Paylaş
OTURDUĞU sarayın kapılarını yüz milyon liraya mal eden Aksaraylı Büyük Usta’nın elinden çıkan liste Yüksek Seçim Kurulu’na teslim edildi.
Diğer partilerin listeleri de öyle.
Memleketin “akil gazetecileri” teslim saatinden itibaren listelerin üzerine üşüştüler, isim didiklemesi yaptılar.
“O niye var, bu niye yok?”
* * *
Sürpriz bombaları hep Altı Kazık Partisi’nin çevresinde patladı. Bir baktık ki Kafaları Tokuşturanlar Partisi’nin muhterem başkanı, Altı Kazık Partisi’nin muhterem başkanını bir önceki seçimlerde uyutmuş.
“Çatı adayımızdır, siz açıklarsanız daha yakışıklı olur” deyip Ekmeleddin İhsanoğlu’nu takdim ettirmiş.
Mülayim Bakışlı Gözlüklü Şahsiyet’in hulûs-u saffetinden (temizlik ve saflığından) yararlandıktan sonra da onu partisinden aday yapmış.
ATİLLA KART YOK
Altı Kazık Partisi’nin en cevval ve çalışkan adamı Atilla Kart’ın listede olmaması bir başka sürpriz oldu. 17-25 Aralık vak’alarından Deniz Feneri’ne kadar yüz elliden fazla dosyayı takip eden, tek kişilik ordu, listede yok.
İsmet Paşa’nın “Niye siyaset yaptığı hâlâ anlaşılamayan” torunu Gülsün Bilgehan listede var. Bir at gördüm, tayını emer, gel de bunun mânâsını ver şimdi.
Ampul Partisi, eskilerin kökünü kazıma işinde fazla radikal gitti. Ampul Partisi’ne Meclis’te hizmet veren; muhalifler Aksaraylı Büyük Usta’ya laf çaktığında, sıra kapaklarını vurarak olayı boğuntuya getiren; işaret verildiğinde kollarını kaldırıp indiren “seri intikal sahibi” vekillerden yetmişten fazlası telef edildi.
Üç dönem kuralına takılanların çoğu, bir “son saniye affı” umudu içindeydi, o yüzden ağızları açılmıyordu. İçlerinden sadece “Ağlayan Adam” duruma uyandı.
Giderayak, Aksaraylı Büyük Usta’ya çakacağı kadar laf çaktı.
“Başkan mı olmak istiyorsun? Nikaragua nüfusuna geç” tadında laf sokmalar. Kaybedecek bir şeyi olmamasının tadını iyi çıkardı.
* * *
Dik duruşunu ve topa yükselişini her zaman takdir ettiğim gol kralımız, milli efsanemiz Hakan Şükür, üçüncü bölgeden bağımsız adaylığını ilan etti.
Nereye gideceklerini bilemeyen Paralel Oylar için görsel adres verdi. Ampul Partisi’nden kaç tüy yolarsak kârımızadır hesabıyla yapılmış bir taktik hamle oldu bu adaylık.
Sonucunu sandıkta göreceğiz.
AĞALIK ZOR İŞ
Listeler verildikten sonra her partinin genel başkanı, kendi tayfası için Andon Ağa durumundadır. Listeye giremeyen küsecek, kendini kontrol edemeyen “Gör bak, dünya nasıl yerinden oynayacak beklentisi” ile istifa edecek.
İki ay sabredenler, Andon Ağa’nın dara düşmesini bekleyen çoban gibi, işin tadını çıkaracak.
Hikâye Devr-i Osmani’den kalma. Türk’ün, Kürt’ün, Ermeni’nin, Rum’un bir arada yaşadığı devran. Andon Ağa da Kayseri’nin bir köyünde zenginliğinin saltanatını süren bir toprak ağası.
Binlerce dönüm arazisi, kocaman çiftliği, büyükbaş, küçükbaş hayvanları var. Bir o kadar da marabası, hizmetkârı.
Olacak iş değil ama olmuş işte, Andon Ağa’nın çiftliğinde yangın çıkmış. Önce ahırlardan birinde başlayan yangın giderek zapt edilmez olmuş.
Marabasından komşularına kadar herkes yangına koşmuş, lakin yangın zapt edilmediği gibi diğer mekânlara da sıçrıyor.
Andon Ağa çaresizlik içinde sağa sola koştururken oturup yangını seyreden çobanı görmüş.
* * *
Çoban tepenin başında yangını görünce davarları köpeğine emanet edip koşmuş, çiftliğin yanına kadar gelmiş. Bir taş bulup oturmuş, ayak ayak üzerine atmış, kiraz ağacından çubuğuna sigarasını takmış.
Hem yangını seyrediyor hem de sigarasını tüttürüyor.
Sinirlenen Andon Ağa, çobana “Ulan deyyus, sefa yapacağına kalkıp bir kova su da sen atsana” diye bağırmış.
Çoban istifini bozmadan cevabı yapıştırmış:
“Andon Ağa! Andon Ağa! Biz fukaralığın kahrını böyle bir gün için çektik.”
Liste dışı kalan “mağdur çobanların” içindeki yangını 7 Haziran seçimleri söndürecek. ‘Andon Ağa’lar ağladıkça, onlar gülecek.
Paylaş