Türkiye, Suriye’de Rusya ile BM arasında sıkışıyor

“TÜRKİYE, başlangıçta listenin bir revizyondan geçmesinin yararlı olabileceğini düşünüyordu, ancak sonradan üçüncü listenin mantığını ve kompozisyonunu tamamıyla anladığını bize bildirdi” diye anlatıyor Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura.

Haberin Devamı

Astana sürecinin diğer iki aktörünün tutumlarına gelince, şöyle konuşuyor BM Temsilcisi:

Astana’nın garantörleri Rusya ve İran, yürütülen bütün kapsamlı danışmalara ve Soçi’de ortaya çıkan anlayışa rağmen üçüncü listeyi ciddi bir şekilde sorguladılar ve bu listenin Suriye hükümetinin ihtiyaçlarını karşılamadığını belirttiler.”

De Mistura’nın BM Güvenlik Konseyi’nin 17 Ekim tarihinde Suriye’deki durumu görüşmek üzere düzenlediği özel oturumunda verdiği bu bilgi, Astana ortaklarının Suriye’de oluşturulacak Anayasa Komitesi için BM’nin hazırladığı liste konusunda farklı pozisyonlarda durduklarını gösteriyor.

Esad rejimi ile muhalefet cephesinin her birinin 50’şer isim bildirdikleri toplam 150 üyeli komitenin toplanabilmesi için bağımsız isimlerin, sivil toplum temsilcilerinin ve aşiret liderlerinin yer aldığı yine 50 kişilik üçüncü bir liste üzerinde mutabakat sağlanması gerekiyor.

Haberin Devamı

Ve işler burada tıkanıyor. Tıkanınca da Suriye’nin geleceğine dönük siyasi çözüm sürecinin başlatılması da mümkün olmuyor.

*

Bu noktada BM Güvenlik Konseyi’nin son iki hafta içindeki mesaisinin azımsanmayacak bir bölümünün sıkça Türkiye’nin de adı geçecek şekilde Suriye’ye odaklandığını vurgulamak gerekiyor.

De Mistura’nın Suriye’yi ikna etmek amacıyla geçen hafta Şam’a yaptığı ve Dışişleri Bakanı Velid el Muallim ile görüştüğü gezi bu tıkanıklığın aşılması açısından olumlu bir sonuç doğurmadı. Nitekim, geçen hafta cuma günü Beyrut’tan BM Güvenlik Konseyi’ne telekonferansla bağlanarak, görüşmesi hakkında oldukça detaylı bir brifing veren De Mistura bu sıkıntılı durumu kabullendi.

Buna göre, Suriye Dışişleri Bakanı, önce BM’nin liste hazırlayabilme konusunda yetkisiz olduğunu öne sürmüş, daha sonra özel temsilciden listeyi masadan çekmesini istemiştir.

El Muallim, Rusya ile vardıkları bir mutabakattan da söz ederek, Astana garantörleri ve Suriye’nin aralarında danışmalar yürüterek yeni bir üçüncü liste hazırlayacaklarını ve bunu BM’ye ileteceklerini bildirmiştir.

De Mistura ise dengeli, kapsayıcı yeni bir liste ortaya çıkmadığı sürece kendi listesini masadan çekmeyeceğini söylemiştir.

*

Haberin Devamı

Burada dikkat çekici olan, Suriye’nin üçüncü liste konusunda topu Astana üçlüsüne atarak kapıyı tümüyle kapatmamasıdır. Suriye, liste meselesini doğrudan BM ile görüşmek yerine Astana ortaklarını araya sokuyor. Bu durum, Rusya, İran ve Türkiye’nin BM karşısında elini güçlendiriyor, ancak aynı zamanda bu üçlüye önemli bir sorumluluk da yüklüyor.

İlginç bir nokta, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkinin kopukluğuna rağmen, Esad rejiminin BM’ye “Astana garantörleri” ifadesiyle her üç ortağı birlikte telaffuz etmesi, bu çerçevede Türkiye’yi de denkleme dahil etmesidir. Yine de Suriye’nin asıl sahaya sürdüğü aktörün Rusya olduğunu düşünmek güç değildir.

*

Haberin Devamı

Güvenlik Konseyi’nin her iki oturumunun tutanakları, Batılı ülkelerin Suriye’nin bu stratejisini işi yokuşa sürmek amacıyla başvurduğu bir oyalama taktiği olarak gördüklerini ve anayasa komitesinin hemen toplanmasında ısrarcı olduklarını gösteriyor. Örneğin, geçen cuma günkü oturumda ABD delegesi Jonathan Cohen, BM’nin anayasa komitesini daha fazla zaman kaybetmeden kasım ayında toplantıya çağırmasını istiyor Özel Temsilci, anayasa komitesinin oluşumu üzerinde tam kontrole sahip olmalıdırdiyor.

Rusya Daimi Delegesi Vasili Nebenzia ise “Siyasi süreçler sabır gerektirir” diyerek, anayasa komitesinin toplanması için zaman hedefleri konmasının bir dayanağı olmadığını belirtip, bu tür taleplerle Suriye’deki hassas siyasi sürecin bozulmamasını istiyor.

Haberin Devamı

Batılı ülkelerin oyun planı aslında anayasa komitesini bu ay sonuna kadar toplamaktı. Ancak geçen cumartesi günü İstanbul’da yapılan Türkiye-Rusya-Almanya-Fransa dörtlü zirvesinden çıkan bildiriye bakıldığında, komitenin toplanması için ‘yıl sonuna kadar’ hedefinin konması, kasım ayını gündemden düşürmüş bulunuyor.

Önümüzdeki günlerde yeni bir liste egzersizi başlarken, Türkiye’nin Astana ortağı olmakla birlikte, bu mesaide daha esnek ve BM’ye daha yakın bir çizgide duracağını tahmin edebiliriz. En azından geçmiş tecrübe bu ihtimale işaret ediyor.

Yazarın Tüm Yazıları