Paylaş
“Kız çocuğu sekiz yaşından itibaren kendi düğününü plânlar..” lafı o kadar çok kullanıldı ki artık klişe oldu..
Klişe olması doğruluğuna halel getirmez.. Lakıta taifesinin (evlenmemiş kız milletinin) “düğün olayına” takıntısı, onların ek yerlerinden biridir.. Lakin erkek kısmının okumuşu bundan yararlanmayı bilmez..
Oysa “kırsal kesimin” eğitime dil çıkarmış yiğitleri kızların ve kız analarının ek yerlerini çoktan keşfetmiş..
Arabayla İstanbul, Ankara, İzmir dışına çıkın.. Nerede bir yerleşim merkezi varsa (ki köy de olur kasaba da) yol üzerine asılmış “Kır düğünü yapılır..” yazısını görürsünüz..
***
Aynen bir vakitlerin “köy kahvaltısı” patlaması gibi..
O kahvaltıların, sersem bir şehirli tarafından “köy yerinde” yenecek olmasından başka köylülükle bir ilgisi yoktu..
Plastik kutu içinde reçel.. Plastik kutu içinde tereyağı.. Kabuğu soyulmamış, dörde bölünmüş domates.. Eşek kulağı iriliğinde iki üç adet çarliston biber.. Yağları donmuş dilim salam.. Patates karışımlı taze kaşar..
En nihayetinde sucuklu yumurta..
Sanki sucuğun üzerine yumurta kırmayı şehirli akıl edemezmiş gibi sırıtkan bir sunum.. Aynı komedi şimdi “Seyrek bıyıklı asabi şahsiyetin” her yere uzanan duble yolları üzerindeki yerleşme merkezlerinde oynanıyor..
Okumuş kızların tetiklediği “Kır düğünü hevesi” üzerine soytarılık yapılıyor..
KIR DÜĞÜNÜ NE Kİ?
Okumuş kızların hevesidir.. Geçmişinde 68 kuşağı diye bilinenler eski hippi kırmalarının genleri vardır.. İcadı onlar başlattı..
Forest Gump filminde Tom Hanks’in umutsuzca aşık olduğu çocukluk arkadaşını oynayan Robin Wright bir eyyam hippilerin peşinde sürter durur.. Sonra hastalanır, ölmek üzereyken Tom Hanks’a döner..
Bir kır düğünü yaparlar.. Robin Wright gecelik gibi beyaz bir kıyafetle çıplak ayak ortaya çıkar.. Başında çiçeklerden yapılmış bir halka vardır.. Orta çağ ressamlarının klişe duvarlarına yaptıkları fresklerdeki meleğe benzer..
Oysa yıllarca uyuşturucu kullanıp, ona para yetiştirmek için fahişelik yapmıştır..
Tom Hanks’ın filmdeki karakteri yarım akıllı olduğundan bu sunumu yutar.. Okumuş kızların romantik takımı filmdeki karakterden daha yarım akıllıdır..
O sahneye bayılırlar ve evlilik fırsatı ellerine geçtiğinde onu kendi hayatlarında yaşamak isterler..
Gelinlikten, gelin başından ve badana kıvamındaki düğün makyajından vaz geçmek birinci adımdır..
Gecelik uzunluğunda beyaz ketenden bir kıyafet giyip, başına çiçeklerden yapılmış bir taç oturtmak da ikinci adımı..
İşin en zor kısmı bu sunumu yutacak saflıkta, işi ve parası olan bir koca adayı bulmaktır.. O da tamamsa yürü nikâh memurunun üzerine.. Hazırlık ne kadar romantik olursa olsun, sonu evliliktir.. Evlilik de aşkın katilidir..
Bakmayın Forest Gump filminin mutlu sonuna.. Gelini oynayan Robin Wright nikâhtan üç hafta sonra ölüyordu.. Mutluluk o sayede bozulmamıştı.. Gerçek evlilikte öyle olmaz..
