Boş çuvalı dik tutma marifeti

HÜRRİYET’in dünkü manşeti çok konuşulacak. On birinci Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yıllarca dip dibe çalışan Ahmet Sever’in anıları kolay kolay gündemden inmez.

Haberin Devamı

Komplo sevenler kitabın zamanlamasını manidar bulacaktır. Bizim okumuşların zihni “komplo teorileri” ile karardığından zaten başka türlüsü de mümkün olmaz.
Daha dün bir bugün iki, Ampul Partisi içindeki birileri ile Abdullah Gül’ü yan yana getirdiler. ‘Ampul Partisi’ni değiştiremezlerse yeni parti kurarlar’ diye görev tarifini yaptılar.
İşin arkasına da bizim iş dünyasını geçirdiler bile.

***

Komplo teorisyenlerinin “olmazsa olmaz” dayanaklarından biri budur; önce iş dünyasını getirip, bir tertibin arkasına koyarlar. Onlar öyle dikildiğinde Amerika da gelir, arkadan yaslama yapar.
Bu yaslanma hali, metrobüste yapıldığı zaman teknik olarak “Fordculuk” tarifine girer. Siyaset icabı, yani soyut anlamdaki yaslanma ise “İşin en başında Amerika var” mealine gelir.
Kimsenin “soyut resme bakıp” tahriklenmesi icap etmez.

Haberin Devamı

HER ZAMAN İŞLEYEN FORMÜL

“Sekiz yüz kelime” ile dünyaya nizam vermek üzere yazan köşecilerimiz ile onların ağzına bakan “dört yüz kelime” kapasiteli ahalimiz için “Siyaset+İş Dünyası+Amerika” her zaman işleyen formüldür.
Çok bunaldığınızda araya bir de İsrail veya Masonları koyarsınız. Zengin kız-fakir oğlan temalı TV dizisi gibi iş görür. O yüzdendir ki Ahmet Sever’in anıları farklı muamele görecektir.
Kim bilir onun içinden neler üreyecektir?
Peki, Abdullah Gül sahaya iner mi? Vaktiyle biri Abdullah Gül için “Daldaki kuş iki olursa öyle ateş eder” demişti.
Gidişata bakıp daldaki kuşu üçe, sonra beşe çıkarıp öyle beklediler ateş etmesini. O da yetmedi. O beş kuşu ayaklarından dala bağlayıp, beklemeye geçtiler. Abdullah Bey hâlâ tetiği çekecek.
Şimdi şartlar değişti. Abdullah Bey kırgın mı kırgın, geçen yılın 27 Ağustos’undaki Ampul Partisi kongresinde adından tek satır bahsedilmedi. Partinin kurucu başkanı, ilk başbakanı, ilk cumhurbaşkanıydı.
Ak Saraylı Büyük Usta o yokmuş gibi davrandı.

***

Ahmet Davutoğlu o kongrede daha mı hayırlıydı? Kendisine arka çıkıp, Dışişleri Bakanlığı’na uzanan yolda elinden tutan Gül’ü o da anmadı.
Ahmet Sever’in tarifiyle “partisinin belde belediyelerine” kadar herkese selam salladı, Abdullah Gül’ü es geçti.
Geçen hafta birbirlerinin yüzüne nasıl baktılar acaba?

Haberin Devamı

SIRA GELDİ KEMAL DERVİŞ’E

Seçimin kazanan muhalifleri “kırmızı çizgilerimiz” var diyor. Ne var ki o kalın kırmızı renkli çizgilerin tamamına yakını Ak Saraylı Büyük Usta’nın isminin altına çekilmiş.
Biri, ‘17/24 Aralık dosyası açılacak’ diyor.
Öbürü, ‘Saray’dan çıkıp Çankaya’ya dönecek’ diyor.
Bir başkası, ‘Haddini bilecek’ diyor.
Ampul Partililer “Bizim kırmızı çizgimiz de Ak Saray’dır. Biz Cumhurbaşkanımızı mahkeme koridorlarında süründürmeyiz” havasında direniyor.
Ampul Partisi yönetimini de ikiye ayırıyorum. Birinciler “Sen saraylara layıksın” diye tavladığı kadını, işini gördükten sonra “Simit Sarayı”na götüren varoş çapkını pişkinliğindeler.
İkinciler ise “Dersimizi aldık, pişmanız” ezikliğindeler.
Hepsini bir çerçevenin içine tıktığınız zaman, ortaya çıkan resimden “hükümet kurulamaz” sonucu çıkıyor.

***

Haberin Devamı

Hemen moralinizi bozmayın, iş dünyamızın yeni hükümet konusunda umudu ve isteği kuvvetli.
Artık arkalarından Amerika mı yaslanıyor, birbirlerinin arkasına mı dizildiler, bilemem. “İlle de yeni hükümet” diyorlar.
Formülün kilit ismi de Kemal Derviş.
Birileri yine onun ismini projektörün camına yapıştırıp, ışığını gökyüzüne tuttu. Gökyüzündeki yarasa işaretini gören Batman gibi hoplayıp, imdadımıza yetişecek.
Projeyi fırına verenler ayrıntıları da düşünmüşler. Ampul Partisi ile Altı Kazık Partisi bir araya gelecek. Kemal Derviş öne düşecek. Dışarıdan bir-iki teknisyen takviyesi ile yeni hükümeti kuracak.
Emekliler de çifte ikramiyelerine kavuşacak. Oley be!

Yazarın Tüm Yazıları