Savunma Bakanı Güler F-35’lere olumsuz bakıyor, ancak...

ASLINDA ilk bakışta bir kez daha malumun ilamı oldu Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in geçenlerde TBMM Bütçe Plan Komisyonu’nda ABD’den F-35 savaş uçakları alımı konusunda yaptığı eleştirel çıkış.

Haberin Devamı

Güler’in bu açıklamasında teknik sorunları nedeniyle bu uçaklara dönük ifade ettiği olumsuz bakışı hesaba kattığımızda, Ankara’nın son yıllarda ABD ile ilişkilerini ciddi bir şekilde sıkıntıya sokan F-35 seçeneğinden bir hayli uzaklaşmış olduğunu teslim etmemiz gerekiyor.

Gelgelelim, satır aralarına baktığımızda, Güler’in bütün olumsuz bakışına karşılık Ankara’da bu seçeneğe kapının tümden kapatılmadığı da anlaşılıyor.

Durumu tam olarak gösterebilmek için önce komisyon toplantısının tutanaklarına yönelmemiz gerekecek.

*

Öncelikle belirtelim, Güler, komisyon toplantısında milletvekillerinin F-35 savaş uçaklarına ilişkin sorularına verdiği yanıtlarda son derece şüpheci bir bakış yansıtıyor.

Örneğin, önce “Bu F-35 konusu hakikaten Türkiye’de bizim oturup düşünmemiz gereken bir konu” diyor. Ardından, ABD ve İsrail’de F-35’lerle ilgili yaşanan bazı teknik problemleri hatırlatıyor:

Haberin Devamı

Şu anda Amerika’da dahi F-35’lerin çoğunun uçuşu kesilmiş durumda. İsrail, F-35’lerini uçuramıyor ve bu konuda da sürekli olarak açıkça Amerika’ya saldırıyor. Avrupa’daki birçok ülkede de anlaşılmayan, onların çözemediği aksaklıklar var.

Peki teknolojideki en ileri aşamayı temsil eden “Beşinci Nesil” kategorisinde olmasına karşılık, F-35’lerle ilgili sorunlar nereden kaynaklanıyor?

Bu konudaki sorular karşısında, “Onu kendileri de anlayamıyorlar. Çünkü İsrail çok büyük baskı yapıyor. Amerika’da da büyük sorun var şu anda. Hatta ve hatta ‘Başka bir uçağa geçelim mi’ diye şu anda Amerika’da başka bir tartışma var. ‘Yeni bir uçak mı yapalım F-35’in yerine’ diyorlar” şeklinde konuşuyor Yaşar Güler.

*

Bakan, daha sonra Türkiye’nin kendi (beşinci nesil) milli savaş uçağını imal etme alanında sağladığı gelişmelere dikkat çekerek, şöyle devam ediyor:

Açıkçası KAAN gibi bir uçağı hangardan çıkarmışız, yani on beş yirmi gün sonra uçuracağız. Biz hakikaten F-35 almalı mıyız, yoksa biz KAAN uçağı için biraz daha sabretmeli miyiz? Kendi yerli, milli uçağımızı kullanmak dururken, F-35’i kullanabilir miyiz, kullanmalı mıyız? Bunu iyice bir düşünmemiz gerekiyor diye düşünüyorum ben şahsen.”

Haberin Devamı

Şu sözleri de ekliyor Güler: “Benim şahsi görüşüm şu: kesinlikle alma taraftarı değilim...

*

Milli Savunma Bakanı’nın bu sözlerinde dikkat çekici bulduğumuz bazı noktalar var.

Birincisi, Türkiye’nin F-35 programından ABD tarafından çıkartılmış olmasına karşılık, Güler’in olumsuz bakışıyla birlikte, “F-35’leri almalı mıyız?”, “Kullanmalı mıyız?” diye sorması, “İyice düşünmemiz lazım” diyerek bu konuda düşünmeye ihtiyaç olduğunu hissettirmesi, bu tartışmaya noktanın henüz tam olarak konmadığı izlenimini yaratıyor.

Kuşkusuz şahsi bakışı olarak ifade etmiş olsa da, bu görüşün Milli Savunma Bakanı’ndan gelmiş olması, büyük bir ağırlık yaratıyor. Ancak yine de “şahsi görüş” vurgusu, bu izlenimi destekliyor.

*

Haberin Devamı

Bu durumun gerisinde bir dizi nedenin olduğunu düşünebiliriz.

Birincisi, öncelikle Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemleri aldığı gerekçesiyle 17 Temmuz 2019 tarihinde F-35’in ortak üretim programından çıkartıldığını hatırlayalım.

Bu proje, 2000’li yılların başlarında ABD’nin öncülüğünde Türkiye dahil ağırlıklı olarak bir dizi NATO ülkesinin katıldığı bir ortak üretim süreci içinde kurgulanmıştır. Tasarlanan işbölümü çerçevesinde, Türkiye’deki bir grup kamu ve özel sektör şirketi F-35’lerin yüzlerce parçasını üretmeyi üstlenmiştir.

Ardından, Türkiye’deki üretim süreci işlemeye ve uçakların tedarik zincirindeki ilgili parçalar Türkiye’den karşılanmaya başlanmıştır. Projenin önemli bir avantajı, Türkiye’ye savunma sanayii alanında son derece kritik teknolojik beceriler kazandırmakta oluşuydu. Aynı zamanda, Türkiye’ye uzun dönemde kayda değer bir gelir kapısı da aralayarak, Türk Hava Kuvvetleri’ne bir dizi aşamada katılacak toplam 100 F-35 uçağının maliyetini de aşağı çekecekti.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’den gelen bütün uyarılara karşı geri adım atmayarak Rusya’dan S-400 sistemlerinin alınmasına karar verince, dönemin Trump yönetimi bu karara Türkiye’yi F-35 ortak üretim projesinden çıkartarak karşılık vermiştir. Bu arada, Türkiye için üretimi tamamlanmış ve parası ödenmiş 6 F-35 uçağı da ABD’de kalmıştır.

