Fay hattını ‘pes’ ettiren zekâmız!

BİZİM ahalinin değişik bir zekâsı var.
Bu zekâ bilime uymuyor. Bilime bir şey katmıyor ama fırsatını yakaladığında bilimin canına okuyor.
Almanın yapıp, ebesinin nikâhına sattığı pahalı otomobile fötr şapkadan şanzıman yatağı yapan da bizim insanın zekâsı. O arabayı daha ucuza sürebilmek için mutfak tüpünü takan da bizim insanımızın zekâsı.
Aynı zekâ defalarca “eğitim reformu” yaptı, bir hayrını görmedi. Defalarca “Anayasa” yaptı, bir şeye benzetemedi.
Aynı zekâ “kendine hasar verme” konusunda da dünya birincisi.

* * *

Pendik Belediyesi’ne bağlı Güzelyalı semtinde güzel bir arsa var. Emlakçıların “Kupon” dediklerinden ve büyüklerimize haber verilmeden satılamayacak cinsten bir arsa.
Talihli vatandaşlardan biri bu arsa üzerine bir benzin istasyonu kondurup, vatana millete hizmet etmeye niyetlenmiş. Lakin bakmışlar ki Büyükşehir Belediyesi’nin planına göre bu arazinin altından “fay hattı” geçiyor.
Yani üzerine kondurulacak yapının ilk sarsıntıda yer ile yeksan olma ihtimali gayet yüksek. Bu yüzden de inşaat izni vermiyorlar.

ONUN DA ÇARESİNİ BULURUZ
Bu “Fay Hattı” denen şey arazinin başının belası. Üstüne medeniyet kurdurmaz. Kâh orası kâh burası kırılır. Üzerindeki binalar çöker. İçindeki insanlar cennet kayığına biner.
Yine de kimse “Fay Hattı”na kabahat bulamaz; kabak, çöken binayı yapan müteahhidin başına patlar. Uzun lafın kısası “Fay Hattı” cumhurbaşkanlığı makamı gibi bir şeydir ve sahibinin cezai sorumluluğu yoktur.
Bütün bunlar doğru olmasına doğru da arazi de “kupon” denen cinsten. Öyle kolayca vazgeçilecek gibi değil. Oradan nemalanmaya niyetlenenler oturmuşlar, ‘Büyükşehir’e dilekçe yazmışlar.
Dilekçelerinde “Binasız arazi boş değil mi? Fay hattı kaldırılsa hoş değil mi?” demişler, yani fay hattının haritadan silinmesini istemişler.
“Fay Hattı” haritadan silinince yok olmuyor lakin üzerine yapılacak bina mevzuata uyuyor.

* * *

Akıl güzel ama sen git bunu bir Alman’a anlat. “Bizim bir fay hattımız vardı, çok şükür hakkından gelip üzerine bina yaptık” diye konuş, dalga geçtiğini sanır. Havsalasına sığmaz.
Ekvator çizgisinin yerini değiştirmek veya çizgiyi iptal etmek gibi bir şey bu, diye düşünür. Bizim değişik zekâmız için her şey mümkündür.
Canımız “çılgın proje” yapmak isterse haritayı açarız. Memleket toprağının üzerinden geçen enlem ve boylam çizgilerinin yerini değiştiririz.
Yeni çizgilerin altından geçen yerleri imara açarız. Bir de o yerlerdeki yeni hayatın filmini çeker, seçimden seçime “Onlar konuşur, Ampul Partisi yapar” diye oynatırız.

FAY HATTI LAYIĞINI BULDU

Güzelyalı’daki, altından fay hattı geçen kupon arsa işini de böyle hallettik. Israrcı zekâmıza, Erzincan Belediyesi’nin vaktiyle yaptığı bir uygulama ilham verdi.
İki büyük depremle tarumar olan bu vilayetimiz yeniden inşa ediliyordu. Yeni baştan hazırlanan şehir planında bir sorun çıktı. Toplu konut alanı olarak ayrılan yerin altından fay hattı geçiyordu.
Belediye meclisi bir oturumla o işi halletti. Fay hattını beş kilometre aşağıya kaydırdı. Fay hattının bundan haberi olmadı ama müteahhitlerin haberi oldu. Gereken binalar o arazilere yapıldı.
Aynı yöntem Pendik’teki arazi için de uygulanabilirdi.
Nitekim uygulandı ve o meşum “Fay Hattı” kendilerini vatana millete adamış, sorumluluk sahibi belediye meclisi üyelerinin oyları ile kaldırıldı. Muhalefet karşı çıksa da sonuç değişmedi, Kupon arazi kurtuldu.

* * *

Bizdeki bu zekâ ile başa çıkılmaz. Bu tespitimin kapsama alanına sadece Batı dünyasının insanı değil, UFO’larına binip “mangal yapmak” için memleketimize izinsiz gelen uzaylılar da girer.
Bizim dışımızdaki dünyanın insanı UFO veya uzaylı gördü mü fotoğrafını çekmeye çalışır. Biz taşı yapıştırırız.
Uşak’ta uzaylı gördüğünü söyleyen köylüm de öyle yaptı. “Taşı uzaylının alın çatına yapıştırdım” dedi. Daha da gelmiyorlar.
Belki de bizi koruyan şey tersine işleyen bu zekâmız.