Bir toplantının perde arkası ve TÜSİAD

DÜN sabah saatlerinde yazarımız Erdal Sağlam aradı. “Bugünkü tüm gazeteleri toplayıp ders verdiğim üniversitedeki öğrencilerime göstereceğim. Ortada bir haber var ama her gazete ayrı telden çalıyor. Ders olur bu” dedi.

Haberin Devamı

Erdal Sağlam’ın bahsettiği haber cuma günü TÜSİAD Başkanı Haluk Dinçer’in düzenlediği basın toplantısındaki sözlerini kapsıyordu. Toplantı çok önemliydi. Çünkü Dinçer yılbaşından hemen önce Hürriyet’te Cansu Çamlıbel’e bir röportaj vermiş, iki soruya verdiği cevapta geçen “Muhatabımız Başbakandır” ve “Paralel devlet görmüyorum” sözleri fırtınalar koparmıştı. Önce Cumhurbaşkanı’nın “Artık başka muhatap bulurlar” tepkisi kulislere yansımıştı. Sonrasında ise Başbakanlık doğrudan bir açıklama yaparak, “TÜSİAD’ın eski Türkiye’de kalması gereken alışkanlıkları devam ediyor. Davutoğlu genel kurullarına katılma eğilimindeydi ancak katılmayacak” demişti.
Ortam gerilmiş ancak TÜSİAD üyelerinden herhangi bir cevap gelmemişti. En son görüştüğümüz Güler Sabancı dahil tüm TÜSİAD üyeleri, Başkan Dinçer’in cuma akşamı düzenlediği o toplantıyı beklememizi söylemişti.
Toplantı öncesi ekonomi basınını temsil eden bizler, kendi aramızda çeşitli tahminlerde bulunmuştuk. Kimimize göre TÜSİAD geri adım atacak, Başkan söylediklerinin yanlış anlaşıldığını ifade edecekti. Kimimize göre de geri adım atmayacak başkanlığı bırakacağı için sözlerinin arkasında duracaktı. Açık söylemek gerekirse benim net bir tahminim yoktu.

Haberin Devamı


GERGİN SORULAR


Ve bu kadar önem atfedilen o toplantı başladı. Başkan Dinçer ekonomiyle ilgili 21 tespit ve beklentilerini açıklarken ortam gayet sakindi. Ancak ne zaman ki “Artık soruları alabilirim” dedi, o an itibariyle ortam birden gerildi. Ve ne ilginçtir gerilen taraf, Başkan Dinçer değil biz ekonomi gazetecileriydik. Masanın etrafında hemen hemen tüm gazetelerin ekonomi temsilcileri vardı. Ve nedense havaya gerginlik hâkimdi. Bir kere yıllardır sakinliğiyle tanıdığım arkadaşlarımın sorularında gerginlik vardı. Bu sorulara Dinçer cevap vermeden önce, soruyu soranla karşı düşüncede olan gazetelerin temsilcilerinden sürekli homurtular yükseldi. Dahası sorular geldikçe masadan, “Biz dışarıda fikirlerimizi tartışalım...”, “Sorumu başkana sordum arkadaşım...”, “Adam daha nasıl açıklasın...”, “Eeee ne var bunda...”, “Yahu kiminle muhatap olacak...”, “Arkadaşım bir dakika müsaade et...”, “Sana sormadım ki...” sesleri geldi.
Bunları söylerken birilerini suçluyor ya da kendimi bu tablonun tümüyle dışında tutuyor değilim. Mesleğimizin “olaya dışarıdan bakma” gereğini giderek kaybettiğimizi gördüğüm için üzüntümü paylaşıyorum.
Açık söylemem gerekirse yaklaşık 19 yıldır basın toplantısı izleyen bir gazeteci olarak ilk kez bu kadar rahatsız olduğumu ve üzüldüğümü belirtmeliyim. Türkiye’nin son zamanlarda çok gerildiğini yazan çizen biz ekonomi gazetecileri meğer bizzat kendimiz ne çok gerilmişiz.
Peki sizce bu gerginliğin sebebi ne? Örneğin mesleki hırs veya kıskançlık olabilir mi? Bence hayır. Bence bu gerginliğin temel sebebi herkesin gazetesine ‘kendince doğru olan haber’i götürmesinin telaşıydı.

Haberin Devamı


BAŞLIKLAR NASILDI?


Peki ‘kendince doğru olan haber’ nasıl oluyor? İşte bunun cevabı TÜSİAD Başkanı Dinçer’in sözlerinin dünkü gazetelerin başlıklarına yansımasında gizli. Gelin bu başlıklara bir bakalım.

AKŞAM: Dinçer’den paralel çark

AYDINLIK: Hukuk reformunda Türkiye geç kaldı

BUGÜN: O sözlerimin arkasındayım

CUMHURİYET: Sözümün arkasındayım

HABERTÜRK: Verginin yüzde 85’ini ödüyoruz, bizim ağzımızdan çıkan dinlenir

HÜRRİYET: O röportajda ne dediysem o

MİLLİYET: Paralel yok demiyorum, ortaya çıkarılsın

POSTA: Sözlerimin arkasındayım

SABAH: TÜSİAD çark etti

SÖZCÜ: Büyüme ve yatırım artışı yetersiz, işsizlik artacak

STAR: ‘Görmüyorum’ lafım ‘paralel devlet yok’ anlamına gelmiyor

Haberin Devamı

TAKVİM: Patronlar çark etti

TARAF: Sözlerimin arkasındayım

VATAN: Cumhurbaşkanı ile hiçbir sorunumuz yok

YENİ ŞAFAK: Muhatap bulursa kapıyı çalacak

YURT: Söylediklerimin arkasındayım

ZAMAN: Sözlerimin arkasındayım


Başkan Dinçer, o akşam iki noktanın altını çizmiş, ben de dünkü Hürriyet’te bunları yorumsuz paylaşmıştım.
O noktalardan birincisi, “Paralel devlet yoktur diyemem. Paralel devlet varsa bunu ortaya çıkarması gereken yargıdır. Henüz ortada bir sonuç yok. Ben paralel devlet görmüyorum” sözleriydi.
İkincisi ise, “Ekonomi ve politik eleştirilerimizin muhatabı doğal olarak hükümet ve başbakandır.”
Ama dünkü gazetelere baktığınızda ortada iki farklı görüş var. Bazı gazetelere göre ‘TÜSİAD çark etmiş’, bazı gazetelere göreyse ‘sözlerinin arkasında durmuş.’ İşte bence o geceki gerginliğin temel sebebi bu farklılığı yakalayabilmenin telaşıydı! Bazılarımız açıkça TÜSİAD Başkanı Dinçer’den bir özür bekliyorduk, bazılarımız ise sözlerinin arkasında durmasını...
Umarım ekonomi basını olarak ‘telaşsız’ günlere geri döneriz.

Yazarın Tüm Yazıları