Siyaset sahnesinde yeni bir tiyatro!

Sen fısıldayarak konuşursun, duvarlar duyar. Gazeteci takımı illa ki duyar!
Şanını, şöhretini ancak sığdırdığın makam odanda kendi partinin adamlarıyla “Uzun boylu sevgi insanına” rapor ederler diye dertleşemezsin.
Onun yerine en muhalifinden milletvekillerini “Hele gel bi tütün içek” diye çağırıp, sorarsın:
“Ne olacak bu üç dönem inadının sonu?”

* * *

Bak yaptığına! Hem “Uzun boylu sevgi insanının” koyduğu tütün yasağını deliyorsun. Hem de “Üç dönem yasağına” alenen muhalefet ederken, kendi partinden olmayan milletvekillerinin ağzına laf veriyorsun.
“Uzun boylu sevgi insanı” bunları duymaz mı?
O ki kostaklana kostaklana yürürken, iki kat yukarıda kalan mekânın balkonunda cıgara tüttürenleri bile gözüyle yakalamış biri.
“Bak şuna! Koskoca memleket büyüğü geçiyor, o cıgarasının dumanını muhalif muhalif savuruyor” repliği YouTube denen güzellikler âleminde belki bir milyon kere tıklanmış bir ilgi merkezi.
Senin odanda gizliden gizliye çubuk yakıp, dumanını savurduğunu muhakkak görmüştür.

O LAFLAR DUYULDU

Haydi “gizliden gizliye cıgara içmeyi” hafif suçtan sayalım. Muhalif milletvekillerini odana getirip, belki bu sefer demokrasiyi getirir diye düşünülüp özene bezene konmuş “Üç dönemden sonra mama yok” kuralını sorgulamana ne demeli?
Ben bu işleri yaptığını teee Bodrum’da, güneşin altına camız gibi yattığım yerden duyuyorsam “Uzun boylu sevgi insanı” çoktan duymuştur.
Onun bir istihbarat paşası vardı bildiniz mi? Hani milletvekili adayı olup da liderinin kalbini kıran şahıstan söz ediyorum. Anında raporunu yazıp vermiştir.
“Muhalif milletvekillerinin en azılılarını, nasihat etme bahanesiyle ikide bir odasına çağırdığı, onları tütün içmeye davet ettiği, üstelik vergilendirilmiş paketten cıgara ikram etmeyip, kaçak tütün sarmak üzere tabakasını uzattığı, tabakasının Muş yöresinden getirilen açık sarı renkte ‘kız saçı’ diye adlandırılan tütünden dolu olduğu istihbarat edilmiştir. Arz ederim!”
Gizli istihbaratımızın astsubaylıktan terk paşası, bu mealde yazılı raporu “demokratik anlamda” çok önemli gördüğünden bizzat götürüp elden vermiştir.

* * *

“Uzun boylu sevgi insanının” astsubaylıktan terk eski istihbarat paşasına kırgın olduğuna tövbe inanmıyorum.
Hem “O benim sırdaşımdı, sır küpümdü” diyecek. Hem de “Ben ona küsüm” deyip, alt dudağını sarkıtacak. İkisi bir arada olmaz. Bunlar ihtimaldir ki bir çeşit tiyatro oynuyorlar. Seçime çeyrek kala “parti içi istemezlerin” kendilerini dışavurmasını bekliyorlar.
Kim ki eski istihbarat paşasına sokulup “N’olacak bu üç dönem inadının sonu?” diye sızlandı mı bilsin ki raporu, akşama kalmaz Ak Saray’dadır.

BİR GELİŞME DAHA

Muhaliflerin gözü sağda solda gezinip, demokratik aforizmalar sallayan Eski Çankaya Adamı’na dikilmiş, boş bakıyor.
Verdiği imaj seçime yakın naralanacağı, Hz. Ali efendimizin Zülfikâr’ını kınından çıkarıp Kan Kalesi kapısına dayandığı gibi, onun da Ak Saray’a dayanacağı şeklinde.
Bana sorarsan bu da bir tiyatro.
Benim bildiğim Eski Çankaya Adamı bir dalda yan yana beş kuş görse, elinde de makineli tüfek olsa ateş etmez. İlla ki birinin gelip o kuşları ayaklarından dala bağlamasını bekler.
Pekiiii! Meclis Adamı ile Eski Çankaya Adamı acaba ne diye koca Yaşar Kemal’in cenazesine koşturarak geldiler, önemli adamlara mahsus protokolü taaa caminin içine taşıyıp en önde saf tuttular.
Kendilerini kameraların, objektiflerin gözünün içine soktular?
İkisinin de hayatlarında bir tek Yaşar Kemal romanı okumadığına eminim. Ama oradaydılar. Tütün yasağını alenen ihlal edenin derdi belli, bir daha seçilmek. Eski Çankaya Adamı ise başka türlü ince hesaplar peşinde.
Galiba gönlünde yeniden başbakan olmak yatıyor ve “Uzun Boylu Sevgi İnsanı” ile çoktan anlaştılar. Ben laf taşıyan cıgara tiryakilerinin yalancısıyım.