***
Liseden beri birbirinden kopmayan üç kadın arkadaş varmış.. Birbirlerinden kopmamışlar ama farklı yollarda yürümüşler..
Birinin yakışıklı, işi iyi bir sevgilisi varmış.. İkincisinin ise iş dünyasından hem yakışıklı hem zengin bir metresi.. Üçüncüsü ise başarılı bir adamla evliymiş..
Erkeklerin statüsünden bu yana sorunları yokmuş ama yatak odasında o kadar mutlu değillermiş..
Ne zaman buluşsalar yatak odasının renksizliğinden, monotonluğundan yakınırlarmış.. Birgün kadınlardan birinin aklına değişik bir fikir gelmiş..
“Erkeklerimize bu gece bir sürpriz yapalım..” demiş..
DÜĞÜN ÇARE DEĞİL
Plân şöyleymiş.. Üçü de akşam için harika bir sofra hazırlayacak ve üçü de aynı fantastik kıyafetleri giyip erkeklerini öyle karşılayacaklarmış..
Kıyafeti de aralarında ortaklaşa kararlaştırmışlar..
Başta siyah kukuleta, yüzde gözleri kapayan siyah bir maske.. Üstte siyah dar bir tişört.. Altta bütün hanları ortaya çıkaran siyah bir tayt.. Ayaklarda siyah çizmeler..
Ve işin heyecanını daha da yükseltmek, gizemi iyice tırmandırmak için de siyah pelerin..
Bakalım gece n’olacak deyip, ayrılırken o gece yaşananları birbirlerine anlatma sözünü de vermişler.. Anlatacaklar ki durum değerlendirmesi yapabilsinler.. Bakalım kabahat kendilerinde mi erkeklerde mi?
Operasyon o gece üç ayrı hanede tamamlanmış.. Ertesi gün buluştuklarında herkes kendi deneyimini anlatmaya başlamış..
Önce sevgilisi olan kadın başlamış..
“Harika yemekler yaptım, iyi bir şarap ısmarladım.. Kararlaştırdığımız kıyafetleri de giydim.. Adam daha yemek yerken yerinde duramaz oldu..”
Sonrası mı? “Sabaha kadar coştu da coştu..”
Metresi olan kadına gelmiş sıra..
“Telefonla arayıp, beni dışarıda yemeğe götür, dedim.. Kabul etti.. Onu işten almamı istedi.. Geç saatte iş yerine gittim.. Sekreterinin ve personelinin binada olmadığını biliyordum.. Beni o kıyafette görünce darma dağın oldu.. Gece sabaha kadar odasından çıkamadık.. Yemek yattı.. Sabah saatlerinde Etiler’deki çorbacıya fit olduk ama değdi..”
***
Sıra evli kadının anlatacaklarına gelmiş..
“Sözleştiğimiz gibi çok güzel yemeklerle harika bir sofra kurdum.. Siyah büstiyer, tayt, çizme, maske, pelerin.. Beklemeye başladım.. Anahtarın kilide girdiğini duyunca da odaya saklandım.. Plânım o yemek masasına bakarken ortaya çıkmaktı..”
“Ay çok heyecanlı.. Eeee?”
“Eee’si.. Bizimki girer girmez televizyona koştu.. Maç mı ne varmış.. Açtı.. “Tuh!” çekti.. Başını çevirip beni o kıyafetlerde gördü ve telaşını açıkladı: Maçın yirmi dakikasını kaçırmışım.. Sonra maçı seyretmeye başladı..”
Diğer iki mutlu kadın “Hepsi bu mu? Bir şey yaşanmadı mı? Özel kıyafeti fark etmedi mi?” diye soruları yağdırmaya başlayınca, evli olan utana sıkıla “Ha bir de şey oldu..” demiş..
Diğerleri dikkat kesilmişler.. Evli olan boynu bükük devam etmiş:
“Heeey Batman..” diye seslendi.. “Akşama ne yemek yaptın?”
Paylaş