Paylaş
AK Parti’nin seçim vaadi olan 1300 TL’lik asgari ücret uygulamaya geçti. Asgari ücretle ilgili işveren ve devletin üstleneceği yükümlülükler de kesinleşti. Ancak Noyan ve Hacer’in haberleri gösteriyor ki asgari ücretteki artış hayatımızın akışında pek çok şeyi değiştirecek. İş dünyasının asgari ücret artışıyla beraber omuzladığı yük sadece bu artışın getirdiği SGK primi, gelir ve damga vergisi artışlarıyla da sınırlı kalmayacak. Asgari ücreti baz alan pek çok yasal düzenleme de iş dünyasının üzerine ekstra ağırlıklar yükleyecek.
Hacer’in haberine göre asgari ücret artışı sadece asgari ücretlileri etkilemeyecek. Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim ödemeleri de asgari ücret artışından etkilenecek. 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 82. maddesine göre, SGK Tavanı asgari ücretin 6.5 katı. Bu düzenleme nedeniyle SGK primi tavan seviyeden ödenen yaklaşık 400 bin çalışanın prim maliyeti bir gecede 2 bin 688 liradan 3 bin 478 liraya çıktı. Yani 400 bin kişinin işverene maliyetinde kişi başı 790 TL artış oldu. Bu artışla yüksek maaşlı bir kişinin prim artışı yaklaşık 7 kişinin asgari ücretteki devlet katkısını karşılamış oldu.
Asgari ücret Türkiye’de sadece ücret politikaları ve sosyal güvenlik sistemi üzerinde belirleyici bir unsur değil. Aynı zamanda mahkeme kararları, tazminat ödemeleri gibi birçok yasal düzenlemede de adeta bir mihenk taşı.
Örneğin Noyan’ın dün kaleme aldığı haber asgari ücret artışının sigorta sisteminde de taşları yerinden oynatacağını net bir biçimde gösterdi. Noyan haberi şöyle duyurdu:
“Asgari ücretin yeni yılla birlikte 1300 liraya çıkması ile sigorta şirketlerinin trafik sigortasında ödedikleri vefat tazminatının yüzde 30 artması bekleniyor. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Ramazan Ülger, asgari ücretin sigorta şirketlerine yıllık 2 ila 2.5 milyar lira ek yük getireceğini söyledi. Ramazan Ülger, trafik sigortasında vefat ve sakatlık tazminatlarının yüzde 95’inin asgari ücret üzerinden hesaplandığını belirterek, “Asgari ücrette hesaba katmadığımız bir artış oldu. Şu anda 50 bine yakın dosya var, tazminat ödenmeyi bekleyen. Bunlar yeni asgari ücret üzerinden hesaplanacak. Bu da sektöre artı 2 ila 2.5 milyar lira ek yük getirecek.”
Sigorta şirketlerinin ödeyeceği tazminatın artması bizim ödeyeceğimiz primlerin de artması anlamına geliyor.
Hacer ve Noyan’a bir katkı da benden gelsin. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda öngörülen idari para ceza miktarları asgari ücret tutarları üzerinden veriliyor.
Söz konusu Kanunun 102. maddesinde düzenlenen bu idari para cezalarından en düşüğü aylık asgari ücretin onda biri tutarındayken, en yükseği aylık asgari ücretin 12 katı tutarındadır.
Bu çerçevede, net asgari ücret tutarının 1.300 TL olması varsayımında; 2015’te en düşük idari para cezası 127 lirayken şimdi 164 liraya çıktı. En yüksek idari para cezası ise 15 bin 282 liradan 19 bin 750 liraya tırmandı.
İşte iş dünyasının yeni asgari ücret uygulaması başlamadan önce hükümete daha iyi anlatması gereken, kamuoyunun da daha çok tartışması gereken asgari ücretin kendisi değil beraberinde getireceği bu tür yüklerdi. Asgari ücret rakamı birçok düzenlemede ölçü olarak kabul edilmesi açısından her birimizin hayatını etkileyecek özelliğe sahip. Bu yüzden asgari ücret ayarlaması bu durum göz önüne alınıp yapılmalıydı, ama olmadı. İş dünyası sadece vergi ve prim maliyetlerindeki artışı devlete yüklemeye odaklandı. Bu konuda her söz söyleyen, kalem oynatan iktidar veya işçi düşmanı ilan edildi. Oysa bu konu etraflıca tartışılmalıydı.
Mesela ne yapılabilirdi?
1300 TL uygulamaya geçmeden önce asgari ücretin baz teşkil ettiği yasal uygulamalar gözden geçirilebilirdi. Örneğin SGK Tavanı asgari ücretin 6.5 katı yerine 5 katına çekilirdi. Trafik tazminatlarında asgari ücret kat sayısı yeniden belirlenirdi...
Peki artık çok mu geç? Hayır...
Asgari ücretin baz alındığı yasal düzenlemeler ile ilgili hâlâ değişiklik yapılabilir.
Ürünlere gelecek her zammın, işten çıkarılacak her işçinin bahanesi asgari ücret olmadan önce hâlâ harekete geçilebilir.
Paylaş