Resmi Gazete’de FETÖ’cü generalle ilgili dikkat çekici ayrıntı

FETÖ’cü olduğunu itiraf eden eski tuğgeneral Serdar Atasoy’un dosyasını karıştırırken her seferinde karşıma yeni ayrıntılar çıkıyor. Dikkatime takılan ayrıntılardan biriyle Resmi Gazete’de karşılaştım.

Haberin Devamı

Resmi Gazete’nin 24 Temmuz 2020 tarihli sayısında yayımlanan 2020/370 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararında bir gün önce (23 Temmuz) yapılan Yüksek Askeri Şûra (YAŞ) toplantısının kararları yer alıyor.

Altında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasının bulunduğu bu kararın girişinde, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları’nda 13 general, 4 amiral ve 51 albayın 30 Ağustos 2020 tarihinden geçerli olarak bir üst rütbeye terfi ettirilmelerinin uygun görüldüğü belirtiliyor.

Şimdi bu karara biraz daha yakından bakalım.

32 KARACI ALBAY ARASINDA 5’İNCİ SIRADA TERFİ ETMİŞ

Kararda general/amiral rütbelerini kapsayan terfiler hiyerarşi içinde isim isim sıralanıyor.

Terfilerin dağılımına baktığımızda, tuğgeneralliğe/tuğamiralliğe terfi eden 51 albaydan 32’sinin karacı, 9’unun denizci ve 10’unun havacı olduğunu öğreniyoruz.

Haberin Devamı

Günlerdir Türk kamuoyunda tartışılan FETÖ mensubu Serdar Atasoy’un ismiyle işte bu listede karşılaşıyoruz. Şûra’nın terfi listelerinde üst sıralarda yer almak her zaman önemli bir ölçü olagelmiştir. Kendisinin listede generalliğe kaçıncı sırada terfi ettiğini merak edebilirsiniz. Bu 32 karacı albay arasında beşinci sırada terfi etmiş Atasoy.

GENERALLİĞE TERFİDE DEVRESİNİN BİRİNCİSİ

Listede önemli bir ayrıntı daha dikkatimi çekti. Şöyle ki, bu 32 albaydan 5’i kurmay sınıfından. Listenin en üstündeki beş isim de –Atasoy dahil- kurmay subay. Generalliğe yükselen diğer albayların hepsi sınıf subayları.

Kritik detay kurmaylıkla değil, Atasoy’un devresiyle ilgili. Atasoy, generalliğe yükselen toplam 32 albay içinde en genç olanı. Kendisi 1974 doğumlu. Bu durumda 46 yaşında tuğgeneral olmuş.

Atasoy, Kara Harp Okulu 1995 yılı mezunu. Toplam 32 kişilik listedeki diğer yeni tuğgenerallerin hepsi kendisinden önce, 1994 ve öncesindeki devrelerden geliyor. Hatta bu listede Harp Okulu 1986 ve 1987 çıkışlı, 55-56 yaş aralığında ilk kez general olanlar da var. Önceki yılların YAŞ kararlarını da inceledim. 2018 ve 2019 YAŞ kararlarına bakıldığında, Kara Kuvvetleri’nde 1995 devresinden tuğgeneralliğe terfi alan kimse yok. O zaman şunu söyleyebiliriz ki, Kara Harp Okulu’ndan 1995 yılında mezun olan devreden tuğgeneral rütbesine terfi eden ilk asker Serdar Atasoy’dur.

Haberin Devamı

YENİ GÖREV: ‘K.K.K İSTH.BŞK. ANKARA’

Resmi Gazete arşivinde 12 gün sonrasına gelelim ve 4 Ağustos tarihli nüshadaki Cumhurbaşkanlığı’nın 2020/395 sayılı kararına bakalım. Yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasını taşıyan bu kararda, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde her yıl YAŞ kararları sonrasında yapılan görevlendirmeler yer alıyor. Ekli listedeki “Atandığı Görev” sütununun altında kimin hangi pozisyona getirildiği sorusunun yanıtını buluyoruz.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı General Atama Listesi”nin üçüncü sayfasında 44’üncü sırada yine Serdar Atasoy’un adıyla karşılaşıyoruz.

Burada kendisinin Malatya’daki İkinci Ordu Komutanlığı Harekât Başkanlığı’ndan Ankara’da “Kara Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanı” görevine atandığı yazılı.

Haberin Devamı

Şimdi işin kırılma noktasına geliyoruz. Bu kararın Resmi Gazete’de yayımlanıp yürürlüğe girmesine karşılık Tuğgeneral Serdar Atasoy Kara Kuvvetleri Komutanlığı karargâhındaki yeni görevine başlatılmamıştır. Ortaya çıkan bu durumdan kendisine dönük ciddi boyutlarda bir güvensizliğin yaşandığını anlıyoruz.

15 TEMMUZ GECESİ DARBECİLERE: ‘EMREDERSİNİZ KOMUTANIM’

Bu güvensizliğin nedenlerini araştırırken hafızamızı tazelemek üzere biraz geriye gidelim. YAŞ’ta beşinci sırada generalliğe terfi ettirilen Atasoy, aslında öncesinde FETÖ şüphelisi olarak soruşturma geçirmiş, bu çerçevede gözaltına alınmış bir askerdi.

Şüpheli statüsüne girmesine yol açan hadiselerden biri, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sırasında Türkiye’nin Bangladeş’in başkenti Dakka’daki askeri ataşesi olarak görevliyken yaptığı bir yazışmayla ilgilidir.

