Paylaş
İster siyasette ister pazarlamada isterse sınıfta bazı fikirler hemen kabul görürken bazıları kolayca reddediliyor. Trump’ın geniş kesimleri ikna ederek “Başkan” seçildiği gerçeğinden hareketle gelin bazı fikirlerin nasıl kolayca kabul edildiğini anlamaya çalışalım.
BAZI FİKİRLER YAPIŞIP KALIYOR!
Ben ilk kez Malcolm Gladwell’de okumuştum yapışkanlık (Stickiness) kavramını. Bazı fikirler son derece yapışkan. Onları bir defa duymamız yetiyor. Bir kere satın aldık mı bırakmadığımız fikirler bunlar. Peki neden bazı fikirler aklımıza yapışıp kalırken bazıları kaybolup gidiyor? Bu soruya yanıtı Dan ve Chip Heath kardeşler “Made to Stick: Why Some Ideas Survive and Others Die” adlı kitapta uzun uzun anlatıyor. Türkçeye “İşte Bu Fikir Tutar!” adıyla çevrilen bu kitap bazı fikirlerin neden tuttuğunu 6 maddede özetliyor.
BASİT OLACAK!
İlk olarak bir fikrin kolayca akılda kalması için basit olması gerekiyor. Trump kampanyasında göçmen meselesine çözüm olarak “Meksika sınırına duvar öreceğim ve faturayı Meksika’ya göndereceğim!” demesi buna bir örnek. Yalınlık anahtar kelime.
ŞAŞIRTACAK!
Modern hayatta gün boyu pek çok fikirle karşılaşıyoruz. Bu fikirlerin önemli bir kısmı alışageldiğimiz fikirler. O yüzden beynimiz daha ziyade alışagelmediğimiz fikirlere daha açık. Bir fikrin tutması için sıradışı olması işte bu nedenle bir zorunluluk. Beynimiz ancak sıradışı fikirlere dikkat kesiliyor, alışageldiğimiz fikirleri es geçiyor. Trump’ın “Faturayı Meksika’ya yollayacağım.” demesi belki de bu yüzden seçmeni şaşırtıp onlarda kalıcı bir iz bıraktı.
SOMUT OLACAK!
Fikirler soyut oldukça bıraktığı iz zayıflıyor. Ancak somut fikirler aklımıza takılıp kalıyor. Bu anlamda yine yukarıdaki örneğe dönersek Trump’ın her konuşmasında “Meksika sınırına yüksek, güzel ve geçilmez bir duvar öreceğim. Gerçek somut bir duvar.” diye ortaya attığı fikri somutlaştırması boşuna değil. Seçmen ancak fikirler onlar için somutlaştığında o fikri satın alıyor. Clinton’ın bu söylem karşısında demokrasi, insan hakları vb. gibi soyut fikirlerle çıkması belki o nedenle kalıcı bir etki yapmadı.
İNANDIRICI OLACAK!
Bir fikrin akılda yer tutması için gerekli 4. koşul inandırıcı olması. Eğer bir fikir inandırıcı değilse o fikrin basit, sıradışı ya da somut olması akılda kalması için yeter şart değil. Bu noktada emlak kralı Trump’ın “Sınıra duvar dikeceğim.” demesi oldukça inandırıcı geldi seçmenlere. Sonuçta inşaatçı bir aday, “Daha çok inşaat yapacağım.” dedi.
DAMARDAN OLACAK!
Fikirlerin tutması için onların akılcı, mantıklı ya da doğru olması yetmiyor. Bir fikrin yayılması aynı zamanda o fikrin duygusal ya da bizim tabirle “damardan” sunulmasına bağlı. Bu bağlamda Trump’ın duvar vaadini sürekli olarak göç yüzünden işini kaybedenlerin çektiği sıkıntılar üzerine kurması boşuna değil. Yoksul Amerikalıların Trump’ın bu vaadine sıkı sıkıya bağlanması da boşuna değil. Arada duygusal bir bağ var!
HİKÂYESİZ OLMAZ!
Bir fikrin tutması için en son şart o fikrin bir hikâye çerçevesinde anlatılması. Belli bir akış içinde sunulan ete kemiğe bürünmüş fikirler daha çok akılda kalıyor. Verileri toplumun önüne olduğu gibi bocalamak yetmiyor. Bir fikrin akılda kalması için bir hikâye çerçevesinde anlatılması gerekiyor. Bu bağlamda son kez Trump’ın duvar fikrine dönersek… neyse anladınız.
DOĞRU YA DA HAKLI OLMAK YETMİYOR!
Bir fikrin kamuoyunda kabul görmesi için o fikrin “doğru” ya da “haklı” olması yetmiyor. Bir fikrin kamuoyunda kabul görmesi için o fikrin topluma “nasıl” sunulduğu da önemli. Sonuçta yıl Meksika’dan ABD’ye giriş yapan göçmen sayısı rekor seviyede düşmüş durumda. Son 10 yılda azalma %90 seviyesinde!
Paylaş