Salgında yükseliş halindeki üçüncü dalga ikinciyi geride bırakmaya aday

Aslında her dalgada büyük ölçüde aynı durumu yaşıyoruz.

Haberin Devamı

Salgının yükselişe geçip “pik yapması” hiçbir zaman öngörülemeyen ani bir baskın şeklinde ortaya çıkmıyor. COVID-19, her seferinde, deyim yerindeyse “Ben geliyorum” diyerek, kendini göstererek yayılıyor. Göstergelerdeki hareketlilikle birlikte vakalar patlıyor, ardından ağır hasta sayılarında ve ölümlerde artışlar baş gösteriyor. Derken kısıtlamalar açıklanıyor.

Salgının bu devinimini geçen kasım ayı sonu, aralık başında yakından izleyebilmiştik. Şimdi geriye dönüp bir kez daha baktığımızda, ikinci yükselişin bir sürpriz olmadığını çok daha iyi görebiliyoruz.

Salgında yükseliş halindeki üçüncü dalga ikinciyi geride bırakmaya aday

KASIM DALGASI NASIL PATLAK VERDİ?

Kasım ayına gelindiğinde Sağlık Bakanlığı kamuoyuna testi pozitif çıkan bütün “vaka”ları değil, yalnızca belirti gösteren “hasta”ların sayısını açıklıyordu. Kasım ortasında hasta sayılarında ciddi bir artış yaşanmaya başladı. Örneğin, kasım ayının üçüncü haftasına hasta sayılarında günlük 3 binli rakamlarla girilmesine karşılık, aynı hafta sonu günlük hasta sayısı birden 6 binlerin üstüne çıktı. Bir hafta içinde ikiye katlanma söz konusuydu yeni hasta sayısında.

Haberin Devamı

Benzer şekilde “ağır hasta” sayıları da kasım başında 2 binler eşiğindeyken, kasım ortasında bu sayı 4 binlere dayanmıştı. Bu arada, ilk kez “vaka” sayısı 25 Kasım’da açıklandığında, duyurulan günlük 28 bin rakamı toplumda büyük bir şok yaşanmasına yol açtı.

Kaygı verici bir başka yöneliş, COVID-19’dan ölen vatandaşların sayısının da sert bir şekilde yükselmesiydi. 9 Kasım’da başlayan haftada toplam 620 vatandaşımız hayatını kaybederken, bu toplam 16’sında başlayan bir sonraki hafta 851’e, 23’ünde başlayan hafta ise 1.200’e çıktı. Toplam üç hafta içinde vefat sayıları iki kat dolayında bir artışı gösteriyordu.

17 Kasım’da alınan sınırlı önlemler salgının bu artış hamlesini baskılamakta belirgin bir etki yaratmayınca, 30 Kasım’da hafta sonu sokağa çıkma yasaklarının dahil olduğu kapsamlı kısıtlamalar paketi duyuruldu. Burada altını çizmemiz gereken nokta, ikinci dalgaya etkili müdahalenin ancak 30 Kasım’da gelebilmiş olmasıdır.

Haberin Devamı

NORMALLEŞME ÖNCESİ VAKALAR ZATEN YÜKSELİŞTEYDİ

Bu kısıtlamalar vakaları belli bir süre içinde aşağı doğru çekerken, vefatlar bu yönelişi daha gecikmeli bir şekilde izledi. Her halükârda kayıplar 21 Aralık sonrası dönemde sürekli bir düşüş eğrisi izledi. Bu çizgi, 8-14 Mart haftası da dahil olmak üzere düzenli bir şekilde devam etti.

Yazımızda yer alan ve 30 Kasım, yani ikinci dalgadaki kısıtlamaların yürürlüğe girmesinden sonraki döneme ilişkin grafikler, uygulanan önlemlerin etkisini gösterdiğini anlatıyor. Gerçekten de vakalardaki düşüş ocak ayının ortasına kadar devam etmiş, ardından şubat ayının önemli bir bölümüne yayılacak şekilde bir platoya yerleşmiştir.

Haberin Devamı

Şubat ayının son haftası çok kritik bir zaman dilimini gösteriyor. Çünkü, daha öncesinde ortalama 7 binler eşiğinde yerleşmiş görünen günlük vakalar, 22 Şubat’ta başlayan hafta birden 9 binlere sıçramıştır. Bu durum, salgının başını yeniden yukarı doğru kaldırdığını gösteriyordu.

Gelgelelim, tam bu sırada normalleşmeye geçilmesi yolundaki çağrılar ve ekonomiyi canlandırma gibi düşüncelerle 1 Mart tarihinde açıklanan ikinci normalleşme dönemine geçilmiştir. Kısıtlamaların değişik risk kategorilerine alınan illerde farklılaşacağı, arada geçişlerin yapılabileceği kademeli bir model söz konusuydu.

Normalleşmeye geçilirken hesaba katılan yeni bir stratejik faktör, ocak ayının ortasından itibaren aşı kampanyasının da devreye girmiş olmasıdır. İlk aşamada ağır hastalıklar ve kayıpların daha yüksek oranlarda görüldüğü 65 ve üstündeki yaş grubu ile sağlık personelinin aşılanması hedeflenmiştir.

Haberin Devamı

1 Mart tarihi sabahı itibarıyla 6.8 milyon birinci doz ve 1.7 milyon ikinci doz olmak üzere toplam 8.5 milyon doz aşı yapılmıştı.

