Fikret Usta’ya veda ederken!

İÇİNE daldığımız hayat gailesi bize nice güzellikleri unutturuyor, suçu “zamana” atıyoruz.

Haberin Devamı

Uğradığım bir sahafın raflarını karıştırırken elime o kitabı geçmese, belki ölüm haberini alana kadar Fikret Otyam denen bir ustanın hayatta olduğu, bir yerlerde yazı yapıp resim yaptığı aklıma gelmeyecekti.

Eski bir dosta yıllar sonra rastlamanın heyecanı ile karıştırdım kitabı.

Adı türküdeki nakarat sözcüğü gibi, “Ha Bu Diyar”. Toplam 78 sayfa. Dost Kitapevi teee 1970’te basmış.

Yazarı Fikret Otyam.

1970’li yılların marifetli gazetecisi, yaratıcılığını yeni yeni dışa vuran bir yazar, bir fotoğraf ustası ve yetenekli bir ressam, belki de hepsinin toplamından daha fazlası.

Haberin Devamı

MEĞER VEDA ETTİĞİ GECEYMİŞ

“Ha Bu Diyar” kitabı ile karşılaşmak nasıl heyecanlandırdıysa beni, gazetenin kitap ilavesinde bir yazı yazmışım.

Yazımda, o güzel röportajların derlendiği kitapları nereden bulacağım diye sızlanmışım.

Fikret Usta da onu Akdeniz’in bir köyünden okumuş.

Hem elindeki kitaplardan bir hediyelik koli yapıp yollamış hem de kolinin içine bıraktığı güzel bir mektupla gönlümü okşamıştı.

Fikret Otyam’dan övgü almak ne demek?

Ha Pulitzer Ödülü’nü almışsın ha Fikret Otyam seni methetmiş. 2014 yılının 19 Aralık günü Fikret Otyam’ın 89’uncu yaş günü için özel bir gece düzenlenmişti.

Hani yuvarlak rakamları severiz ya!

Doksanıncı yaş günü için yapılması beklenen bir etkinlik, 89 yaş gibi akıllara küsurat getiren bir dönüm günü yapılmıştı.

Haberin Devamı

Ustayı razı etmişler, Antalya’dan çıkarıp getirmişler.

Şairler, müzisyenler, yazarlar, gazeteci dostları, sevenleri, elbette siyasiler hepsi oradaydı.

Nebil Özgentürk sundu geceyi.

Konuşmacılar “Fikret Otyam’lı anılarını anlatıp” geceyi renklendirdiler.

Tekerlekli sandalyesinde, kendisine gösterilen bu özenden memnun, bizim kalemimizin tarif etmekte aciz kaldığı bir hazla dinliyordu anlatılanları.

***

Sevdiği türküler söylendi. Eşi, çocukları, torunları konuştu.

Sonra Fikret Otyam aldı mikrofonu.

Oturduğu tekerlekli sandalyenin tarif ettiği rahatsızlık ne sesinden ne yüz ifadesinden anlaşılmıyordu bile.

Sanki daha yıllarca sizinleyim der gibiydi.

Bir konuşma da o yaptı.

Haberin Devamı

Güzel bir türkü söyledi. Söylenen türkülere eşlik etti.

Bir sonraki yaş gününde yeniden görüşmek üzere orada bulunanlardan söz aldı.

O aralık gecesinin bir veda gecesi olduğunu hissetmedik bile.

BİR KUŞAĞIN SON TEMSİLCİSİ

Gidip kitapçılara, olmadı sahaflara, Yaşar Kemal’in Anadolu’yu anlattığı “Bu Diyar Baştanbaşa” serisinin bir kitabını alın.

Fikret Otyam’ın Anadolu röportajlarını topladığı “Gide Gide” veya “Ha Bu Diyar” serisinden de bir kitap seçin.

Onların yanına da Cevat Şakir’in balıkçıları, süngercileri anlatan “Deniz Gurbetçileri” kitabını koyun.

Şu uzun yaz günlerinde o kitapları arada bir açıp birer bölüm okuyun. Nerede eksildiğimizi o zaman anlarsınız.

Haberin Devamı

Fotoğraflarımız, plazma televizyon ekranları ile yarışacak kıvamda pırıl pırıl.

Teknolojimize güç yetmez.

Lakin elimizin altında ne Yaşar Kemal ve Cevat Şakir gibi röportajcılar ne de Fikret Otyam gibi, Ara Güler gibi tablo tadında fotoğraf da çekebilen yazı ustası muhabirler var.

Nâzım Hikmet, Necip Fazıl, Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Dursun Akçam, Ahmet Arif, Kemal Tahir, Cevat Şakir, Vâlâ Nurettin, Rıfat Ilgaz...

Bunların hepsi bir zamanlar altı sayfalık, sekiz sayfalık, çamur gibi baskılı gazetelerde yazı yazıyorlar, tashih yapıyorlar, sayfa bağlıyorlardı.

***

Artık elimizde olmayan bu yazarlara karşılık, kadından “bayan” diye söz eden bir yazı kuşağı var. Ne insan tanıma zahmeti ne de şu ülkeyi yeni baştan gezip yazma hevesi kimsede yok.

Haberin Devamı

Ellerinin altında Google var ya! Herkese yetiyor.

Doksan yaşına kadar “delikanlı bir zekâ” ile dolaşan Fikret Otyam’ın yokluğu bu sebepten yürek yakıyor.

Uğurlar olsun Fikret Usta!

Yazarın Tüm Yazıları