Paylaş
Yaklaşık iki hafta önce olay hem yerel hem de ulusal basına yansıdı. Türkiye’nin en önemli beyaz et üreticilerinden Banvit’in 12 çalışanı, COVID-19 nedeniyle hastaneye yatırıldı. Tedbiren 12 çalışanın temasta olduğu onlarca işçi de karantina süreci için evlerine gönderildi. Banvit ve diğer büyük beyaz üreticilerinin kesim ve paketleme üniteleri uzay üssü gibidir. Gıda hijyenine, çalışan sağlığına olağanüstü özen gösterilir. Salgın sürecinde bu önlemlerin daha da artırıldığına hiç şüphem yok. Ancak ne yazık ki koronaviürüsü sadece önlemler durduramıyor.
HASTA SAYISI ARTTI
Bölgeden ve yerel basından aldığım bilgilere göre Banvit’te COVID-19 hastalığı Türkiye’de yayılmaya başladığı anda vakalar görülmüş. Hastalık belirtisi görülenler hemen hastaneye sevk edilmiş. Onlarla temas olasılığı olan çalışanlar da istisnasız karantinaya alınmış. Bakım ünitesinde çalışan bir işçinin ihmali, çok kişiyle temasta bulunması nedeniyle bir ara hasta sayısında artış yaşanmış ancak şimdilerde yeniden kontrol sağlanmış. Şüphesiz Banvit çalışanlarında COVID-19 görülen tek gıda kuruluşu değil. Peki ama bu gıda kuruluşlarının ürünlerini tüketmemiz açısından bir tehlike var mı?
DİKKAT EDİLMELİ
Hürriyet Yazarı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, koronavirüs gıdadan geçer mi sorusuna şu cevabı veriyor: “Virüs pişirip yediğiniz üründen geçmez. Eğer siz pişmemiş bir gıdaya parmağınızı dokundurup o parmağınızı ağzınıza, burnunuza, gözünüze sürerseniz virüsü oradan kapabilirsiniz.” Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu (European Food Safety Authority, EFSA) da COVID-19’un gıda tüketerek geçtiğine dair bir kanıt olmadığını beyan etti. Ancak uzmanlar gıda güvenliği uygulamalarına her zaman dikkat edilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor.
BANVİT: GEREKLİ ÖNLEMLER ALINDI
BANVİT’in Covıd-19 sürecinde hem Kamuyu Aydınlatma Platformu’na gönderdiği hem de internet sitesinde yayınladığı açıklama şöyle: “Şirketimiz, dünyayı etkisi altına alan COVID-19 kaynaklı koronavirüs hastalığı sebebiyle gerek çalışanlarını gerek operasyonel faaliyetlerini gerekse de faaliyet gösterdiği pazarlardaki güvenliğini korumak ve operasyonlarını normal hızda sürdürmek amacıyla gerekli önlemleri almıştır. Şirketimiz, mevcut durumda herhangi bir aksama olmaksızın faaliyetlerini sürdürmekte olup endüstriyel tesisleri, dağıtım merkezleri, lojistik, tedarik zinciri ve destek ofisleri çalışmalarını devam ettirmekte ve kurumsal konumlarda geçici ve kısmen uzaktan çalışmalar yürütmektedir. Üretim, işletme ve/veya ticari planlamalarımızda herhangi bir değişiklik bulunmamaktadır. Şirket olarak, çalışanlarımızın ve üçüncü kişilerin sağlığını korumak ve aynı zamanda günlük gıda talebini sürekli olarak karşılamak için tüm çabayı gösterdiğimizi belirtmek isteriz. Mevcut duyurumuzla ilgili bir gelişme olması halinde bilgilendirmeye devam edeceğiz.”
SAĞLIĞINIZ İÇİN BUNLARA DİKKAT
* Gıdalarınızı iyice pişirin. Özellikle tavuk, sığır etleri, pastörize edilmemiş sütler, mutlaka en az 70 derece ve üzerinde dikkatlice pişirilmelidir.
* Donmuş kıyma, kırmızı et, balık ve tavuk etini pişirmeden önce, tamamen çözülmesini bekleyin.
* Pişirdiğiniz gıdaları tekrar yemeniz gerekiyorsa, yeniden ısıtmayı ihmal etmeyin. Bu işlemde de gıdaları yeniden 70 dereceye kadar ısıtmaya çalışın.
* Çiğ ve pişmiş gıdaların birbiriyle temas etmemesine özen gösterin. Özellikle et, tavuk ve balık pişirirken bu nokta çok önemli. Ayrıca çiğ tavuk ve kırmızı eti birbirine karıştırmayın.
* Çiğ piliç eti, kırmızı et hazırlarken kullandığınız bir bıçağı gereken temizliği yapmadan sebze, salata malzemesi doğramada kullanmayın. Bu ürünlerde farklı bıçaklarla kullanmaya özen gösterin.
BİR BANKADAN YURTDIŞI ALIŞVERİŞE TEŞVİK!
İnanılır gibi değil. Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak olmak üzere devleti yönetenler sürekli cari açığa ve nedenlerine vurgu yapıyor. Hükümet her fırsatta yerli üretimi destekleyen, yerli ürün almaya teşvik eden kararlar alıyor. Sadece Türkiye’de değil dünyada yerli ürünlere destek konusunda bir akım var. Yerli ürüne bu kadar teşvik bu kadar çağrı yapılırken Türkiye’nin en önemli bankalarından biri ne yapıyor? Vatandaşı yurtdışından alışveriş yapmaya teşvik ediyor.
NEDEN YERLİ SİTELER DEĞİL
Bakın nasıl mesajı aynen paylaşıyorum: “10-30 Haziran tarihleri arasında internet üzerinden tek seferde yapacağınız 300 TL ve üzeri yurt dışı alışverişlerinize 15 TL, toplamda 45 TL puan. Katılmak için…” Bankanın kötü niyetli olduğuna ve yurt dışı alışverişi körüklemek istediğine inanmıyorum. Ancak bu kampanyanın nedenini anlamakta da güçlük çekiyorum. Yerli üretime destek için bu kadar çaba gösterilirken, niye internet üzerinden yurtdışı alışverişe özel bir kampanya yapılır? Niye yerli alışveriş sitelerine destek olmak varken niye Uzakdoğulu, ABD’li veya Avrupalı internet siteleri üzerinden alışveriş özendiririlir? Yerli firmaların ürünleri dururken niye yabancı ürün alanlara ekstra hediye vaat edilir? Niye paramızın alışverişle yurtdışına çıkması teşvik edilir? Hele de böyle bir dönemde...
Paylaş