Kaşıkçı cinayeti:İstihbarat alanında önemli ilkler yaşanıyor

GALİBA dünyada önemli bir ilk yaşanıyor. Bir başkonsoloslukta işlenen gazeteci cinayetinin ardından ev sahibi ülkenin istihbarat örgütü tarafından elde edilen olaya ilişkin dinleme kayıtları birden uluslararası kamuoyunun gündemine yerleşiyor.

Haberin Devamı

Örneğin, dünyanın saygın gazetelerini okuduğumuzda, bu dinleme kayıtları esas alınarak, cinayetten hemen sonra infazı gerçekleştiren ekibin liderinin Riyad’daki bir görevliyi arayarak “Patronunuza söyleyin, iş bitirildi” diye haber verdiğini öğrenebiliyoruz.

Keza, dün Hürriyet’te Hande Fırat’ın köşesinde olduğu gibi, cinayetin yedi dakikaya yayıldığını, Cemal Kaşıkçı’nın boğularak öldürülmesi sırasında korkunç sesler duyulduğunu, tam bir vahşetin yaşandığını okuyabiliyoruz. Kayıtlara ilişkin kendilerine bilgi verilen dünyanın önde gelen liderlerinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “vahşi”, “inanılmaz” ve “insanlık dışı” şeklinde tepkiler verdiklerini de...

Söz konusu kayıtlar, Erdoğan’ın Suudi Arabistan’daki üst makamların cinayetteki sorumluluğunu ortaya çıkarmaya dönük stratejisinde de dayandığı en önemli araç haline gelmiştir. Kayıtlar, bu yönüyle Ortadoğu’nun dengelerini etkileyebilecek bir çekişmenin de merkezinde yer alıyor.

*

Haberin Devamı

MİT müsteşar yardımcılığına kadar yükselen emekli istihbaratçı Cevat Öneş de bu hadisede önemli ilkler yaşandığı görüşünde. Öneş, “Örneğin bir teknik istihbarat faaliyetinin siyasiler tarafından açıklanması ve böylelikle teknik dinleme yapıldığı algısının ortaya çıkması bir ilktir. Ancak bir cinayetin bir başkonsoloslukta devlet güdümlü olarak işlenmesi de bunun gibi bir ilktir” diye konuşuyor.

İlklere bakmak için başa dönelim. Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim günü saat 13.14’te İstanbul Levent’teki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu binasından içeri adım atmış ve bir daha kendisinden haber alınamamıştır. İçeride kendisini bekleyen infaz ekibi Kaşıkçı’yı hemen orada öldürmüştür.

Milli İstihbarat Teşkilatı, cinayetin işlenişi sırasında çıkan seslerin kayıtlarını elde etmiştir.

Mantıken bu kayıtların ‘ortam dinlemesi’ yoluyla elde edildiğini tahmin edebiliriz. Ancak faaliyetin binanın içindeki bir yansıtıcı ile dışarı aktarma şeklinde mi yapıldığı, yoksa seslerin içerideki bir dinleme cihazı ile kaydedilip bu cihazın sonradan mı dışarı çıkarıldığı gibi teknik ayrıntıları bilebilecek durumda değiliz. Olayların akışı sanki ibreyi ikinci şıkka doğru yöneltiyor.

Haberin Devamı

Öyle ya da böyle, odadan yükselen korkunç sesler boşlukta kaybolmamış, istihbarat servisi tarafından kayda alınmış ve bugün dünya kamuoyunun olayla ilgili aydınlanabilmesi bakımından en değerli kaynak haline gelmiştir.

*

Dünyanın pek çok yerinde diplomatik temsilciliklerin ev sahibi ülkenin gizli servislerince dinlendiği malumun ilanıdır. Buna karşılık, bundan önceki gizli uygulamalarla bu hadise arasında dikkat çekici bir fark var. Geçmişte bu tür faaliyetlerin yapıldığı reddedilirken ya da bu konuda sessiz kalınırken, bu kez bir faaliyetin yürütüldüğü açıkça kabulleniliyor.

Bir diğer fark, geçmişte özellikle dost ve müttefik ülkelerin servisleri arasında bilgi paylaşımı yapılması olağan, ancak gizli tutulan bir faaliyet iken, bu kez servisler arasındaki işbirliğinin saklanmamasıdır. Bunun gibi, tapelerin yabancı devlet adamlarına iletildiği açıkça duyurulmakta, dahası iş Fransa ile Türkiye arasında yaşandığı gibi “Tapeleri bize vermediniz”, “Hayır, sizin istihbarata vermiştik” şeklinde polemiklere kadar varabilmektedir.

*

Haberin Devamı

Hadisenin ilginç bir yönü şu noktada da karşımıza çıkıyor. Dinlemenin kabullenilmesi, içeriğin paylaşılması gibi hususlar başka bir vakada meydana gelse büyük bir skandalı, krizi tetikleyebilecekken, Cemal Kaşıkçı olayında ciddi bir sorun yapılmıyor, hatta bu durum genel bir kabul görüyor.

Sonuçta, Kaşıkçı’nın başkonsoloslukta öldürülmesinin yarattığı küresel infialin ışığında, gerçeğin gün ışığına çıkması, sorumluların bulunup cezalandırılması yolundaki kuvvetli talep karşısında işin istihbaratla ilgili bütün bu yönleri ikinci, üçüncü planda kalmışa benziyor.

Bununla birlikte, Cevat Öneş, bir ihtimale dikkat çekme ihtiyacını duyuyor: “Bugünkü tabloda bu faaliyet bir yankıya, eleştiriye yol açmayabilir; ancak ileride siyasi gelişmelerin yönü, konjonktür değişirse farklı durumlar, farklı dönüşler olabilir.

Haberin Devamı

Böyle bir ihtimalin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ancak ileride anlaşılabilir. Bugün için Kaşıkçı hadisesinin dinleme faaliyetlerinin “olağanlaşması” gibi bir duruma, kabule yol açtığını söylemek mümkündür.

 

SON 24 SAATTE YAŞANANLAR

Yazarın Tüm Yazıları