Paylaş
ABD ile Avrupa Birliği arasında devam eden serbest ticaret anlaşması görüşmeleri olumlu sonuçlanırsa ABD malları Türkiye’ye gümrüksüz girecek. Türkiye ise ABD’de gümrük duvarı ile karşılaşmaya devam edecek. Çünkü Türkiye, AB’nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarının bir parçası olamıyor. Gümrük Birliği nedeniyle kendi pazarında AB’nin parçası olarak görülüyor ama dışarıya çıktığı zaman Avrupa’dan ayrı bir statüde tutuluyor.
YOĞUN BİR MESAİ HARCIYOR
ABD ile AB arasındaki olası bir anlaşmadan zarar görmek istemeyen Türkiye yoğun bir diplomasi politikası izliyor. Özellikle Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan konuyu ısrarla takip ediyor ve ABD ile ticarette yeni bir sayfa açabilmek için yoğun bir mesai harcıyor. İşte bu aşamada ABD serbest ticaret anlaşmasına gidebilecek bir sürecin ilk adımı pazartesi günü Washington’da atıldı. Ekonomi Bakanlığı’nın davetlisi olarak geldiğimiz Washington’da süreci yakından gözlemleme fırsatı buldum. Hemen belirteyim bu sürecin sonucunda serbest ticaret anlaşması olup olmayacağı net değil. Nedenlerine gelince...
Washington’da Türkiye-ABD Yüksek Düzeyli Çalışma Komitesi’nin ilk toplantısını gerçekleştiren Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan düzenlediği basın toplantısında, “Bugün, Türkiye ile ABD arasındaki ticarette tarihi bir gündür. Serbest ticaret anlaşması konusunda, alt yapı çalışmalarının başlaması, değerlendirme ile etki analizinin oluşturulması ve Türkiye olarak bizim ısrarlı talebimizin yerine geldiği gündür” dedi.
KOMİTENİN EŞ BAŞKANLARI
Çağlayan ‘tarihi gün’ vurgusunu yaparken ABD tarafının sakin bir açıklama yapması dikkat çekti. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: “ABD Ticaret temsilcisi Froman ile Ekonomi Bakanı Çağlayan bir araya gelerek ABD-Türkiye Yüksek Düzeyli Komite (HLC) çalışmalarını başlattı. İki yetkili Komitenin eş başkanlığını yürütecek. Komite Başbakan Erdoğan’ın Mayıs ayındaki ziyareti sırasında Başkan Obama tarafından ilan edilmişti. Komitenin amacı AB ile serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini incelemek ve ABD, Türkiye ticaret ve yatırımının serbestleştirilmesini sağlamak amacına hizmet edecek. Toplantı sırasında Çağlayan ve Froman HLC’nin nasıl ilerleyeceğinden ve iki ülkenin kısa vadede değerlendirebileceği konulardan bahsederken ticaret ve yatırım ilişkilerimizin geliştirilmesine odaklandı. Teknik ekiplerine ABD Orta Doğu Ticaret Temsilcisi Yardımcısı Daniel Mullaney ve TC Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Cemalettin Damlacı başkanlığında HLC için öncelikli işbirliği alanlarını belirlemeye devam etme talimatı verirken bulgularını eş başkanlarına en yakın zamanda paylaşmalarını rica ettiler.”
GÖRÜŞMELER BASINA KAPALI
Arkadaşım Serpil Yılmaz’ın Bakan Zafer Çağlayan’a sorduğu soru çok önemliydi: Basın toplantısı ile sürecin başladığı neden ortak bir basın toplantısı ile duyurulmadı. Türk tarafı neden yalnızdı?
Çağlayan iki taraftan da böyle bir talep gelmediğini bu yüzden görüşmelerin basına kapalı olduğunu söyledi. Çağlayan’ın kısaca cevabı buydu ama bizim aklımıza yeni bir soru takıldı, kaldı:
“Türkiye’nin ısrarıyla başlayan bu süreç gerçekten de bizi ABD ile bir serbest ticaret anlaşmasına mı götürecek yoksa Washington bu işte gönülsüz mü yani oyalama taktiği mi izliyor?”
Konuyu ABD siyasetini en iyi okuyan isimlerden birine, Washington Temsilcimiz Tolga Tanış’a sordum. Tolga’ya göre uzun bir sürecin henüz başındayız. Gelinen noktayı başarılı görebileceğimizi belirten Tolga’nın yorumu şöyle:
“ABD’nin AB ile başlattığı serbest ticaret anlaşması müzakerelerinin en az 3 yıl süreceği düşünülüyor. ABD, karar mekanizmaları hantal işleyen AB’nin bu konuda hızlı hareket etmesi için bütün baskı mekanizmalarını kullanacaktır. Ancak şimdiden çok zorlu geçeceği düşünülen sürece ABD’nin bir yandan da paralel olarak Türkiye’yi katma düşüncesi yok. Hatta, ‘Zaten karışık olan bir işi Türkiye’yi de katarak daha karışık hale getirmeleyim. Biraz bekleyin’ mesajı ABD Yönetimi’nce Türk yetkililere defalarca iletildi. İşte bu kaygılar sonrası ortaya çıkan, ABD ve Türkiye arasında teknik boyutta ön müzakere yürütecek Yüksek Düzeyli Komite bu açıdan iyi bir formül. Yönetim böylece hem AB müzakerelerinde Türkiye’nin dahlinden kaynaklı tartışmalardan kurtulacak. Hem ABD Kongresi’ne bilgi verme yükümlülüğüne girmeyecek. Hem de AB ile serbest ticaret anlaşması tamamlandığında sıra Türkiye’ye gelince katedilen yol sayesinde sürecin çok daha kısa sürede tamamlanmasını sağlayacak. İki tarafın teknik heyetleri ilk kez ekim ayında bir araya gelecekler ve ABD-AB müzakereleri boyunca da düzenli olarak buluşmaya devam edecekler.”
UZUN İNCE BİR YOL
Kısacası Türkiye uzun ince bir yolun henüz başında. AB ile ABD arasında serbest ticaret anlaşması olacak mı, yoksa bazı AB üyesi ülkelerin vetoları bu işi çıkmaza mı sürükleyecek? Eğer bu anlaşma olursa, bu kez ABD ile Türkiye’nin serbest ticaret anlaşma süreci başlayacak mı? Kongre ve lobiler devreye girdiğinde durum ne olacak?
Yeni bir bilinmezlik denizine yelken açtık diyelim. Rastgele...
Paylaş