Paylaş
“TAM da umuda kapılmış, işler yoluna girecek derken oldu bu hadise. Üstelik çözüm süreci başlamadan önce bile yaşamadığımız bir durumla karşı karşıya kaldık. İlk kez şehir merkezinde böyle bir olaya şahit olduk. Çoğunluğu 14-15 yaşında çocuklar, önce akşam yürüdüler sonra gündüz dükkânlara saldırdılar. Gece yarısına kadar hareketli olan sokaklar da şimdi saat 20.00’den sonra az sayıda insan var.” Yukarıdaki sözlerin sahibi turizmle uğraşan bir Mardinli. Mardin şehir merkezindeki nüfusun çoğunluğu gibi o da Arap kökenli. Tedirgin olduğundan isminin yazılmasını istemiyor. 6-7 Ekim’deki olaylar sadece maddi zarara uğratmamış Mardin’i, manevi olarak da çok şey götürmüş. En çok da geleceğe ilişkin umudu...
Haftasonu 10’ncusu düzenlenen ‘Fikir Sofrası’ toplantısı için Mardin’deydik. Yöreden çıkan bir ismi, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i ağırladı Fikir Sofrası. Denizbank’ın sponsorluğunda düzenlenen organizasyona iş, akademi ve basın dünyasından pekçok isim katıldı. Toplantıda bölgeye ve ekonomiye dair çok şey konuşuldu yazılmamak kaydıyla. Ama sokaklar da gözlem yapmanın ve halkla konuşmanın önünde bir engel yoktu. Ben de öyle yaptım.
KÜRT-ARAP FAKTÖRÜ
Son dönemde artan çatışma ve ölüm haberleri Mardin’in kimyasını bozmuş. Kolay değil Kürt-Arap ve Süryanilerin yıllardır iç içe yaşadığı bir şehrin hemen ötesinde yani sınırın hemen öbür yanında Arap-Kürt eksenli bir savaş yaşanıyor. Belli ki bu aşırı tedirginliğin nedeni, yıllardır kanıksanan terör olaylarına bunun da eklenmesi.
Özellikle turizmle anılmayı hedefleyen ve arzulayan Mardin 6-7 Ekim’deki bu olayla birlikte bir kırılım yaşamış. Turizmde bu yılki hedef olan 1 milyon rakamı tam yakalanmak üzereyken şehir merkezinden gelen çatışma haberleri rezervasyonları bıçak gibi kesmiş. Şehir merkezindeki bir butik otelin sahibinin verdiği bilgiye göre sadece onun otelinden 600 rezervasyon iptal edilmiş. Mardin özellikle son 4 yılda turizmde deyim yerindeyse atağa kalkmıştı.
Mardinliler bu atağın arkasında öncelikle Mardin Valiliği yapan Temel Koçaklar’ın çabası olduğunu söylüyor. Örneğin Koçaklar, bir işadamını bu işe öylesine inadırmış ki ortaya 40 milyon liraya 9 ayda biten bir otel çıkmış. Çözüm süreci de devreye girince 2008’de 1800 olan yatak kapasitesi, son yıllardaki atak ile birlikte 5000’e yükselmiş. Bu aslında Mardin’de işsizlik açısından büyük bir moral kaynağı.
TURİZME DARBE
Ama 6-7 Ekim olaylarıyla birlikte Mardin’in sokaklarını arşınlayan turistler ortadan kaybolmuş. Mardin merkezdeki 6 butik otel de diğer büyük oteller de şimdi az sayıda misafir ağırlıyor. Şehir merkezinde ilk kez yaşanan bu olay yatırım planlarını da bozmuş. Özellikle bir tatil köyü yatırımıyla 150 milyon liralık bir özel hastane yatırımının askıya alınmasının tek nedeni olduğu iddia ediliyor; 6-7 Ekim olayları. Özetle son olaylar çözüm sürecinin ne kadar kıymetli olduğunu da gösterdi, kazanımların pamuk ipliğine bağlı olduğunu da. Umarım Mardinli’nin yüzünün gülmesi için herkes üzerine düşen
adımı atar, Mardin sokakları yeniden canlanır.
‘YÜZYILLARDIR KARDEŞÇE YAŞAYAN BİR ŞEHİR’
10’ncusu düzenlenen Fikir Sofrası’nı İşadamı Ahmet Arslan hayata geçirdi. Arslan ilk kez İstanbul dışında düzenlenen toplantıyı açarken yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin ihtiyacı olan barış ve kardeşlik Mardin’de yüzyıllardır yaşanıyor. Barış ve kardeşlik beraberinde kalkınmayı getirdiği için gündemimize ekonomiyi aldık” dedi. Toplantıya Mardin Valisi Mustafa Taşkesen ile 17 Aralık sonrasında görevden alınan eski İçişleri Bakanı Muammer Güler de katıldı.
ŞEHİR PROJELERLE YÜKSELİYOR
TARİHİ dokuya sahip, özel taş evleriyle ünlü Mardin’in hemen arkasında inşa halindeki yüksek bloklar dikkat çekiyor. Bu yüksek bloklar Altınşehir ve Mavişehir projelerine ait.
MARDİN BATMANLI BAKANI AĞIRLADI
MALİYE Bakanı Mehmet Şimşek Mardin’de düzenlenen Fikir Sofrası’nın konuğu oldu. Şimşek toplantıda 1200 aşkın maddeden oluşan 26 reformun önümüzdeki günlerde Başbakan Davutoğlu tarafından açıklanacağını söyledi. Bu reformlar özellikle Avrupa Birliği’ne uyum yasaları açısından büyük önem taşıyor. Özellikle önümüzdeki 3 yıl içinde hayata geçmesi planlanan reformlar belki de Türkiye’nin Avrupa Birliği sürecini yeniden hızlandıracak.
Paylaş