Paylaş
‘YÜREĞİM yanıyor...’ diye söze giriyor arkadaşımız Uğur Ergan, Manastır'da tanık olduğu korkutucu görüntüleri aktarırken.
Harabeye dönmüş evler, ateşe verilmiş dükkánlar, yerle bir edilmiş Osmanlı mezarları...
Hasar gören her yapıda ortak bir tema var. Ön cephelere çizilmiş olan haç işaretleri.
İşaret, ‘‘Burada Müslümanlar oturuyor, saldırabilirsiniz’’ mesajını taşıyor.
Makedonya'da olan bitenler, açıkça görülmektedir ki, bazı farklılıklarla birlikte Bosna benzeri bir ‘‘etnik temizleme’’ harekátına dönüşmek üzeredir.
Gerek geçen ay, gerek geçen hafta Manastır'da meydana gelen olaylar, aynı senaryonun parçaları gibi gözüküyor. Her ikisinde de, olayları tetikleyen, ayrılıkçı Arnavut Ulusal Kurtuluş Ordusu'nun (ONA), Makedon güvenlik güçlerini hedef alan ve ölümle sonuçlanan saldırıları oldu.
Son olarak geçen salı günü Kalkandelen'de 5 Makedon askeri, ONA militanları tarafından pusuya düşürülerek öldürüldü.
Provokasyon bir kez daha tuttu. Bu kez fanatik Makedon milliyetçileri, cinayetleri protesto ederken, Manastır'daki Türk ve Arnavutların evlerine, dükkánlarına saldırdılar.
* * *
Burada düşündürücü olan iki nokta var. Birincisi, saldırılara Makedon güvenlik görevlilerinin de dahil oldukları yolunda kuvvetli duyumların bulunması.
İkincisi, Üsküp'te milliyetçi çizgideki Makedon Milli Demokrasi Partisi'nin başını çektiği hükümetin olaylar karşısındaki kayıtsızlığı...
Bu haliyle, bazı Makedon makamlarının Arnavut saldırılarını fırsat bilerek, kalan Türkleri ve Arnavutları ülkeden sürmeye dönük gizli bir yıldırma stratejisi uyguladıkları yolunda yaygın bir kanı var.
Makedonya'da sayıları 70 bin dolayında olduğu tahmin edilen Türklerin bu olaylarla hiçbir ilişkileri yok.
Buna karşılık, 500 bine yaklaşan nüfuslarıyla ülkedeki en büyük etnik azınlığı oluşturan Arnavutlar içinde sayıları sınırlı olmakla birlikte ‘‘Büyük Arnavutluk’’ rüyasına inanmış ve şiddete başvuran unsurlar var.
* * *
Arada sıkışıp kalanlar ise bu fanatik çizgiyi paylaşmayan Arnavutlar ve çatışmanın tümüyle dışında olan Türkler.
Makedon milliyetçileri, misilleme yaparken tepkilerini ayırım gözetmeksizin bütün Arnavutlara yöneltiyorlar.
Benzer şekilde, Türk-Arnavut ayırımı da yapmayıp, bütün Müslüman unsurlara saldırıyorlar.
Türklerle Arnavutların ortak evlilikler sonucu iç içe geçmiş olmaları, benzer gelenekleri paylaşmaları, bu çatışmada Türkleri içinden çıkılması neredeyse imkánsız, çok sıkıntılı bir duruma sokuyor.
Saldırılar kontrol altına alınamadığı takdirde, Makedonya'da geride kalan Türklerin anavatanlarına göç etmekten başka bir çareleri kalmayacak.
Balkan Savaşı yenilgisiyle başlayan göç dalgasından geride kalanlar, bu gidişle ‘‘son kafile’’yi oluşturacaklar.
Büyük ‘‘Bölge Gücü’’ Türkiye'nin seyirciliği altında...
Paylaş