Paylaş
Emekli taifesi için verilen “100 liralık zam müjdesi” ise davula inen ilk tokmağın sesi oldu.
Mütekait milleti ve yancıları hemen sevinmesin. Maaş bin liranın altındaysa zam 100 lira. Maaşın, bin lirayı bir parmak geçiyorsa, önüne “Maaş artı 45 lira zam, kaç etti?” sorusu gelecek.
Problem için kopya veriyorum: Cevabı sayısal değil, sansürlenmiş olarak sözeldir.
* * *
100 liralık zam müjdesinin(!) gazetelerdeki mürekkebi daha kurumadan muhalefetin başı Mülayim Bakışlı Gözlüklü Şahsiyet cevabı yetiştirdi:
“Al o yüz lirayı başına çal!”
Ben “Mülayim Bakışlı Gözlüklü Şahsiyet”i hiç bu kadar kendinden emin görmemiştim.
Biri Ramazan’da biri Kurban’da her emekliye iki ikramiye sözü verdiydi ya meğer nokta atışı yapmış. Hükümetin ek yerini bulmuş.
NASIL BULACAN?
Hükümetin başı ve iktidarın plaket kolu başkanı “O parayı nereden bulacaksın?” diye kafa yapmaya çalıştı.
Her sağ iktidarın klasik numarasıydı bu. Karşı taraf kem küm edince “Aha gördünüz, bunlar bir apartmanı bile yönetemezler” diyecekti.
Mülayim Bakışlı Gözlüklü Şahsiyet cevabı yapıştırdı:
“Havuz medyası için para nereden geldiyse, oradan..”
Gidişat bundan sonra bellidir. Hükümetin başı, Banu Alkan şarkısı gibi “Nereden? Nereden?” diye sordukça, muhalefetin başı “Oradan, oradan” deyip Ak Saray’ı kafiye yapacak.
Malzeme çok. Gün geçmiyor ki muhalif medyada bir “Ak Saray Haberi” tekerlenmesin. Sonuncusu ne miydi?
Bin yüz elli odalı sarayın mutfak masrafıydı ki rivayete göre “İki buçuk milyon doları” geçmiş.
* * *
Eski patronlarımdan biri “Çok sıfırlı ekonomik haberlere” tepkiliydi. “Yavrum, bunu halk anlamaz” derdi. Ben de “Hee! Senin çok paran var, bir sen anlarsın” derdim. Tabii öyle yüzüne karşı “dümdük” değil, içimden.
Bir gün okurların birinden mektup geldi. Eğer yılbaşı büyük ikramiyesi kendine çıkarsa ne yapacağını anlatıyordu. (O senenin ikramiyesi bir milyar liraydı.)
“Kendime bir çizme alırım, param artarsa teyzeme de bir tane alırım.”
MECBURİ İNİŞ
Bizim Ak Saray üzerine akçalı haberler patlatan “muhalif medya” da benim eski patronum gibi işin sırrını kapmış. Milyon dolarlı, milyar dolarlı haber verdi mi onu illa ki örnekliyor.
Okuyanlara “Arrrıııkk!!” dedirtiyor.
“Ak Saray’ın mutfak masrafı iki buçuk milyon dolar.”
Altındaki açıklama yabancı filmlerin altyazısı yerine geçer.
“Bu para ile tam 137 bin kişi, bir ay boyunca karnını doyurur.”
Lafın burasında “Arrrıııkk!!” sayhası hafif kaldığından mecburen “sinkafın” fiil olarak kullanıldığı yerlere geliyoruz. Kınasak da kınamasak da durum bu oluyor.
“Üniversite harçlarını sıfırlayacağız.”
“Kaynağı nereden bulacaksınız?”
“Ak Saray’a alınan tanesi bin liralık altın varaklı bardakları satarak.”
* * *
“Tansiyon ilaçlarını bedava dağıtacağız.”
“Parasını kim verecek?”
“Ak Saray için İsrail’den yüz binlerce dolarlık laleyi kim ithal ettiyse o verecek.”
ÇEMKİRELİM Mİ?
O bin yüz elli odalı Ak Saray orada durdukça, hükümet adamları muhalefete laf yetiştiremeyecek. Koskoca hükümet adamları sessiz de kalamayacağına göre ben “çemkirme yöntemini” öneririm.
Hatta profesöre çemkiren hastanın cevabını, seçim sloganı yaparım.
Profesör hoca, son sınıf öğrencilerini hastanın başına toplamış, anlatıyor.
“Bakın renk yeşil sarı olmuş. Avurtlar çökmüş, göz çukuruna gömülmüş. Ağız kuru, burun sivrilmiş. Bu tipik bir batın sendromudur.”
Alınan hasta cevabı yapıştırmış:
“Sen sanki dünya güzelisin!”
Hükümet adamlarının başı da öyle yapsın. Ağzını açana “Sen sanki dünya güzelisin” diye çemkirsin. “Faydası olur mu?” diye soracaklara cevabım tek kelimeliktir:
“Olma mı?”
Paylaş