NORMALLEŞME VAKALARI HIZLA YUKARI ÇEKTİ

Grafikten de görüleceği şekilde, vakalar 1 Mart sonrasında düzenli bir artış eğrisi izlemiştir. 1 Mart haftasında 78 bin üstünde olan toplam vaka sayısı, 8 Mart haftasında 98 bine, 15 Mart haftasında 133 bine ve nihayet 22 Mart haftasında 195 binin üstüne çıkmıştır.

 Vakalar ciddi bir tırmanma eğilimindedir. Ayrıca, 15 Mart Pazartesi tarihinde günlük 15 bin 503 vaka açıklanırken, tam iki hafta sonraki pazartesi günü (önceki gün) bunun iki kat fazlasıyla 32 bin 404 vaka kaydedilmiştir.

Haberin Devamı

Burada kaygı verici olan bir durum, yapılan PCR testlerinde pozitif çıkma oranının da yükselmesidir. 1 Mart’ta normalleşmeye geçilirken yüzde 7.57 olan bu oran dün yüzde 15.8’e çıkmıştır. Salgının ikinci dalgasının zirveye çıktığı kasım sonu-aralık başı dönemde bu oran yüzde 17’nin de üzerindeydi. Test sonuçları bu orana yaklaşmak üzere olduğumuzu söylüyor.

DÜNKÜ 37 BİN VAKA SALGINDAKİ EN YÜKSEK SAYI

Dün akşam günlük vaka olarak  37 bin 303 sayısı

açıklanmıştır. Bu, COVID-19 salgınında  bugüne dek kaydedilen en yüksek sayıdır. Açıklanan rakam, salgının ikinci dalgada çıktığı tepe noktasının da üstündedir. İkinci dalgada kaydedilen en yüksek vaka sayısı 8 Aralık tarihinde 33 bin 198 olmuştu.

Bu durumda, dün itibarıyla üçüncü dalga günlük vaka sayısında ikinci dalgayı geride bırakmış bulunuyor.

Dünkü rakamların da altını çizdiği gibi, bütün işaretler, üçüncü dalgadaki günlük vaka sayılarının, en azından önceki gün açıklanan yeni kısıtlamalar etkisini gösterene kadar, önümüzdeki günlerde daha da yükseleceğini haber veriyor.

Bir başka düşündürücü gelişme, son iki hafta zarfında vefat sayılarında da kuvvetli bir artışın baş göstermiş olmasıdır. Mart ayının başındaki vaka artışları gözlendiğinde, bu durumun o sırada vefat sayılarına hemen yansımaması üçüncü dalganın -özellikle aşılamanın da etkisiyle- kayıplar açısından daha düşük bir yoğunlukta atlatılabileceği yolunda bazı iyimser beklentilere kaynaklık etmişti.

Son iki haftanın rakamları bu beklentilerin tutmadığının açık bir kanıtıdır.

Grafikten izleneceği gibi, 8-14 Mart haftasında toplam 459 kişi vefat ederken, bu sayı 15 Mart’ta başlayan hafta 572’ye, ardından geçen hafta 1.015’e çıkmıştır.

Durumun ne kadar sıkıntılı bir seyre girdiğini göstermek bakımından bir kıyaslama daha yapalım. 15 Mart Pazartesi günü vefat sayısı 63 olarak açıklanmıştı. Tam iki hafta sonra, önceki gün 24 saat içindeki vefat sayısı 154’e çıkmıştır. Neredeyse iki buçuk kat artmıştır. İkinci dalgada günlük en yüksek kayıp sayısı 23 Aralık tarihinde 259 olarak duyurulmuştu.

YAŞ KÜMELERİ AÇIKLANMALI

Vefat sayılarındaki artışın kafa karıştıran bir yönü aşıların etkisiyle ilgilidir. 65 yaş ve üstü kesimin büyük bir bölümünün aşı olması, vefatlar bu yaş kümesinde daha yüksek oranlarda görüldüğü için, salgının muhtemel bir yeni dalgasının daha az kayıpla atlatılacağı yolundaki tahminlere zemin oluşturmuştu.

Buna karşılık, dikkat çektiğimiz gibi vakalarla birlikte son iki hafta içinde kayıplar da yükselişe geçmiştir. Son dönemdeki kayıpların hangi yaş kümelerinde daha çok ortaya çıktığını bilmiyoruz. Bunun nedeni Sağlık Bakanlığı’nın uzun bir zamandır bu bilgileri toplumla paylaşmaktan kaçınmasıdır.

Aşı gerçekten etkili olduysa, ölümlerin bu takdirde 65 altı yaş guruplarında daha çok görüldüğü gibi bir sonuca ulaşacağız. Gerek aşının etkisini anlamak, gerek kümeler arasındaki dağılımı görmek bakımından bakanlığın şeffaf bir politikaya yönelmesi elzemdir.

Bu bilgilerin paylaşılması, insanların kendilerini disiplin altına almaları bakımından toplumda caydırıcı bir etki de yaratacaktır. Böyle bir caydırıcılık, yeni kısıtlamaların önceki akşam açıklanmasından sonra salgınla mücadelede bir ivme yaratılması bakımından da yararlı bir adım olacaktır.

Üçüncü dalga üzerimize geliyor ve toplumdaki yaş kümelerinin bundan nasıl etkilendiğini bilmiyoruz. Karanlıktayız. Hiçbir toplumun bu kadar hayati bir konuda karanlıkta bırakılması kabul edilemez.

Yazarın Tüm Yazıları