Paylaş
Seçilmiş cumhurbaşkanının “seçim propagandası” maçında turuncu takımın teknik direktörlüğünü yapan Fatih Terim, o maçta gösterdiği üstün başarıyı(!) geçen iki milli maçta tekrarlayamadı.
Biri bizi evinde 3-0 ile dövdü.
Öbürü bizi evimize gelip 2-1 ile dövdü.
Şu anda sıfıra sıfır, elde var sıfır. Seçilmiş cumhurbaşkanına teknik direktörlük yaparak üç gol attıran hocamız maçtan sonra gergindi.
Maç sonrası röportaja gelen yayıncı TV’nin muhabirine “Acaba bir münasebetsiz soruyla karizmayı çizer mi?” endişesiyle bakıyordu.
Vücut dilini okumak da yabancı dil bilmekten sayılır. O gerilimi gördük yani. Bereket muhabir görgülü çıktı. Koskoca Türkiye Teknik Direktörü’ne sorabileceği en saygılı soruyu sordu.
Adı başka stadyumlara da verilesi Türkiye’nin Teknik Direktör’ü rahatladı.
* * *
Bu gibi durumlarda “doğru bir soruya” verilecek “doğru bir cevap” en az iki maçlık daha kredi sayılır.
İyi oynadık, diye başladı lafına.. Yüzünün bütün kasları hareket etti.
Vücut dili okumayı söktürdük söktürmesine lakin Türkiye Teknik Direktörü’nün surat dili bizim için hâlâ Etrüksçe gibi olduğundan bir mânâ çıkaramadık. Bereket mazeretini seslendirdi de duruma vakıf olduk.
“Golü yine bir yan toptan yedik..”
Evet, gol dediğin ya top yandan getirildiğinde yenir ya da ortadan getirildiğinde. Başka nereden yiyecektik ki?
TARİHİ BİR CEVAP
Teknik direktörlerin “Yine bir yan toptan gol yedik” sızlanmasına bayılıyorum ve ne zaman tekrarlandığını duysam, Süleyman Demirel’in bir gazeteciye verdiği ünlü cevabı aklıma geliyor.
Zaman 1970’li yılların ortaları. Türkiye siyaseten tef gibi gergin.
Dönemin iki siyasi figürü Demirel ile Ecevit kolay kolay yan yana gelmiyorlar. Cenaze gibi bir mecburiyette gelseler bile birbirlerinin yüzüne bakmıyorlar.
Nasıl olmuşsa iki lider bir mecburi ortamda karşı karşıya gelmişler, bir de el sıkışmışlar. Bu da medyayı şaşırtmış.
Başbakanlık çıkışında Baba’yı yakalayan muhabirler ilk önce bunu soracaklar. Nitekim acele davranan bir hanım muhabir soruyu patlatmış:
“Efendim, Sayın Ecevit’in elini sıkmışsınız?”
Kızcağızın meramı “Nasıl oldu da bu durum yaşandı?” muhabbeti açmak. Baba tecrübeli, niyeti de soruyu atlatmak. Gerdanı kırıp, kızcağıza bakarken cevabını vermiş:
“Ya neresini sıkacaktım?”
* * *
“Yine bir yan toptan gol yedik..” sızlanmasında Baba’nın yaptığı gibi, soruyu atlatma niyeti yok. Söyleyen ister Türkiye Teknik Direktör’ü olsun ister Şereflikoçhisar ve Çevresi Teknik Direktör’ü olsun, bunu inanarak söylüyor.
İşin vehameti de tam burada işte.
Hemen oturup hesabı yapmışlar. Hâlâ alınacak şu kadar puan varmış, eğer şu kadarını alırsak finallere gidermişiz,
Şahsen benim bu takıma inancı kalmadı. Kendimizi kasmayıp, efendi gibi topumuzu oynayalım. Finallere yine gideriz. Nasıl mı? Turist vizesi alırız. Stadyumlara da biletle gireriz.
FIRÇAMIZI DA YEDİK
Birinci maçtaki 3-0’lık yenilgiyi içine sindiremeyenler oturup, ileri geri bir iki yazı yazdılar, Türkiye’nin Teknik Direktörü’nün ayarını bozdular.
O da ne yaptı? İkinci maçta da yenileceği aklına gelmediğinden, diplomasiyi bir tarafa bırakıp, medya leşkerlerine saydırdı.
“Görgülü kuşlar, gördüğünü işler” demişler.
İyi oynatmayı başardığı tek golcü olan “Seyrek Bıyıklı Asabi Şahsiyet” aklına estikçe önüne gelene saydırıyor ya! O da medyadaki paralel yapıya saydırdı.
Gerçi Allah’ı var. “Eeeeyy! Bilmem neee!” diye başlamadı lafına ama biz ne yapmak istediğini anladık. İkinci maç bitene kadar, kuyruğumuzu bacak arasına kıstık.
Ben Çek maçından sonra Lig TV’den dört dörtlük yayınlar beklerdim. Onlar da tatile çıkmış. Gıkları çıkmıyor. Bu arada bana da e-mail mesajı yağıyor.
O mesajlardan çıkardığım sonuçlar şu..
Birincisi Türkiye’nin Teknik Direktörü artık eskisi gibi sevilmiyor. İçinden çıktığı Galatasaray camiasında bile her üç kişiden ikisi ondan hayırla bahsetmiyor.
İkincisi Milli Takım da eskisi gibi sevilmiyor.
Hangi ortamda maç seyredersem seyredeyim, etrafımdakilerin hissiyatı bu sevgisizliği ele veriyor..
* * *
Gelen mesajlara bakılırsa bu “sakal meselesi” futbolu efendice taraf olanları fazlasıyla irite etmiş. Biri “Seremonide gördüm suratlarını, haklısınız, IŞİD karması gibiydiler” diye yazmış.
Bir başkası top sakallı, IŞİD imamı görüntülü futbolcusundan söz ederken “Onun yüzünden tuttuğum takımdan soğudum..” diye dert yanıyor.
Ne diyeyim? Zihniyetleri ortada. Oynadıkları top ortada. Aldıkları sonuçlar ortada. Gerisini Türkiye Teknik Direktörü düşünsün..
Paylaş