Elinde çekiç olana her şey çivi görünür!
Avrupa'da soruşturma sayısında neredeyiz? Ya polis ve bu soruşturmaları yürütecek hakim ve savcı sayısında?
Oturmamış demokrasimiz, çalkantılı coğrafyamız ve dinamik nüfusumuzla her sabah yeni bir Türkiye'ye uyanıyoruz. Bu yeni ülkenin karşımıza çıkardığı bütün yeni toplumsal sorunları ise tek ve eski bir yöntemle çözmeye çalışıyoruz: Polisiye tedbir!
Farkında mısınız artık sorun ne olursa olsun tek bir çözüm aracımız var: Polisiye tedbir! Daha yaşları 14’ü bulmamış çocuklar maçta tartışıyor çağır polisi bassın biber gazını. Turistler otelde tartışıyorçağır polisi bassın biber gazını. Facebook’ta öğretmen fotoğraf paylaşıyor aç soruşturmayı. Liseli çocuklar Twitter’da iki abes laf ediyor aç soruşturmayı. Tıpkı elinde çekiç olana her sorunun çivi olarak görünmesi gibi biz de her meseleyi daha fazla polisiye tedbirle çözmeye çalışıyoruz. Yanılıyor muyuz?
Kobane olayları sonrası gündeme gelen yeni polisiye tedbirlerden anladığım toplumsal olaylarda suç tarifinin genişletilerek daha önce suç sayılmayan fiillerin suç sayılacağı. Peki sorunumuz Türkiye’de az soruşturma açılması mı? Bu yasa çıkmadan önce Avrupa’da soruşturma sayısında neredeyiz? Ya polis ve bu soruşturmaları yürütecek hakim ve savcı sayısında? Öyle ya bizde kişi başına düşen yasal soruşturma sayısı çok düşük olmalı ki yeni yasa bu sayıyı artırıp Avrupa seviyesine çıkmayı hedefliyor?
Avrupa’da bizden çok mahkemeye düşen millet yok!
Birleşmiş Milletler’in topladığı son verilere baktığımızda Avrupa’da Danimarka’nın ardından en fazla soruşturma açan ülke Türkiye! Danimarka’nın bizi geçmesinin nedeni ise trafik ve belediye cezalarının mahkemelik olması. Yeni yasa çıkmadan önce her 100 bin kişiden 4 binini soruşturan bir ülkeyiz. Bu oran Bulgaristan’ın 5, Almanya’nın 3 katı!
Soruşturma çok ama hakim-savcı yok!
Avrupa’da kişi başına düşen soruşturma sayısında zirveye oynarken bu soruşturmaları sonuca bağlayan hakim ve savcı sayısında son sıralarda geliyoruz. Birleşmiş Milletler verilerine göre, her 100 bin kişiye karşılık Bulgaristan’da 57, Almanya’da 25 hakim ve savcı düşerken bu sayı bizde 14! Bulgaristan’ın neredeyse altı katı soruşturma açıp onların hakim ve savcı sayısının dörtte biriyle bu dosyaları sonuca bağlıyoruz!
Polis sayısında Avrupa’da ilk beşteyiz!
Hakim ve savcı sayısının azlığı akla sınırlı kaynakları getirebilir. O nedenle bir de polis sayısı bakımından Avrupa’daki konumumuza bakmakta yarar var. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Avrupa’da kişi başına en çok güvenlik personeli istihdam eden 5. ülkeyiz. Kişi başına düşen güvenlik personeli sayımız Almanya'nın 1,7, Bulgaristan'ın 1,3 katı!
Polis ve soruşturma çok ama hakim-savcı yok!
Bu veriler bize şunu gösteriyor. Ülke olarak hem polis istihdamında hem soruşturma sayısında zaten Avrupa’da zirveye oynuyoruz. Yeni getirilecek polisiye tedbirlerin yapacağı tek etki bizi bu alanlarda rekora götürmesi olabilir. Türkiye’nin toplumsal sorunları eğer daha fazla soruşturma daha fazla polis ile çözülseydi zaten sorunlar bu noktaya gelmezdi. Rekoru yanlış yerde arıyoruz.
Yeni Türkiye verisiz reformla yönetilemez!
Toplumsal sorunların çözümü toplumsal uzlaşma gerektirir. O nedenle toplumsal sorunları sadece polisiye tedbirlerle çözmeye kalkmak yalnızca sorunun o an için gözden uzaklaşmasını sağlar. Kısa bir süreliğine. Yakın tarihimzde Kürt ve başörtüsü sorununu polisiye tedbirlerle ne hale getirdiğimize hep beraber şahit olduk.
İhtiyaç: Veriye dayalı reform!
Son dönemde eğitimden imara her alanda tepkisel, ani kararlardan ibaret reformlar yapıyoruz. Oysa oturmuş demokratik sistemlerde bir meselenin her boyutu masaya yatırılmadan reform yapılmaz. Bizde bir gecede yasalaşan uygulamaların bir benzeri hiçbir demokraside yok. Türkiye’de basın, ABD sağlık reformu konusunda Türkiye’deki herhangi bir reformdan daha çok haber yaptıysa, oturup reform yapma yöntemi üzerine düşünmemiz gerekiyor.
Ya veriye dayalı reform yapmayı öğreneceğiz ya da reform adı altında sorunları daha da içinden çıkılmaz hale getirmeye devam edeceğiz.
https://twitter.com/SelcukRSirin
