Al gözüm seyreyle ihtişamı!

Gerçekler fotoğraf oluyor, deyim yerindeyse ete kemiğe bürünmüş gibi sanal âlemlerde geziyor. Kendisini zorla insanın gözüne sokuyor.
En büyük hobin “gelip geçen trenleri seyretmek olsa” yine gördüğünü algılarsın.
“Al gözüm seyreyle okuyucu” deyip alt alta duran iki fotoğrafın tarifinden başlayayım işime*.

* * *

Üstte Beyaz Rusya’nın Başkanı Alexander Lukasenko, ülkesini ziyarete gelen Ukrayna Başkanı’nı sarayının kabul salonlarından birinde ağırlarken görülüyor.
Görkemli sarayın tepesinden sarkan devasa avizeyi Bodrum’daki tarihi Tepecik Camisi’ne asmaya kalksan, içeride cemaate namaz kılacak yer kalmaz.
Alexander Lukasenko sarayının ihtişamı ile konuğunu kendine hayran bıraktığını düşündüğünden “full tebessüm” halinde.

MERKEL’İN SUNUMU

Altında duran karede Almanya Başbakanı Angela Merkel ile konukları var. Ortadaki masa formika. Üzerinde plastik su şişeleri ile “ketıl” dediğimiz basit bir kahve makinesi var.
Avrupa’nın patronu sayılan Angela Merkel misafir devlet adamlarına kahve servisini bizzat kendi yapıyor.

* * *

Bir başka iki kare daha görüyoruz. Birincide Azerbaycan’ı miras kalmış bir devremülk gibi babasından devir alan Aliyev var. Görkemli sarayında dünyanın patronu Amerika’nın Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ı ağırlıyor.
Aliyev’in sarayı da pavyondan gazinoya geçen şarkıcının dekorasyon dergilerine açılmış evi gibi.
Tepeden tırnağa kitsch. Koy içine görgüsüzlük ile açgözlülüğü, ölümüne yarışsınlar.
İkinci karede Fransa’nın eski Başkanı Sarkozy var. İngiltere’nin o zamanki Başbakanı Gordon Brown’u ağırlıyor. Dünya’nın iki söz sahibi liderinin görüştükleri oda ise el kadar. Mobilyası İkea’dan.

* * *

Bu iki karede Türkmenistan Başkanı Gurbanguli Bedrimuhammedov ile yine Angela Merkel’i kıyaslayacağız. Birinci karede Gurbanguli’nin sarayının merdivenleri ar. Merdivenler sanki cennete çıkıyormuş gibi süslenmiş. Tırabzanlarına, avizelerine, halılarına milyonlar harcanmış.
Bizimkinden eksiği, geçmişi yansıtan askerleri.
Bayan Merkel ise yine el kadar bir odada Polonyalı meslektaşı Donald Tusk ile görülüyor. Bu kez formika masasında sadece su ile elden servis edilen iki fincan kahve var. Kahve makinesi lüksü(!) yok.

İTALYA YENİLDİ Mİ?

Tacikistan Başkanı İmamali Rahman, dünyanın patronu Amerika’nın Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’ın gözünü boyamayı kafaya koymuş. Yemek masasını dünyanın en pahalı çiçekleri ile donatmış.
Alternatif fotoğraf karesinde ile İtalya Dışişleri Bakanı Angelina Allano, İsveçli makamdaşı Cecilia Malmström’ü ağırlıyor. Salonun tek süsü cılız bir Benjamin ağacı, görüşme masasının en fiyakası ise plastik su şişeleri.
Tacikistan hem İtalya’yı hem İsveç’i ezmiş (!).

* * *

Geldik Kazakistan Başkanı Nursultan Nazarbayev’in sarayına. Çin’in devlet başkanı Şi Jinping sarayın resmi misafiri.
İki devlet başkanının karşılaştığı sarayın lobisi, bizim Fatih Terim Stadyumu’nun zemininden büyük. Nazarbayev, Çinli konuğuna “Ülkem büyük diye şişinme. Benim sarayımın lobisi de ülke gibi” diyor sanki. Abartma dediğin gözü çıkarılabilir bir nesneymiş meğer.

* * *

Gelelim devlerin saraylarına. Dünyanın patronu Obama, 55 bin metrekarelik Beyaz Saray’la idare etmek zorunda.
Rakibi Putin’in Kremlin’i 25 bin metrekare. Majesteleri’nin masrafını çıkarmak için turistlere biletle gezdirdiği Buckingam Sarayı 77 bin metre kare. Fransızların anlı şanlı Elysee Sarayı ise 11 bin metrekare.
Dünya patronlarının kullandığı Beyaz Saray, Kremlin, Buckingam ve Elysee’yi üst üste koy, 168 bin metre kare eder ki bizim 300 bin metrekarelik Ak Saray’ımızı doldurmaz.
Üstelik biz Ak Saray’ımız da dünya liderlerini değil, Ampul Partisi’ne gönül vermiş muhtarları misafir ediyoruz. Azamet diye ben buna derim.

Görsel kıyaslamayı internette arayabilirsiniz.