Paylaş
Suriye’nin kuzeyinde özerk bir yönetimin kuruluş adımlarının dünyaya ilan edildiği bu kongre, aslında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Iraklı Kürt lider Barzani arasında Diyarbakır’da yapılacak görüşmenin en hassas gündem maddelerinden birini oluşturacak.
* * *
Kamışlı’da Demokratik Birlik Partisi’nin (PYD) inisiyatifiyle gerçekleştirilen “Batı Kürdistan (Rojava) Halk Meclisi” (EGRK) toplantısının sonunda yayımlanan bir bildiri ile “Rojava Genel Yönetimi Kurucu Meclisi”nin kuruluşu ilan edildi.
Kurucu meclis, Kuzey Suriye’de kurulacak “Geçici Yönetim”in kurumsal altyapısını hazırlayacak. Bu hazırlıklar bir yönetim organı (hükümet) ve bir parlamentonun faaliyete geçmesiyle sonuçlanacak. PYD lideri Salih Müslim, AA’ya yaptığı açıklamada, alınan kararın “geçici yönetim değil ama onun ilk adımı olduğunu” belirterek, “Hazırlıklar tamamlanırsa üç ay içinde seçimlere gidilecek” diye konuşuyor. Geçici yönetimin resmen ilanının, seçimlerin sağlayacağı meşruiyet zemini üzerinden yapılacağı anlaşılıyor.
Tasarlanan geçici yönetimin kantonlardan oluşması öngörülüyor. Birinci kanton, Kilis’in altındaki Afrin’i merkez alacak. Bunun doğusunda Türkiye–Suriye sınırının orta bölgesinin altında Kobani ve Irak’a doğru sınırın doğu ucunda Cizir (Cizre) kantonları yer alacak.
* * *
Rojava Kurucu Meclisi’nin temsil gücü ne? Bu yapılanmanın başını çeken PYD, PKK çizgisindeki bir kuruluş. PYD kadroları, İmralı’daki Abdullah Öcalan’ı önderleri olarak görüyor.
Kurucu meclis yalnızca Kürtlerden oluşmuyor. Aynı zamanda Suriye’nin kuzeyinde yaşayan Arapların bir bölümü ile Süryani, Keldani ve Ermeni cemaatlerinin temsilcileri de yer alıyor bu mecliste. Bu haliyle çoğulcu bir yapıyı temsil ettiği vurgusu yapılıyor.
Kuzey Suriye’de faaliyet gösteren Barzani’ye yakın Kürt örgütleri, bu girişimin dışında kalmayı tercih ediyor. Salih Müslim, Suriye Kürtleri Birliği Partisi ile Suriye Azadi Partisi’nin bu oluşumda neden yer almadığı sorusuna “Herkes toplantıya davet edildi, fakat bu partiler kabul etmedi. Bu partiler Türkiye’nin ve koalisyonun tepkisi nedeniyle toplantıya katılmadılar” yanıtını veriyor.
PYD ile Barzani arasında Kuzey Suriye’de sürmekte olan nüfuz mücadelesinin Suriye’nin geleceğinin masaya yatırılacağı Cenevre konferansına da yansıyacağı anlaşılıyor. PYD, bu konferansa Suriye muhalefeti içinde değil, kendi başına katılmayı planlıyor. PYD dışı Kürt grupları ise Suriye muhalefetinin bir parçası olarak hareket edecek.
Ancak PYD’nin Kuzey Suriye’deki kitle desteğinin Barzani yanlısı gruplara kıyasla daha kuvvetli olduğu da bir vakıa.
PYD, Kürtler nezdindeki meşruiyetini sayısal üstünlüğünün yanı sıra Kuzey Suriye coğrafyasının pek çok köşesinde El Kaide ve ona yakın çizgideki cihatçı gruplara karşı son bir yıldır yürüttüğü silahlı mücadeledeki kazanımlarıyla da tesis ediyor.
* * *
Neresinden bakılırsa bakılsın, geçen salı günü ilan edilen Kuzey Suriye’deki kurucu meclis, hepimize Türkiye’nin 900 kilometreye yakın Suriye sınırının altında yeni bir realitenin kuvveden fiile çıkmakta olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki aylarda, 1991 sonrasında Kuzey Irak’ta meydana geldiği gibi özerk bir yönetimin kurumlarının inşa edildiğine tanıklık edeceğiz Kuzey Suriye’de.
Her halükârda burada yaşayan Kürtlerin diğer etnik ve dini grupların önemli bir bölümünü yanlarına alarak ilk kez kendi kendilerini yönetme egzersizine başlayacaklarını öngörebiliriz.
Suriye’deki içsavaşın daha uzun bir süre bugünkü gibi kilitlenmiş bir şekilde seyretmesi, kuzeydeki yapılanmanın iyice yerleşmesini, kurumsallaşmasını beraberinde getirecektir.
Gelecekte yeni Suriye’nin tasarımı şekillenirken, Kürtler zaten rüştünü ispatlamış bir federe yönetim/devlet kimliği ile bu tasarımın içine eklemlenmeyi deneyecektir, Irak’ta yaşandığı gibi. Bu yönetimin resmi dairelerinde Öcalan’ın fotoğraflarının asılması şaşırtıcı olmayacaktır.
Ankara’ya gelince, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun önceki gün NTV’de “böyle bir yönetimin tek taraflı ilan edilemeyeceğini” belirtip, “ikircikli davranmakla” suçladığı PYD’ye “ülkeyi bölecek ilanlardan kaçınmalarının tavsiye edildiğini” söylemesi ciddi bir rahatsızlığın dışavurumudur.
Paylaş