Haberin Devamı

Darbe girişiminin öne çıkan failerinden biri olan ve Genelkurmay Çatı Davası’nda 141 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan “yurtta sulh konseyi” üyesi eski tuğamiral Sinan Sürer, darbe gecesi saat 21.40’ta yurtdışındaki bütün askeri ataşelerin dahil edildiği bir ‘WhatsApp’ grubuna “Arkadaşlar, Türk Silahlı Kuvvetleri yönetime el koymuştur. Bunu tüm muhataplarınıza derhal iletin” şeklinde bir mesaj atmıştı. Genelkurmay Çatı iddianamesinde, askeri ataşelerin büyük çoğunluğunun bu mesajı “Emredersiniz” şeklinde yanıtladığı belirtilmişti.

Sürer’e “Emredersiniz komutanım” yanıtını verenlerden biri de Dakka’daki askeri ataşe Kurmay Albay Serdar Atasoy’du.

Haberin Devamı

ERZİNCAN’DA GÖZALTI

Atasoy, 2016 Kasım ayında merkeze alınmış, ardından Erzincan’da Üçüncü Ordu Komutanlığı’nda görevlendirilmiştir. Bu sırada yurtdışındaki askeri ataşelerin 15 Temmuz’daki durumları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturmaya konu olmuştur. Yurtdışındaki çok sayıda askeri ataşenin FETÖ’cü çıkıp firar etmesi bu soruşturmaya ciddiyet kazandırmıştır.

Atasoy, 2017 yılının başında Erzincan’da görev yaparken, Ankara’da başlatılan Ataşeler Soruşturması’nın uzantısı olarak gözaltına alınmış, ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştır. İfadesinde, 15 Temmuz gecesi Sinan Sürer’den gelen WhatsApp mesajına “Emredersiniz” yanıtını verirken, askeri teamüller çerçevesinde hareket ettiği savunmasını yapmıştır.

KOVUŞTURMAYA YER YOK, PASAPORTU İADE

Gelgelelim soruşturma kapanmamıştır. Soruşturma sürerken 2017 yılında –muhtemelen ağustos ayında- Malatya’da İkinci Ordu Komutanlığı Harekât Başkanlığı gibi son derece kritik bir göreve atanmıştır Atasoy.

Bu arada kendisiyle ilgili soruşturma da ilerlemiştir. Hakkında bulunan ve delil olarak değerlendirilen bir belge, darbecilerin kilit isimleri arasında yer alan, yine “yurtta sulh konseyi” üyesi dönemin Genelkurmay Başkanlığı General-Amiral Şube Müdürü olan Kurmay Albay Cemil Turhan’dan ele geçirilen bir CD’de yer alıyor. Bu belgedeki “Cumhurbaşkanı Başyaver Havuzu” başlıklı 139 kişilik listede Atasoy 10’uncu sırada yer alıyor.

Soruşturma sırasında ilginç bir delile daha rastlanır. Atasoy’un Kars’ta görev yaptığı 2005-2008 döneminde telefonunun buradaki bir ankesörlü telefondan arandığı ortaya çıkar. Ankesörlü telefonu kullanan kişi, dört dakikalık süre içinde önce bir başka askeri personeli, sonra Neriman Saygılı isimli bir kadını ve onun ardından da Atasoy’u aramıştır.

“Ardışık aramakriterinde bakılan husus, mahrem imamın hedef askerleri ankesörlü telefondan arka arkaya aramasıdır. Dosyaya bakan Ankara’daki savcı, iki askerin arasına bir kadının aranması girdiği için ardışıklık ölçütünün karşılanmadığını değerlendirmiştir. Keza başyaver havuzunda adının geçmesi tek başına yeterli delil görülmemiştir.

Sonuçta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 1 Nisan 2019 tarihinde Atasoy hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar vermiştir. Soruşturma aşamasında Atasoy’un el konulan dijital materyallerinin asılları ile kopyalarının da kendisine iade edilmesi kararlaştırılmıştır. Ayrıca, el konulmuş olan pasaportunun yeniden aktif hale getirilmesi için Ankara Valiliği’ne yazı yazılmasına da karar verilmiştir. Böylelikle Atasoy hakkındaki suçlamalardan aklanmış, 2020 YAŞ’ında tuğgeneralliğe terfi etmiştir.

MİT’İN YAZISI İTİRAFI GETİRİYOR

Ancak Kara Kuvvetleri’ndeki ‘İstihbarat Başkanı’ görevine başlayamamıştır Atasoy. Üç ay sonra da gerçek ortaya çıkmıştır. Ankara’daki meslektaşımız Fevzi Kızılkoyun’un bugün gazetemizde yayımlanan haberinden öğreniyoruz ki, 2 Kasım 2020 tarihinde MİT’ten ilgili kurumlara gönderilen ve Atasoy’un FETÖ bağlantılarına işaret eden bir yazı üzerine aynı gün kendisinin emeklilik işlemi yapılmıştır.

Hemen ardından açılan yeni soruşturmada ankesörlü telefon kayıtları üzerinden Atasoy’un FETÖ’deki mahrem imamlarla olan bağlantıları somut delillerle ortaya konmuştur. Atasoy, 27 Ocak’ta gözaltına alındıktan sonra itirafçı olmuştur.

Kara Kuvvetleri’nde atandığı göreve başlatılmazken Atasoy’a duyulan güvensizliğin dayanaksız olmadığı da böylelikle anlaşılmıştır.

Yazarın Tüm Yazıları