Paylaş
KOALİSYON partilerinin hükümet ile cumhurbaşkanlığı seçimini birbirinden ayırmış olmaları, ortak bir aday üzerinde anlaşmalarını güçleştirecektir.
Ortaklar, hükümetin dağılması tehlikesini hissetmedikleri için istedikleri gibi hareket etme serbestisine sahip olacaklardır.
Bu durumda her parti kendi oyun planını uygulamaya koyabilir. Örneğin ANAP, kendi adayını öne sürüp, hükümet dışından kuracağı ittifaklarla sonuca gitme riskini üstlenebilir.
Çizeceğimiz senaryoda, ortak bir aday üzerinde anlaşma sağlanamamış ve aday olma sürecinin son günü olan 25 Nisan Salı tarihi gelip çatmıştır. Her parti ya şansını denemek ya da pazarlık pozisyonu alabilmek için kendi içinden resmi bir aday çıkarma yoluna gidecektir.
Bundan sonrası nefes kesecek bir taktik savaşına sahne olacaktır. Bu taktik savaşı, şu mekanizma üzerinde sahnelenecektir:
Birinci oylama muhtemelen 26 Nisan, ikincisi ise 30 Nisan tarihinde yapılabilir. Cumhurbaşkanı seçilebilmek için gerekli oy sayısı 367'dir.
Tahminen 4 Mayıs günü yapılacak üçüncü oylamada sayı 276'ya düşmektedir.
İşin püf noktası, üçüncü turdan dördüncü tura geçiş aşamasındadır. Dördüncü tura ancak üçüncüde en yüksek oyu alan iki aday kalabilecektir. Bu iki aday arasına girmek, Çankaya Köşkü'nün kapısını aralamak demektir.
İlk iki turda, partilerin pazarlık güçlerini göstermek üzere kendi adaylarının arkasında durmaları beklenmelidir. Belli fireler verilse de, sonuçlar büyük ölçüde Meclis'teki sandalye dağılımını yansıtacaktır.
Düğümü çözecek olan eşik, üçüncü oylamadır. Üçüncü oylamada önemli oy kaymaları meydana gelecektir. Kendi adayını seçtiremeyeceğini gören partiler, seçimde belirleyici olabilmek ve siyasi çıkarlarını gözetmek için pazarlığa gireceklerdir.
Bu noktada kimin hangi partiye yöneleceği, dördüncü tura kalacak iki finalistin kimliğini de belirleyecektir.
Burada iki partinin kritik bir rol oynayacaklarını söyleyebiliriz: FP (103) ve DYP (85)...
DYP Lideri Tansu Çiller, kendi adayının şansı olmadığını görürse herhalde ANAP Lideri Mesut Yılmaz'ı Çankaya Köşkü'ne göndermek istemeyecektir. Bu nedenle DYP grubunun, MHP ya da DSP'nin göstereceği adaya destek vermesi beklenebilir.
Çiller, FP'nin desteğini alarak kendi adayını dördüncü tura bırakmayı da deneyebilir.
Bu noktada DSP ve MHP'nin ortak bir eksende blok halinde hareket etmeleri, bu iki partiye nazım bir rol oynama imkánı tanıyabilir. Ancak ideolojik farklılıklar nedeniyle bu eksenin işlemeyeceği de varsayılabilir.
ANAP açısından bakıldığında, adayını dördüncü tura sürebilmek için üçüncü turda bir partinin mutlak desteğini yanına alması gerekecektir. ANAP, FP'nin blok desteğini alması halinde (103+85) bu şansı yakalayabilir.
ANAP Lideri Mesut Yılmaz'ın dördüncü tura kaldığı ve rakibinin sağda muhafazakár bir isim olduğu bir senaryoda, DSP oylarının ehven-i şer olarak kendisine yönelebileceği düşünülebilir. Bu da Yılmaz'ın sürpriz bir şekilde ipi göğüslemesi demek olur.
Görüleceği gibi, sonucu üçüncü tura gelindiğindeki taktik savaşları belirleyecektir.
Paylaş