Hilmi Özkök’ün Balyoz davasına bakışının seyri

ESKİ Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün önümüzdeki kasım ayında yeniden görülmeye başlanacak olan Balyoz davasında tanık olarak dinlenecek olması, bu davanın seyri bakımından önemli bir dönemeç noktası oluşturacak.

Haberin Devamı

Orgeneral Özkök’e geçen dönemde yöneltilen en önemli eleştirilerden biri, bu davada ortaya atılan darbe iddiaları karşısında genellikle suskun kalmasıydı. Bu yüzden eski silah arkadaşlarının, Balyoz sanıklarının ve onların yakınlarının ağır eleştirilerine hedef olmuştu Özkök son üç dört yıl içinde.
Peki Özkök, Balyoz davası hakkında ne düşünüyordu?

* * *

Kendisinin bu konudaki belli başlı açıklamalarını izlediğimizde şu gözlemleri yapabiliriz:
1) Özkök, Taraf gazetesinin 2010 Ocak ayı sonunda “Balyoz darbe planı” iddialarını manşetinden duyurmasından sonra bu konudaki ilk değerlendirmesini o tarihlerde Star gazetesinde çalışan bugünkü AK Parti Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar’a yaptı. Özkök, 1 Şubat 2010 tarihinde Star’da yayımlanan bu açıklamasında, “plan seminerinin yapılması talimatını kendisinin verdiğini”, ancak seminerden sonra “basında yer aldığı şekilde suç sayılacak şeylerin kendisine sunulmadığını”, bunların “sonuç raporunda da yer almadığını” belirterek, şöyle dedi:
“Adı geçen emekli orgeneral (Çetin Doğan) da bunları reddetmektedir. Ama yıllar sonra ortaya çıkan bu belgeler ciddi bulunursa yargı tarafından gereği yapılacaktır.”
2) Özkök
, Balyoz davasında tanık olarak çağrılmasa da Ergenekon davasında tanıklık yaptı. Özkök, 3 Ağustos 2012 tarihinde bu davaya bakan İstanbul Özel Yetkili 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Balyoz’la ilgili bir soru üzerine “Böyle bir darbe planı duymadığını” belirtti. Özkök, bununla birlikte, 2003 yılında Birinci Ordu’da düzenlenen plan semineri hakkında, “seminerde incelenen en tehlikeli senaryo bölümünün maksadını aştığı yolunda duyumlar aldığını” ifade etti.
3) Balyoz’a bakan İstanbul Özel Yetkili 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin 21 Eylül 2012 tarihinde 325 sanığı mahkûm edip, 36 sanığı beraat ettirmesinden sonra yeni bir durum ortaya çıktı. Özkök, 2 gün sonra 23 Eylül’de Sabah gazetesinden Sevilay Yükselir’e verdiği demeçte, “karara şaşırmadığını, ancak üzüldüğünü” söyledi. Özkök, Yükselir’in “Yargılama adil olmadı diyenler var, siz ne düşünüyorsunuz? Katılıyor musunuz bu görüşe” sorusuna da şu yanıtı verdi:
“Ben böyle bir şey diyemem. Çünkü hukukçu değilim. Ama bir vatandaş olarak gözlemime göre mahkeme heyeti bu davada titiz davrandı. Tanıklar dinlendi. Bilirkişi gereğini yaptı. O nedenle adil yargılanma olmadı diyemem.”
Özkök’ün bu sözleri büyük bir tartışma yarattı.
4) Özkök, aynı gün (23 Eylül) Milliyet’ten Fikret Bila’nın köşesinde yayımlanan görüşlerinde ise cezalar verilirken rütbelere göre ayrım gözetilmemesini eleştiriyordu. Şöyle dedi Özkök:
“Askerlik mesleği itaat etmeye dayanır. Emir aldığında onun kanuna uygun olup olmadığını sorgulamaz, sorgulamaya vakti de olmaz. Emri yerine getirir. Bu olayda yüzbaşı var, binbaşı var, yarbay var, albay var, şimdi tuğgeneral olsa bile o tarihte bu alt rütbelerde subaylar var. Bunların sorumluluğu ile emir verenlerinki aynı düşünülmemeli. Bu bakımdan ben daha kademeli bir değerlendirme olabilir diye düşünmüştüm.”
Özkök
ekledi: “Hukukta öç alma yoktur. İntikam yoktur. Hukuk böyle çalışmaz. Ancak ortaya çıkan hukuki sonuçların bir caydırıcılık özelliği olur, herkesin bu sonuçlardan alacağı dersler vardır... Keza adil yargılama açısından dersler çıkarılacaktır.”
5) Eski Genelkurmay Başkanı, üç gün sonra (26 Eylül 2012) Milliyet’ten Mehmet Tezkan’ın köşesinde yayımlanan bir açıklamasında ise şöyle konuştu:
“Yargıtay, Anayasa Mahkemesi safhaları sonuçlanmadan dersler çıkarmak takdir edersiniz ki bizi güdük sonuçlara götürür.”
6) Özkök, bir gün sonra (27 Eylül) Cumhuriyet’ten Utku Çakırözer’e açıklamasında özellikle Sabah gazetesine mülakatının yol açtığı tepkilere karşılık verirken, bu mülakatın başlığının sorunlu olduğunu ima ederek, şöyle dedi: “Arkadaşlarımın hepsi tertemizdir. Ben hiçbirini suçlamadım, şikâyet etmedim ve haklarında kötü bir şey söylemedim. Onlar ne derlerse, gönülleri hoş olsun.”
7) Yargıtay Dokuzuncu Ceza Dairesi, 9 Ekim 2013 tarihinde 237 sanık hakkındaki mahkûmiyetleri onayınca, Özkök, iki gün sonra (11 Ekim) Milliyet’ten Fikret Bila’ya verdiği demeçte “Balyoz davasının Yargıtay safhası sona ermiştir. Hüküm giyen arkadaşlarım için büyük üzüntü duymaktayım. Beraat edenler için de sevinçliyim” diye konuştu.
8) Son olarak Anayasa Mahkemesi 18 Haziran 2014 tarihinde Balyoz’da “adil yargılama hakkının ihlal edildiğine” hükmederek, yeniden yargılama yapılmasını kararlaştırdı. Özkök, yaptığı bir açıklamada karardan “mutluluk duyduğunu” belirtti, ayrıca geçen hafta 8 Temmuz’da Milliyet’ten Güneri Cıvaoğlu’na gönderdiği açıklamada Balyoz davasından söz ederken şöyle dedi:
“...Amacım sadece oynanan bu oyunun, TSK mensuplarının dayanışmasını, karşılıklı sevgi, saygı ve güveni zedeleyen, bir kısmı bilinçli bir saçmalık olduğunu anlatmaya çalışmaktır. Başarılı da olunmuştur.”
Özkök
’ün ilk açıklamasıyla son açıklaması arasında önemli bir bakış farklılığından söz edebilmek mümkündür.

Yazarın Tüm Yazıları