Bu yüzyılı dünyaya küfrederek mi geçireceğiz? 

Yol Ayrımındaki Türkiye kitabımı okuyanlar bilir.

Haberin Devamı

Bir süredir bas bas bağırıyorum: Yeni bir ekonomi kuruluyor! Bu hafta Davos’ta bu yeni ekonomiye bir ad konuldu: 4. Endüstriyel Devrim. Ya bu devrimin bir parçası olarak çocuklarımıza daha müreffeh bir hayat sunacağız ya da bir kuşak daha bizi basıp geçenlerin arkasından küfredecek! 


4. Endüstriyel Devrim nedir?


Dağ başında bir kasabadan bir dünya markası çıkartan Dünya Ekonomik Forum’u manifestosunda şöyle özetlemiş 4. Endüstri Devrimi: Birinci devrimi su ve buhar, ikinci devrimi elektrik, üçüncü devrimi elektronik ve bilgi teknolojileri tetiklemiş. Dördüncü devrimi ise fizik, digital ve biyolojik dünyalar arası duvarları ortadan kaldıran yeni teknolojik füzyon tetiklemiş. Biliyorum çok net değil, açayım. 


Bu devirde başarılı olmak için hızla bildiklerinizi unutun!

Haberin Devamı


Yeni ekonomik devrimi anlamak için iki kavrama ihtiyaç var: Hız ve yıkılan duvarlar. Hız önemli çünkü eskiden olduğu gibi lineer yani doğrusal bir hızla değişmiyor hayat. İçinde yaşadığımız çağda koca sektörler, yüz yıllık alışkanlıklar hızla ve giderek daha hızla değişiyor. Kendi hayatınıza bakın ne demek istediğimi anlayacaksınız. 40 yıl evvel de 20 yıl evvel de mektupla yazışıyorduk. Sonra e-posta girdi hayatımıza ama ömrü uzun sürmedi. Skype, Facebook, Twitter, Whatsapp, Snapchat... Kimbilir yarın nasıl iletişim kuracağız birbirimizle? Bu yeni dönemin bir diğer özelliği ise alışageldiğimiz sınırların yıkılması. Sadece endüstriyel sektörler, meslekler ya da ülkeler arasındaki sınırlar değil bildiğiniz fiziksel dünya ile sanal dünya arasındaki duvarların da yıkılmasından söz ediyoruz. O nedenle bu devirde başarılı olmak için sizi sınırlayan duvarları yıkmaktan başka yol yok. 


Rakipleriniz sahaya en iyi oyuncuyla çıkarken siz en torpilli oyuncuyla çıkamazsınız!


Yeni yarışta başarılı olmak için üç temel prensibi hayata geçirmemiz gerek: Adil rekabet, özgür düşünce ve beceri bazlı eğitim. Adil rekabet önemli; çünkü yarışa tüm ülke olarak hakeden en iyi oyuncularla katılmak zorundasınız. Rakipleriniz sahaya en iyi oyuncuyla çıkarken siz en torpilli oyuncuyla çıkamazsınız. Yurttaşlarını cinsiyetine, inancına ya da politik görüşüne göre oyunun dışında tutan ülkelerin bu yeni ekonomik devirde başarı şansı sıfır. 

Haberin Devamı


Özgürlük bir lüks değil!


4. Endüstriyel Devrim’in temel prensibi alıştıklarımızı yıkmak üzerine kurulu. İcat zaten böyle bir şey. İtirazla başlıyor. İşte bunun için de özgür bir düşünce ortamı olmadan bu yeni ekonomide rekabet etmeniz mümkün değil. Bilgiye özgürce ulaşma, bildiğini özgürce paylaşma olmadıkça havanda su dövmekten öteye gidemeyiz bu çağda. 
Son olarak eğitim... Yeni ekonominin girdisi ne doğal kaynaklar ne de coğrafya: Bu yeni yarışta başarılı olmak için becerikli oyunculara ihtiyacınız var. Onun için de hurafelerden uzak, eleştirel düşünmeyi temel alan bir eğitim sistemi şart. 


Türkiye hangi çağda yaşayacak?


Türkiye malum daha evvelki endüstriyel devrimlere hep geç kaldı. Dahası kaçırdığımız hiçbir yarışı sonradan gelip yakalayamadık. Her seferinde tarihsel, kültürel, coğrafi nedenler bulup neden geri kaldığımız konusunda kendimizi kolayca ikna ettik. Nedense o faktörler bizimle yarışa başlayan ülkelerin neden bizi geride bıraktığını açıklamıyor! Finlandiya, Yunanistan, İspanya, Güney Kore son 50 yılda bizi geride bırakan ülkeler. Sırada başka ülkeler de var… Peki biz ne yapıyoruz?

Haberin Devamı


Yeni sezon başlıyor!


Her yeni devrim, yeni bir başlangıçtır. Eski yarışları kaybettik. Hayıflanarak vakit geçirmenin zamanı değil bu. Şimdi yeni bir sezon başlıyor. Yeniden sahaya çıkıyoruz. Ya bu maça hazırlıklı çıkarak çocuklarımıza hakettikleri bir gelecek sunacağız ya da bir kuşak daha bizi geride bırakanlara küfürler savurarak kendini avutacak... Tercih bizim!

Yazarın Tüm Yazıları