Türkiye öneminin farkında mı?

ABD'nin Irak'a dönük savaş hazırlıkları açısından şu senaryolar öne sürülebilir:

1) OLUMLU SENARYO

Irak'ın, BM denetçilerinin yürüttükleri inceleme sürecinde BM Güvenlik Konseyi kararında öngörüldüğü şekilde yapıcı bir işbirliğine girmesi, istenen hiçbir bilgiyi saklamaması, savaşı önleyebilecek tek olasılık olarak gözüküyor.

Bu senaryonun hayata geçebilmesi, ancak BM denetçilerinin 27 Ocak'ta BM Güvenlik Konseyi'ne olumlu bir rapor vermeleri halinde mümkün olabilir.

Ancak Washington, Irak makamlarının verdikleri belgelerde eksiklikler saptadığını belirtiyor. ABD yönetiminin, kendi istihbaratına dayanarak BM raporuna karşı görüş bildirmesi pekálá mümkündür.

Ancak her şeyin olumlu bir şekilde seyrettiğini varsaydığımızda, karşımıza bir başka soru çıkıyor:

Irak'ı vurmak üzere kollarını sıvamış olan ve güney cephesinde şimdiden önemli bir askeri güç yığmış olan Bush yönetimi, BM raporu olumlu çıktı diye bölgeden çekilecek midir?

2) İKİ FARKLI SAVAŞ SENARYOSU

BM denetçilerinin, Irak'ın kitlesel imha silahları programlarının Güvenlik Konseyi kararının açık ve somut bir ihlalini oluşturduğu kanaatine vararak olumsuz rapor vermeleri, savaş sürecini tetikleyecektir.

Bu noktadan sonra gelişmeler iki farklı doğrultuda gidebilir. A) ABD, BM sistemini yanına alarak, uluslararası meşruiyet zemini üzerinde Irak'a savaş açabilir ya da B) BM'yi dışlayarak kendi başına hareket edebilir.

ABD'nin önde gelen stratejistlerinden Zbigniew Brezinski, geçenlerde yayınlanan bir makalesinde ikinci şıkka dikkat çekerek ve çok haklı olarak şu soruyu yöneltmekteydi:

‘‘ABD'nin BM kararlarını uygulamak üzere BM'yi karşısına alarak hareket etmesi ağır bir çelişki oluşturmayacak mıdır? Bu takdirde ABD'nin küresel liderlik rolü tartışmalı hale gelmez mi?’’

3) İKİ TAKVİM EŞ ZAMANLI

ABD'nin savaşa dönük askeri hazırlıklarını artırmasıyla, BM denetçilerinin raporunu sunmasına ilişkin takvimin (27 Ocak) eş zamanlılığı özellikle Türkiye açısından büyük önem taşıyor. Şöyle ki:

Ocak ayında güney cephesine 50 bin yeni Amerikan askeri kaydıracak olan ve bir yandan da Ankara'yı da yavaş yavaş istediği işbirliği noktasına doğru getirmekte olan Washington, ocak ayı sonuna gelindiğinde Türkiye cephesinde muhtemelen bugünkünden çok ileri bir aşama kaydetmiş olacaktır.

Bu çerçevede, Türkiye'deki havaalanları ve limanlarda yapılacak olan modernizasyon faaliyetinin zamanlaması savaş tarihine de ışık tutuyor.

Çünkü, ABD'nin Türkiye'deki modernizasyon faaliyetinin tamamlanmasıyla, kuzey cephesinin savaşa hazır hale gelebilmesi arasında doğrudan bir ilişki söz konusu.

4) MODERNİZASYON YA GECİKİRSE?

Gerçi depolama faaliyetinin önemli bir bölümü modernizasyon tamamlanmadan da başlayabilir. Ancak ABD'nin kuzey cephesinde istediği ölçülerde inandırıcılığı olan bir askeri yetenek kazanabilmesi, önce Türkiye'deki altyapının kuvvetlendirilmesine bağlı.

ABD Savunma Bakanlığı, üslerdeki keşif faaliyetinin aralık ayı ortasında başlamasını, ardından ocak ayının ortasında da inşaata geçilmesini hedefliyordu.

Ancak keşif çalışmalarına ilişkin mutabakat belgesinin müzakeresinin uzaması, bu takvimin kısa süreli olsa da sarkmasına yol açıyor.

Türkiye'deki modernizasyonun şubat ayının ortasına kadar yetiştirilip yetiştirelemeyeceği, savaşın başlama tarihini de etkilebilir.

Görüleceği gibi, Ankara'nın alacağı her karar, ABD'nin savaş planları üzerinde hayati ölçülerde bir belirleyicilik taşıyor.
Yazarın Tüm Yazıları