Paylaş
OSCAR umudunu Nuri Bilge Ceylan’ın nam yönetmenin “kağnıya koşulmuş manda” ağırlığındaki filmlerine bağlayan ahalimizin yüzü bir gün gülecekse, futbol oyununa ödül konduğu vakit gülecek.
Çünkü dünyanın en “teatral futbolu” bizim liglerde oynanıyor. Sahnelerde göremeyeceğiniz, perdeden veya ekrandan seyredemeyeceğiniz performanslar sahada sergileniyor.
Ne yazık ki bunca çaba, bunca yetenek gösterisi zayi olup gidiyor.
“Marifet var, iltifat yok.”
Benimki sadece bir fikir, peki uygulanabilir mi? Bal gibi uygulanabilir. Burada marifet “Oscar Ödülü” konacak kategorileri doğru belirlemekte.
ARTİSTİK TEPKİ
Ödül listesinin en tepesine kaçan gollere verilen “Artistik Tepkiyi” yazayım.
Senede iki gol ortalaması ile oynayan bir futbolcunun, kaleye sokmak yerine, açık tribünden aşırmaya çalıştığı topun ardından bakması sadece bizim liglerde görülen bir performanstır.
Burada futbolcu başını iki elinin arasına alır ve ağzını yarı açık tutarak, uçup giden topun arkasından “Ben bunu nasıl kaçırdım” der gibi bakar.
Özellikle canlı yayınlarda kamera marifeti ile burnumuzun dibine kadar sokulan o surat ifadesinden seyirciye “Ben her sezon böyle kırk elli gol atıyordum, bakın bu kez top nerelere gitti” duygusu geçer.
Bence bunun adı “Kaçan Gole En İyi Tepki” ödülü olmalı.
Futbolcu hakem ilişkisini de kategorize edip ödüle bağlamalı.
Çıkan Karta Şaşma Oscarı, Penaltıya Şaşma Oscarı, Hakemi En İyi Etkileme Oscarı. Say sayabildiğin kadar, sonu gelmez.
Elin adamı bizim futbolcuların bu alışkanlığına gülüyor.
Hani bir aralar internette dolaşan bir futbol anlatımı vardı. Futbol sahasını gösteren bir alan üzerinde her ülkenin futbol karakteri tarif ediliyordu.
Brezilya topu dolaştırıp gol atarken, Almanya üç pasta kaleye gidiyordu ve her gösteri gol efekti ile bitiyordu.
O ekranda futbolcular siyah nokta ile top da kırmızı nokta ile gösteriyordu.
Pas trafiği de iki nokta arasını birleştiren çizgilerle anlatılıyordu. Sıra bizim futbolun tarifine geldiğinde, ekrandaki görüntü değişti.
Siyah noktalar arasında dolaşan kırmızı top sahanın bir kenarında hareketsiz kaldı.
Futbolcuları gösteren siyah noktalar, hakemi temsil eden başka bir noktanın etrafında toplandı.
Diğer tariflerde duyulan “gol efektinin” yerini de “kahkaha efekti” aldı.
Bizim yerli kasap futbolcular “En iyi aksiyon sahnesi oscarını” kimselere bırakmaz.
İş buralara geldiğinde korkma, pozisyonları istediğin kadar kategorize et.
Çift dalana, güreş tutana, kornerlerde hasmını kündeden aşırana ver oscarı, çocuğun ruhu şenlensin.
Neydi Cüneyt Çakır’ın son maçında kale önlerinin hali?
Hasmını tutan yere çarpıyordu.
Üç kez Kırkpınar seyrettim, böyle heyecanı orada bile görmedim.
Allah selamet versin, Cüneyt Hocam da maçta görmedi.
HAKEMİ UNUTMA
Bu niyetten hakemlere de Oscar niyetine ekmek çıkar. Tiner Çekmiş Gibi Boş Bakma Oscar’ı mesela.
Beni eğlendiren sahnelerin başında; üç metrelik ofsaytı kaçırıp, kaleye giren topa bayrak kaldıran yan hakemlerin üzerlerine koşan futbolcularla bakışması gelir.
Nasıl değişik duygular yaşanır o hesaplaşmadı.
Futbolcu yırtınırken, yan hakem “Zombi gibi” onlara doğru bakar ve içinden orta hakemin yetişmesi için dua ettiği için kimseyi görmez.
Bu sahnelerin her tekrarı kendi başına oscarlıktır.
Sinemanın en iyi kostüm en iyi makyaj ödülleri var.
Bunu futbolda yaşamak da mümkün olabilir. Misal şu sıralarda ”İskandinav tarzı köylü tıraşını” model alan futbolcularımız harikalar yaratıyor.
Tepesindeki gür saçı bir tasla bastırıp korumaya aldıktan sonra, tasın dışında kalan alanı usturaya vuran futbolcularımızı bu yenilik kesmiyor.
Görüntüyü bir de IŞİD tarzı sakalla destekliyorlar.
Kendilerine böylece “Master öğrencisi homosapiens insanı” süsü verdikten sonra sahaya çıkanlardaki yaratıcılık kimselerde yok.
Özellikle de o sakal kütse, burun basıksa performans yine değişiyor.
Böyle durumlarda yukarıda tarif ettiğim görüntünün yerini “İskandinavya’ya çalışmaya gitmiş Karagöz” görüntüsü alıyor.
Çocuklarımızı bu konuda motive edenlerin başında Afrikalılar geliyor.
Sarı üzeri siyah benekli, pembe çiçekli, cart yeşilli ayakkabı renklerini sahalarımıza taşıyan Afrika’nın alt kültürü bizimkilere ilham veriyor.
Bu sayede ”alt kültür” aşılıyor “dip kültüre” ulaşılıyor.
Bu çeşitliliğe bir de “Özgüven Oscarını” ekleyin, adaylarınızı da yabancı maçlarda tek kelime İngilizce bilmeden hakemi etkilemeye çalışan futbolcularımızdan seçin.
Sinemada senede bir kez yaşanan Oscar heyecanını, futbolda her hafta yaşayın.
Paylaş