Bu uçaklardan ilki teslim edildiğinde 2018 yılı haziran ayında ABD Teksas-Fort Worth’te bulunan Lockheed Martin tesislerinde tören de düzenlenmişti. Ardından Arizona’daki Luke Hava Üssü’nde Türkiye’den gelen pilotların eğitim uçuşları başlamıştı. Türkiye programdan çıkartılınca, bu eğitimler de durmuştur. Uçakların halen hangarda tutulduğu anlaşılıyor.

*

Haberin Devamı

Uçakların bu şekilde ortada kalmasının yol açtığı bir de parasal mesele var. Şöyle ki, Türkiye bu proje çerçevesinde ABD’ye yaklaşık 1.4 milyar dolar ödemiş bulunuyor. Bu paranın ABD’den nasıl tahsil edileceği önemli bir soru olarak dört yıldır Türk-ABD ilişkilerinin gündeminde asılı duruyor.

Bir önceki Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, geçen 12 Mart tarihinde bu konuda yaptığı bir açıklamada, Türkiye’nin F-35 programındaki birlikteliğinin “hem hukuki hem de ahlaki anlamda izahı mümkün olmayan bir şekilde bittiğini” belirterek, şöyle demişti:

Programa dönüş ayrı bir konu. Şu anda görüşmelerimizin amacı, ödediğimiz 1.4 milyar dolarlık paranın ödenmesi şeklinde. Şu anda bize zimmetli 5 adet F-35 var. Hak ve menfaatlerimizden ödün vermeden, hakkımızı hukukumuzu koruyacak şekilde görüşmelerimiz devam ediyor.

Burada ABD’nin tutumu açısından ciddi ölçülerde sıkıntı yaratan bir durum karşımıza çıkıyor. ABD Türkiye’yi programdan çıkartırken, parası ödenmiş uçakları Türkiye’ye teslim etmemiştir. Uçakları halen hangarda tutmaktadır, ancak Türkiye’nin ödediği 1.4 milyar doları da geri vermemektedir.

Milli Savunma Bakanı Güler, Bütçe Plan Komisyonu’nda “Bizim verdiğimiz para ne olacak. Onu geri verecekler mi?” şeklindeki bir soruya, “Bu bizim düşüncemiz tabii. Olup olmayacağını daha bilmiyoruz. Açıkçası VIPER’ları alırken, o parayı orada borcumuza mahsup ettirelim diye düşünüyoruz. Ama kesin bir şey yok henüz” diye yanıt veriyor.

*

Güler, “VIPER” ile F-16 uçaklarının modernizasyonu çerçevesinde ABD’den alınmak istenen yeni “4.5’uncu Nesil” F-16 uçakları ve bunların modernizasyonun kitlerini kastediyor. Türkiye’deki mevcut F-16’lar “Dördüncü Nesil”. F-16’lar, VIPER kitleri ile donandıklarında 4.5’uncu nesil yeteneklerini kazanıyor.

Türkiye, ABD’den 40 yeni VIPER donanımlı F-16 uçağı ve envanterindeki F-16’ların 79’u için de VIPER kitleri satın almak istiyor. Biden yönetimi, Türkiye’nin bu konudaki başvurusunu onay için henüz ABD Kongresi’ne resmen iletmedi.

ABD Türkiye’ye F-16 modernizasyonu konusunda beklerken, Yunanistan’la bu ülkedeki F-16’ların VIPER modernizasyon programını ise bu yıl fiilen başlatmış bulunuyor. Yunanistan, ayrıca ABD’den F-35 savaş uçakları da satın almak istiyor. ABD yönetimi, Yunanistan’a F-35 satışı konusunda resmi prosedürü henüz başlatmış değil.

*

Bu arada, ABD’nin Yunanistan’a beşinci nesil F-35’ler vermeyi kararlaştırması halinde, bu adımın Türkiye ile Yunanistan arasında Ege’deki güç dengesini Türkiye açısından olumsuz yönde etkileyeceği hususunda kuvvetli görüşler var.

Nitekim, 2015-2017 yılları arasında Hava Kuvvetleri Komutanı olarak görev yapan emekli Orgeneral Abidin Ünal, bu yıl 18 Ocak tarihinde başında bu köşede yayımlanan mülakatında, ABD’nin Türkiye ile Yunanistan karşısında beşinci nesil savaş uçaklarında bu dengeyi koruması gerektiğini vurgulamıştı. Ünal, “ABD’nin F-35 programını Yunanistan’a açmasının, Türkiye’nin de projeye dönmesinin yolunu açması gerektiğini” belirterek, “Aklıselim ve denge bunun gerektirir” demişti.

Türkiye’nin beşinci nesil olarak tasarladığı, “KAAN” adı verilen milli savaş uçağının gövdesinin yapımı konusunda önemli ilerleme sağlanmış bulunuyor. Buna karşılık, yerli motorun üretiminin 2028 yılında tamamlanması, bütün projenin sonuçlanıp KAAN’ın Hava Kuvvetleri’ne katılmasının iyimser ihtimalle 2030’lu yılların ortalarını bulması muhtemel görünüyor.

Sonuçta F-35’leri de içeren “Beşinci Nesil” uçak tartışmasında, sıraladığımız bütün bu faktörlerin de denkleme dahil edilmesi gerekiyor. Her halükârda, bu tartışmanın daha uzun zaman sürmesi ve siyasi konjonktürdeki gelişmelerin etkisine açık kalması şaşırtıcı olmayacaktır.

Yazarın Tüm Yazıları