sayı 2003’te 22’ye çıkıyor. Bugün dünyada oransal olarak en çok ARGE çalışanı olan ülke Finlandiya ve bu oran bizim 7 katımız! Melek yatırımcı verileri denklemin diğer tarafını açıklıyor. Dünyada en çok melek yatırımcı, yani girişim fikirlerine sermaye sağlayarak bu fikirlerin yaşama geçirilmelerini sağlayan yatırımcı, çıkaran ekosistem Finlandiya. Hukukun üstünlüğüne dayalı rekabet ve şeffaf iş yapma ortamı, yatırımcı için Finlandiya’yı güvenli bir seçenek yapıyor.
Toplumsal adalet mihenk taşı!
Finlandiya’yı diğer zengin ülkelerden ayıran temel özellik ülkenin bu büyük kalkınma mucizesini gerçekleştirirken toplumsal adaletten taviz vermemiş olması. Finlandiyalı çocuklar fen, matematik ve okuma becerilerinde zirvede ama sadece bir grup çalışkan çocuk ya da bir kesimin bol kaynaklı çocuğu bu başarıyı doğurmuyor. Finlandiya iki okul arasındaki başarı farkı en düşük olan ülke aynı zamanda. Finlandiya’da iki okul arasında yüzde 10’dan fazla bir fark yok. Bizde bırakın iki okulu iki koca coğrafi bölge arasında bile fark yüzde 40’lara çıkıyor.
Finlandiya Türkiye için bir model olabilir mi?
Türkiye malum 7 yıldır 10 bin dolar kişi başı milli gelire saplanıp kalmış durumda. 3-5 bin dolardan 10 bin dolar seviyesine tarımla, inşaatla çıkmak belki mümkün olabildi ama buradan öteye gitmek için katma değeri yüksek ekonomiye geçmemiz şart. Bunun da yolu eğitime, ARGE’ye yatırımdan geçiyor. Halen eğitim bütçemiz yüzde 3, ARGE harcamamız da yüzde 1’in altında. İlk önce bu oranların değişmesi gerek.
Bütçeyi aktarmak tek başına çare değil!
Zira hem eğitime hem ARGE’ye yapılan yatırımların yerinde kullanılması ve adaletli bir şekilde dağıtılması için önce bilgiye ulaşmanın önündeki engellerin kaldırılması ve adaletli bir rekabet ortamının yaratılması gerekiyor. Maalesef Türkiye bu iki alanda da rekabet edebilecek bir konumda değil. Bilgiye özgürce ulaşmada Finlandiya 180 ülke arasında ilk sırada yer alırken biz 154. Sırada yer alıyoruz. Hukukun üstünlüğünde 99 ülke arasında yapılan değerlendirmede Finlandiya ilk 4 içinde yer alırken biz 59. sırada yer alıyoruz.
Ya yapısal reformları gerçekleştireceğiz ya da dünyadan kopacağız
Önümüzdeki dönemde eğer gerçekten ilk 10 ekonomi arasına girmek istiyorsak bilgiye ulaşmayı kolaylaştıran, adil rekabet ortamını garanti altına alan düzenlemeleri bir an evvel hayata geçirmemiz gerekiyor. Aksi takdirde yalnızca kaynak artırımıyla inovasyona dayalı yeni ekonomide rekabet etmemiz söz konusu değil. Var olan ranta dayalı kalkınma modeli ile de bırakın ilk 10 ekonomiyi, ilk 20 ekonomi arasında kalmak bile mümkün olmayacaktır. Türkiye, Finlandiya’nın çeyrek asır önce attığı adımları atacak cesarete sahip midir?
Paylaş