Paylaş
Önce bu konuda kullanılan istatistikleri tarif edelim ki doğru kriterlerle tartışalım. Bu alanda kullanılan temel istatistik Vücut Kitle Endeksi yani BMI. Bu ölçek kişinin boy ve kilo bilgileri üzerinden hesaplanıyor. Dünya Sağlık Örgütüne göre BMI değeri 25-30 arasında olanlar “fazla kilolu”, 30 ve üzeri olanlar ise “obez” sayılıyor. Bu veriler ışığında Türkiye’ye bakalım.
Kilo mu alıyoruz?
Bu konuda beni şaşırtan ilk veriyi The Economist’te görmüştüm. Aşağıda paylaştığım bu trend analizine göre Türkiye, Mısır ve Meksika ile birlikte 1980 yılından 2013 yılına kadar geçen sürede nüfusu ortalama olarak en fazla kilo alan ülke konumunda. 20 yaş üstü yetişkinlerde kilo problemi bakımından 2013 itibariyle Amerika’ya yetişmemiş olsak da arkadaki farkı neredeyse kapatmışız. Ne oluyor? Malum önyargım bizim fit, sağlıklı; Amerikalıların şişman olduğu yönünde ya bu önyargıyı tek bir veriyle değiştirmek mümkün değil!
Nüfusun yarısı kilo sorunu yaşıyor!
2015 yılında yayınlanan TÜİK verilerine ulaştım ilk. Aşağıda paylaştığım tabloda da göreceğiniz gibi, 15 yaş üstü nüfusa baktığımızda durum alarm boyutunda. Ülkemizde kilo sorunu olanlar artık nüfusun çoğunluğunun sorunu. Fazla kilolular ile obezler toplandığında kadınların %53,8’i ve erkeklerin %53,5’i kilo sorunu yaşıyor. Ciddi boyutlarda hem de...
6 yılda değişen tablo!
Asıl benim canımı sıkan, verilerdeki trend yani gidişat. TÜİK’in yaptığı 6 yıllık karşılaştırmalı analize göre obezite oranı 2008 yılında %15,2 iken 2014’te %19,9’a ulaşmış durumda. Yani her 5 kişiden biri obez! Ama burada ilginç bir detay var. 6 yıl gibi kısa bir sürede obezite oranı kadınlarda %32, erkeklerde ise %24 oranında artmış. Yani her 3 kadından biri ve her 4 erkekten biri 6 yıl gibi kısa bir dönemde obez kategorisine geçmiş. Bu akıl alır bir artış değil! Önümüzdeki 6 yılı düşünebiliyor musunuz? Ne oluyor bize?
Avrupa’nın en şişman ülkesi Türkiye!
Bu verilerin ardından biraz da Avrupa’daki konumumuza bakayım dedim. Açıkçası orada da durum iç açıcı değil. Kilo sorunu olan ülkeler arasında hızla zirveye tırmanıyoruz! 2000’li yıllara kadar OECD ortalaması altında iken, artık bırakın ortalamayı aşmayı en kilolu nüfusa sahip ülkeler arasındayız. Bu verilerde kadınlarla erkeklere ayrı ayrı bakınca Türkiye’deki kadınların ortalama olarak Macaristan, İngiltere ve İrlanda’nın ardından en fazla kilo sorunu yaşayan grubu teşkil ettiğini görüyoruz. Bu veriler 2012’den ve trend de aleyhimize olduğu için yakın bir gelecekte Avrupa’nın en şişman ülkesi olmamız söz konusu.
Neden kilo alıyoruz?
Aslında Türkiye’de yaşanan kilo sorunu çok bize özgü bir durum değil. Bu sorun global bir sağlık sorunu. Sorunun bu yazıya sığmayacak boyutları var. Ben sadece iki boyutuna değineyim zira bu yazının amacı sorunu gündeme taşımak. Birinci faktör yoksulluktan kurtulup eli para gören kesimler ve diğeri ülkelerin genelde daha sağlıksız besleniyor olduğu gerçeği. Dünyada en hızlı şişmanlayan ülkelerin başında Mısır, Meksika ve bilumum Arap ülkelerinin gelmesi bu açıdan değerlendirilmeli. Bizde köyden kente hızlı geçiş ve artan gelirle birlikte hızla geleneksel mutfağımızın yerini sağlıksız seçeneklerin almış olması obezite oranındaki artışın temel nedenlerinden biri. Zengin oluyoruz ama zengin olurken eski sağlıklı beslenme alışkanlıklarını bırakıp daha yağlı ve daha şekerli seçeneklere yöneliyoruz. Tabii kadınlara özel bir durum da var bizde. Malum kadınların işgücüne katılımı bakımından bırakın Avrupa’yı dünyada çok düşük bir oranı temsil ediyoruz.
Birbirimizi yemeği bırakıp asıl sorunlarımıza odaklanmalıyız!
Özetle, karşımızda çok ciddi bir milli mesele var. Dünya bu sorunu merkezine alıp çözümler arıyor. Biliyorum bu bizim birbirimizi yemek dışında bir gündemimiz şu sıralar ama ben her hafta olduğu gibi bu hafta da görevimi yapayım. Veriler ortada. Tercih sizin!
Paylaş