Paylaş
Doğanın da kendine göre bir dengesi var tabii..
TC nüfusuna yazılacak her kız çocuğunu “potansiyel tasarımcı veya modacı..” olarak dünyaya getiriyorsa sebebi oğlan kısmının genetik zevksizliğini dengelemek içindir..
Yani moda işinde son sözü yiğit kısmına bırakmayıp, kızlara veriyor.. İyi de yapıyor.. Aha yiğitlerimizin futbol sahalarına yansıyan hali ortada.. Hele geçtiğimiz sezonda gördüğümüz o saçların hali..
Nereden gördüler, kimden bellediler bilmem..
Rüzgârı bir yerlerden esti, bizim futbolcuların kısm-ı umumisi bir tür “meşe palamudu” tipi saç kesimine meftun oldu..
Saçına güvenen mahallenin mahallesinin kuaförüne, berberine koşup kendine şekil yapıyor..
* * *
Yapılan şeklin ana fikri şöyle.. Berber makinasını eline alıp kulak üzerinden saçlara dalıyor.. Yanları tepeye kadar ya temizliyor veya iyice kısaltıyor..
Tepe dediğim yer, bebeklerde “bıngıldak” tabir edilen alan.. Oradaki saçlara dokunmuyor..
Böylece yiğidimin kelle tepesi farklı, gövdesi farklı tonlardaki meşe palamutu tohumu gibi duruyor..
Şimdi merak edip “Acaba tepede ne kadar saç bırakmak caizdir..” diye soracaklar çıkacaktır.. Onun da ölçüsünü vereyim.. Tepede bırakılan saçın miktarı, şahsın IQ’sü ile ters orantılı olmalı..
SURAT UZUNSA..
Kimi maçları seyrederken “meşe palamudu modeli” saç kesimlileri yakın takibe aldım..
Anladığım kadarı ile bunlara saçlarını böyle kestirmek yetmiyor.. Asıl amaç suratı mümkün olduğu kadar uzatmak olduğu için fazladan bir de sakal bırakıyorlar.. Tepedeki saçlar jöle yardımı ile kabartılırken, çenede uzayan sakal ise yer çekiminin insafına terk ediliyor..
Böylece kişinin suratı neredeyse iki misli uzuyor.. (Bakınız: Gençlerbirliği’nin başarılı futbolcusu Jimmy Durmaz’a..)
Bu saç kesimini teee 1958 yılının Dünya Kupası’ndan kalma haber filmlerinden biliyorum.. Pele’nin 16 yaşındayken ilk kez formasını giydiği Brezilya o yılların İsveç takımı ile finalde kapışmıştı..
İsveçli futbolcuların tamamına yakını saçını böyle kestirmişti.. Brezilya’da ise Pele ve bir iki futbolcunun tipi böyleydi.. O filmlerden aklımda kaldığı kadarıyla Almanya ve diğer Kuzey Avrupa ülkelerinde de bu saç kesimi yaygındı..
Bu saç modeline “İsveç köylüsü işi saç traşı..” adını takmışlardı.. Yani şehirli kısmısı o kadar da makbul bir şey değildi.. Metropole gelip de başını hâlâ böyle traş edenlere “Kibar Feyzo..” gözüyle bakarlardı..
* * *
Afrika kökenli futbolcuları bu tariften ayırmak lazım.. Onların saçları kıvırcık olduğundan bu tür denemeler tipte kayma yaratmaz..
Bizimkilerin durumu ise farklı..
Kendimden de biliyorum.. Genel görüntümüzde “imkânsızlık yüzünden evrimini yarım bırakıp hayata atılmışlık hali..” vardır..
Ya kelle nahiyesi alnın ortasına kadar kıllanıp daralmıştır.. Burun çoğunlukla Aborjinlerin burnu gibi küt, surat toparlaktır.. (Okul görmemiş ev kadınlarının sevdiği gibi..) Bacaklar genelde parantez formunda ve kıllıdır..
(Bakınız: Bodrum’un yazdan kalma plaj fotoğraflarına.. Özellikle sığ suda deve güreşi yapan yiğitlerimize..)
Şahsen Homo Sapienslerin binlerce yıl önce tarihe karıştığına inanmıyorum.. Genetik tortuyu her yerde, her vesile ile görüyorum..
ACEMİ NALBANT
Bu garip saç modasının peşine takılan yiğitlerimizin “taklitçi zihniyetini” her ne kadar kınasam da kendilerine şekil yapmaktaki öz güvenlerine hayranım..
“Bana illa ki yakışır..” deyip, oturuyorlar berber koltuğuna.. Elinde sıfır numara makine taşıyan berber esnafımızın insafına bırakıyorlar kendilerini..
Bizdeki berber esnafı, çoğunlukla kendi kendini yetiştirmiştir.. Hüda-i nabit tarifine girer.. Bir berberin gelişmesinde “Acemi nalbant zanaatını Kürt eşeğinde bellermiş..” formülü esas olduğundan, icabını kendine şekil yapmaya hevesli futbolcular üzerinden yapar..
“İsveç köylüsü saç modeli traşında..” şimdilik deneme, yanılma safhasında olduklarından bazı aykırılıklar oluyor tabii.. Nasıl mı?
Yine Gençlerbirliği’nden vereyim örneği.. Temsil, futbolcu Mevlüt’ün saç kesimi.. Oğlanın kafasının yanları makine ile sıfıra vurulduğunda sağ kulağının üzerindeki sekiz santimli yara ortaya çıkmış..
Ya çocukken mahallenin bebeleri ile kavga etti, kafasına taşı ekleştirip pekmezini akıttılar.. Ya da delikanlılık yıllarında kimi arkadaşları ile arasında “fikir tartışması..” yaşandı.. Kafasına en az dikiş atılan tartışmayı kazandı..
O kafa berberinin mahareti sayesinde, hemen her hafta Lig TV üzerinden meraklısına teşhir edildi..
* * *
Acaba önümüzdeki sezon aynı tuhaflık yaşanacak mı? Bakalım bu Kuzey Avrupa köylüsüne özgü saç modelinin peşine başka kimler takılıp kendilerini ele güne maskara edecek?
Futbolcu arkadaşlara sesleniyorum.. Daha gençsiniz, kız isteyeceksiniz, evleneceksiniz.. Şimdiden müstakbel kaynananın ağzına “Yumurta kafalı oğlan, kızımı ziyan zebil etti..” lafını vermeyin..
Moda dediğin herkese uymaz.. Herkes bazı büyüklerimiz gibi doğuştan metroseksüel olamaz.. Bunları bilelim, kendimize ona göre şekil yapalım..
Tepede saç olmadığı halde “enseye at kuyruğu yapma modası” bile bundan iyiydi..
Kasketli atalarımız “Tarlanın küçük taşlısı, kızın uzun saçlısı, yiğidin ağır başlısı..” lafını boşuna etmemişler..
Paylaş