Paylaş
Okul öncesi dönem beyin gelişimi bakımından kritik bir dönem. Ebeveynler ve eğitimciler bu dönemde zekâyı nasıl arttıracaklarını bilmek istiyor. Bu soruya yanıt arayan pek çok araştırma var ancak bütün bu araştırmaları tek tek anlamak mümkün değil. Yapılması gereken bütün bu çalışmaları bir araya toplayıp istatistiki özetini çıkartmak (meta-analiz). Doktora öğrencilerimden John Protzko, bölümden iki arkadaşımla (Clancy Blair ve Joshua Aronson) tam da bunu yaptı.
Zekâyı arttırmak mümkün!
John’a bu araştırmayı niçin yaptığını sorduğumda şöyle demişti: “Amacımız zekâyı arttırmak için yapılan çalışmalarda neyin işe yarayıp neyin işe yaramadığını ortaya çıkartmak. Bizim analizimizde ele aldığımız tüm çalışmalar zekâyı arttırmak için uygulanan ve iyi yürütülmüş deneylerden oluşuyor.” Araştırmayı yürüten ve Türkiye’de benimle birlikte pek çok çalışmaya da katılan sevgili dostum Joshua da şunu ekliyor: “Zekânın doğasını anlamaya çalışıyoruz ve zekânın her gelişim aşamasında nasıl destekleneceğini ortaya çıkartmak istiyoruz. Bu araştırma zekânın değiştirilebilir olduğunu göstermek bakımından önemli bir ilk adım.”
Zekâyı arttıran 3 uygulama!
Perspectives on Psychological Science adlı dergide çıkan ve ABD basınında da epey yankı uyandıran meta analize göre çocukların zekâsını arttırmak için bilimsel olarak desteklenmiş üç yol var: Kaliteli bir okul öncesi eğitim, erken yaşta diyalog-okuma ve balık yağı! Her birini açayım.
Kaliteli okul öncesi şart!
Özellikle dar gelirli ailelerden gelen çocukların okul öncesi eğitime kayıt olmaları onların zekâsını 4 puan arttırıyor. Eğer kapsamlı yani çocuğun her türlü gelişimini odağa alan kaliteli bir okul öncesi eğitim kurumuysa söz konusu olan zekâ 7 puandan fazla artıyor. Okul öncesi eğitimin çocukların zekâsını arttırmasının nedeni, muhtemelen bu kurumların onların zekâsını dürtükleyici ve itici bir öğrenme ortamına sahip olmasından kaynaklanıyor.
Her mahalleye bir okul öncesi eğitim kurumu!
Bu meta analiz çalışması okul öncesi eğitimin erken ya da geç başlamasının zekâya katkısı yönünde ise bir bulguya raslamamış. Önemli olan okul öncesi eğitimin süresi ve kalitesi, daha erken yaşta başlaması değil. Okul öncesi eğitimin zekâyı arttırması çocukların daha zengin ve uyarıcı bir ortamda bulunmasından kaynaklanıyor. Tam da bu nedenle “Program kalitesine göre değişmekle birlikte okul öncesi eğitime yatırım 2 ila 8 kat geri dönüş sağlıyor.” diyor Nobel Ödüllü economist James Heckman. Yani, her ile bir üniversite kurmanın faydasını pek bilemiyoruz ama her mahalleye kaliteli bir okul öncesi eğitim kurumu faydası ispatlanmış durumda.
Diyalog kurulan çiçek bile daha çok açıyor!
Etkileşimli (diyalog) okuma yani ebeveynlerin çocukları ile karşılıklı konuşarak ve soru-cevaplarla kitap okumaları zekâyı 6 puanın üstünde arttırıyor. Ama bu etkinlik 4 yaşına kadar olan çocuklarda etkin oluyor ki bu da etkileşimli eğitimin dil gelişimini hızlandırdığını bunun da zekâyı arttırdığını gösteriyor. Bu konuda daha evvel detaylıca yazdığım için burada ayrıntıya girmiyorum. Özetle, diyalog kurulan çiçek bile daha güzel açıyor. Çocuğunuzla konuşun, oynayın, gezin.
Diyetin zekâya etkisi!
Protzko, Aronson ve Blair araştırmasında belki de ebeveynlerin en kolay uyabilecekleri bulgu diyete dair veriler. Sonuçlar gayet net. Doğum öncesi sürecinden başlayarak çocukların beslenmelerinde polyunsaturated yağ asitleri, Omega-3’ün olması çocukların zekâsını yaklaşık olarak 3.5 puan arttırıyor. Bu yağ asitleri çocukların zekâ gelişiminde temel olan sinirsel hücrelerin gelişimine katkıda bulunuyor. Öte yandan B-kompleks vitaminlerin, riboflavin, thiamine, niacin ya da zinc gibi besin destekleyicilerin zekâyı arttırdığı yönünde bir veri yok. Yani bizim Karadenizlilerin hakikaten bir bildiği varmış. Balık diyetine devam!
Bu yazıyı yazarken Nobel bilim ödülünü aldığı için herkesin doğuştan çok zeki olduğuna kanaat getirdiği Aziz Sancar hocanın “Zekâya inanmıyorum. Çoğu insan zekâya inanır, ben inanmıyorum. Bizi birbirimizden ayıran emektir. Ben çalışmaya inanıyorum.” açıklamasını okudum. Aynen!
Paylaş